Türkiye, terörle haklı mücadelesinde çok önemli bir fırsat yakalamıştır. Binlerce vatandaşını kaybeden, askerini Şehit veren, çok sayıda Gazisi olan, ülkemizin refaha tahsis edeceği kaynakları terör yolu ile adeta gasp eden, işlediği insanlık suçunun örneklerini her geçen gün arttıran terör örgütünün destekçilerine karşı asla geri adım atılmamalıdır.
İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliklerine terör örgütlerine sağladıkları somut destekler nedeniyle Türkiye tarafından onay verilmeyeceği belirtilmiş ve akabinde bu konuda Türkiye’nin ikna edilmesine yönelik NATO Genel Sekreteri koordinesinde 28 Haziran 2022 tarihinde “Türkiye-İsveç-Finlandiya NATO Katılım Anlaşması” adı altında bir mutabakat metni imzalanmıştır. Anlaşmanın imzalanmasından sonra geçen süreçte iki ülkenin Türkiye’yi ikna çabaları devam etmiş ve henüz sonuç alınamamıştır.
Türkiye, terörle haklı mücadelesinde çok önemli bir fırsat yakalamıştır. Binlerce vatandaşını kaybeden, askerini Şehit veren, çok sayıda Gazisi olan, ülkemizin refaha tahsis edeceği kaynakları terör yolu ile adeta gasp eden, işlediği insanlık suçunun örneklerini her geçen gün arttıran terör örgütünün destekçilerine karşı asla geri adım atılmamalıdır.
Zamanında NATO’dan ayrılan Yunanistan’ın bir gecede NATO’ya geri dönmesine verilen izinin bedelini ödemeye devam ediyoruz. Yunanistan ve GKRY’nin artan şımarıklıklarında verdiğimiz onayında çok önemli etkisi olduğu göz ardı edilmemelidir.
Türkiye, bu iki ülkeye hayır derken, terör örgütünün destekçileri Almanya, Fransa başta olmak üzere sözde demokrasi havarisi kesilen, ancak Afrika’da yaptıkları gasp ve katliamlarla anılan Avrupa ülkelerine de hayır demektedir.
1992 yılında Irak’ın kuzeyinde operasyonda çembere alınan terörist başları Osman Öcalan ve Cemil Bayık’ı kurtarmak için yoğun çaba gösteren, 1991, 1992 yıllarında geceleri uçan hava araçları ile terör örgütüne lojistik destek sağlayan, hasta ve yaralılarını alarak kurtulmalarını sağlayan, halen Suriye kuzeyinde PKK terör örgütüne her türlü desteği vererek, ordulaşma sürecine geçmesi için azami çaba sarf eden, Dedeağaç bölgesine kurduğu üs ile Yunanistan’daki terörist yuvası Lavrion kampının koruyuculuğunu yapan, tatbikata ara verilmişken sözde kaza ile Muavenet Muhribini vurarak şehitler vermemize neden olan, ABD’ye hayır demektir.
Terörist başı Suriye’den kaçmak zorunda kaldığında ona sahte kimlik ve pasaport veren, ülkelerine gelmesi için utanmadan davetler yapan başta Yunanistan olmak üzere bu ülkelere hayır demektir.
Kundaktaki bebeklerimiz ve anneleri katledilirken, 12 Nisan 1995’te sözde sürgünde Kürt parlamentosu toplantısına izin veren Hollanda’ya hayır demektir.
Terör örgütüne demokratik hak diyerek TV kanalı açmasına göz yuman ve Türkiye’nin kanalın kapatılması yönündeki girişimlerine kayıtsız kalan Danimarka’ya hayır demektir.
Merhum Özdemir Sabancı’yı katleden sözde açılan davada gülerek ve zafer işareti yapan teröristlere yataklık yapan Belçika’ya hayır demektir.
Terör örgütü ile mücadelemizde şehitler verirken teröristlere her türlü desteği veren, onları ziyaret etme küstahlığında bulunan Mitterand’ın Fransa’sına hayır demektir.
Terörle mücadelede parası karşılığı aldığımız silahları teröristlere karşı kullanamazsınız diyerek ambargo başlatan Almanya, İsveç ve diğer Avrupa ülkelerine hayır demektir.
FETÖ terör örgütünü mensubu teröristlere ev sahipliğini demokratik hak olarak gören ve Türkiye’nin geri iadesini isteklerine kayıtsız kalan başta ABD olmak üzere bütün NATO ülkelerine hayır demektir.
Uluslararası hukuk açısından daha ziyade siyasi belge olarak değerlendirilen, yaptırımı olmayan bu tür mutabakatlara güvenmeden, buna imza atan ülkelerin geçmişte nasıl hemen politika değişikliği yaptığını görmeden, kısacası “Dün Dündür Bugün Bugündür” diyebilen bu ülkelere hayır demektir.