İfadeler yanıltıcı olabiliyor. Göçmen yerine mülteci, mülteci yerine düzensiz insan hareketliliğinde bulunan kişiler diyebilirsiniz. Özü değişmiyor. Yerinden yurdundan ayrılmak zorunda kalan insanları kastediyorum.
Dünya nüfusunda önemli bir sayıya karşılık geliyorlar. Dünkü yazımda Afganistan’dan meşhur bir göçmenin hikayesine yer vermiştim. Yazıya bazı yorumlar geldi. Çoğunlukla Mevlana üzerine yazdıklarım farklı bakış açısı nedeniyle memnuniyetle karşılandı. Teşekkür edip geçelim. Aleyhte yorumlar ise göz atmaya değer. Bunlardan birisi Mevlana’nın ne kadar kötü, fitne-fesat birisi olduğunu söylüyordu. Ahi Evran’a yaptığı kötülüklerden bahsediyor ve kültürümüzde gayrimüslimler için kullanılan “toprağı bol olsun” temennisiyle bitiyordu mesaj. Diğeri ise yazıyı tavsiye eden bir arkadaşa cevap niteliğinde yazıyı okumaya bile tenezzül etmeyeceğini yazıyordu ve devletin kuracağı tampon bölgelerde göç hareketlerini kontrol etmesinin daha uygun olacağını söylüyordu. Yazıyı okumadan verilen tepkilerle nasıl bir ruh halinde olduğumuzu da anlamış bulundum.
Dilerseniz sınırlarımızın ötesine gidelim. Amerika’nın Meksika sınırına örülecek duvara ilişkin eylemlerde protesto edilen Kızılderili yaşlıya kulak verelim. Köken itibarıyla bakacak olursak yaşlı adam Amerika ismi verilen kıtada karşısındakilerden çok daha fazla yerliydi. Ama söz hakkı göçmenlerdeydi artık. Çünkü çoğunluğu ve gücü ele geçiren onlar olmuştu. Yeni gelenlere yer yok diyorlardı. Neye dayanarak? Orası muamma. Amerika kıtasına sonradan yerleşen bir ailenin çocuğu olan Trump ülkede daha fazla göçmene yer olmadığını düşündü ve sınıra duvar örmeye çalışıyor. Kendisinin göçmen olduğunu hatırdan çıkarıyor, hatta eşinin göçmenliği daha ikinci kuşak bile değil. Akıl gidince her şeyi yapmak mümkün.
Türkiye toprakları göçmenlerle var olmuş bir coğrafya. İnsan hareketliliği yaşadığımız coğrafyaya sayısız faydalar sağlamış. Ait oldukları kökenleri iftiharla dile getiren kişilerden bazıları göçmenlere mesafeli yaklaşıyor. Gülümseyip geçiyorum. Geldikleri yerleri hatırlatsam onlarla aynı seviyede buluşmuş olacağız. Gerek yok.
Şunu hatırlatmak istiyorum sadece. Göçmen karşıtı ülkelerin nüfuslarının önemli hem de çok önemli bir parçasını göçmenler oluşturuyor. ABD tamamıyla göçmenler ülkesidir. İngiltere, dünyaya en fazla göçmen veren ülkelerden biridir. Almanya ve Fransa hakeza. Türkiye’ye gelince… Hem göç vermiş hem de göç almış bir ülkeyiz. Bundan yüz yıl önce bu topraklarda yaşayanların önemli bir kısmının soyları başka topraklarda devam ediyor. Bugün Türkiye topraklarında yaşayanların önemli bir kısmının soyu da yüz yıl önce burada değillerdi. Mesele değil. Hepimize yetecek yer var.
Yeryüzünü tek bir ülke olarak gören ütopyacılardan değilim. Ama tecrübelerim göçmenlerin sağlayacağı faydaların çok fazla olduğunu gösteriyor. Kötü gidişatta suçlanacak kişiler genelde göçmenler oluyor. Daha önce göçmenlik tecrübesini yaşamış olanların nesillerinden çıkan göçmen karşıtları da insana acı acı tebessüm ettiriyor. Duvarlar? Gün gelip yıkılıyor ve kimin inşa ettirdiği bile hatırlanmıyor. Göçmenleri sevmeyen göçmenler? Onlar da göçüp gidiyor bu alemden diğerine… Günü gelince.