Geçtiğimiz hafta müzik dünyasının önemli bir yıldızı daha sessiz sedasız kaydı.
Geçtiğimiz hafta müzik dünyasının önemli bir yıldızı daha sessiz sedasız kaydı. Uzun bir kariyer mücadelesinin ardından seksenli yıllarda başarılı olan ve “Yunus Gibi” adlı albümde 1985 yılında çok sesli Türk müziğine kattığı renkle popüler olan Faruk Tınaz ardında efendi bir kişilik ve soru işaretlerle dolu bir ölüm bırakarak gitti.
Bekar evinde üç kişilik yaşam
Sekiz çocuklu bir ailenin beşinci çocuğu olarak Adana’da dünyaya geldikten sonra küçük yaşta müzik eğitimi almaya başlayan Faruk Tınaz yetmişli yıllarda İstanbul’da yokluk içinde kariyerini inşa etmeye çalıştı. 1973 yılında Kamil Sönmez ve Osman Yağmurdereli ile beraber Şişli’de bir bekar evinde yaşayan Tınaz 2000’lerde Yeniköy’de villasında yaşamaya kadar varan uzun bir kariyer yolculuğuna sahip.
İlk albümle gelen büyük şöhret
1980 yılında TRT’nin radyo özel eğlence sınavını kazandıktan sonra TRT’de solist olarak çalışmaya başladı. İlk yayınlanan “Yunus Gibi” adlı albümü ile 1985 yılında müthiş bir popülerlik yakaladı. O dönem Türk müziğinde Erdoğan Berker’in batı motiflerle yaptığı besteler ve Metin Alkanlı’nın Alaturka & Alafranga müzik sentezi çok revaçtaydı. Tınaz ilk albümünde bu ikiliyle çalışma şansını yakalamış ve Türk Sanat Müziğinin son altın yılları olan seksenli yıllardan o da payına düşeni almıştı.
“Yunus Gibi” albümüyle büyük bir başarı yakalayan Faruk Tınaz 1991 yılına kadar aralıksız albümler hazırladı. Doksanlarda patlayan pop müziğinin Türk Sanat Müziğini gölgelemesi sonucunda o da diğer alaturkacılar gibi müzik üretimine daha çok sahnede devam etti ve albüm aralıklarını uzattı.
Son albümden sonra şanssızlıklar yakasını bırakmadı
Son albümünü, 2007 yılında yayınladı. “Dinlenesi Şarkılar” adındaki bu albüm itina ile hazırlanmış modern ile klasiğin buluştuğu özel bir albüm olmuştu. Albüm daha sonra plak olarak da yayınlandı. Faruk Tınaz bu albümden sonra ardı ardına şanssız olaylar yaşadı, annesini kaybetti, evine hırsızlar girdi, darp edildi, ailesinden başka yakınlarını da kaybetti ve biraz bocaladı. Bu onun müzikten uzaklaşmasına da neden oldu.
Yorgun geçen son yıllar
Kısa ama etkili bir albüm kariyerine sahip bir sanatçı olan Faruk Tınaz’ın ses tonu ve yorumu pek çok yorumcudan farklıydı. Güçlü bir sesi vardı, şarkılara ruhunu da katan bir yorumcuydu. Son yıllarda ne bir röportaj vermek istiyordu ne de televizyon ve radyo programlarına katılıyordu. Son katıldığı program İbo Show olmuştu, o programa da dostlarının bin bir ricasıyla katılmak zorunda kalmıştı. Atlara ve atçılığa karşı özel bir ilgisi olan Faruk Tınaz aynı zamanda Türkiye Jokey Kulübü Yönetim Kurulu üyesiydi.
İhmalle gelen erken ölüm
Faruk Tınaz’ın ölümü sıradan, normal bir ölüm olmadı. Hiç ölümün sıradanı, normali olur mu diyebilirsiniz. Tabii ki olmaz. Ama demek istediği şu: Faruk Tınaz bir sağlık hizmeti ihmali sonucunda erken aramızdan ayrıldı. 2017 yılında tanıdığı bir doktorun hastanesine gitmiş. Kalp ağrısı başta olmak üzere birtakım şikayetlerini dile getirmiş ve sağlık kontrolünden geçmiş. Kan tahlilleri, filmler vs.. Kontroller yapılmış ve doktoru ona hiçbir şeyinin olmadığını söylemiş. 2019 yılının ağustos ayında Faruk Tınaz’ın yaşadığı sağlık sorunları daha da artarak devam ettiği için bir kez ama bu kez daha ama bu kez başka bir doktora kontrole gitmiş. Yapılan sağlık kontrollerinin sonucunda Tınaz’ın Pankreas Kanseri olduğu ve hastalığında geç kalındığının bilgisi verilmiş. Tümörün ilerlemesi nedeniyle ameliyat edilemeyen Faruk Tınaz’a kemoterapi tedavisi uygulanmış. Sonrası ise hepimizin bildiği gibi….
İlk raporda teşhis var ama bilgi verilmemiş
Faruk Tınaz’ın eşi daha sonra 2017 yılında ilk çekilen filmin raporunda Faruk Tınaz’ın hastalığının teşhis edildiğini ama doktorun bu raporu okumadığı için kendilerine hiçbir uyarıda bulunmadığını iddia etti. Doktor hakkında şikayet dilekçesi yazarak yargıya başvurdu. Tüm bunlar yaşanırken raporu okumayan doktorun da yakınlarına “raporu okumayı ihmal etmiş olabilirim” dediği de duyulunca olayın rengi değişmiş. Faruk Tınaz’ın eşi savcılığa yaptığı başvuruda “Tıp biliminin gerektirdiği dikkat ve özeni göstermeyen Doktor, böylece, şikâyetçinin, tedavisi mümkün olan hastalığının tedavisinin imkânsız hale gelmesine sebep oldu” iddiasında bulundu.
Olayın bu yönü beni daha da çok üzdü. Sağlık sektöründe yaşanan bu tür hatalar insanların hayatlarına mal olabileceği gibi insanların yaşamlarından da çalabiliyor. Faruk Tınaz’ın eşi bir yandan eşini kaybetmenin can acısını yaşarken diğer yandan da bu konuda belki de bir hukuk mücadelesi verecek. Eminim o doktor da isteyerek yapmamıştır bu hatayı. Küçük bir hata ile bir insanın yaşamından bir saatin eksilmesine neden olmak çok acı bir durum.
Hele pandeminin cirit attığı bir dönemde, sağlık çalışanlarının zor günler geçirdiği bir dönemde bunları duymak moral bozuyor. Bir raporu okumamak, ya da hızlı okumak ve o raporda yazılan hayati bir bilgiyi değerlendirmemek bir insanın ömründen böyle ömür çalıyor.
Kaderi böyleymiş demek usta yorumcunun.
Evet, kader, ama her topu da kadere atıp insan ihmallerini hiçe de saymamalıyız….
Faruk Tınaz Diskoğrafi:
1985- Yunus Gibi
1987- Sevelim
1988- Göz Göze
1989 – Şansım Açıldı
1991- Ömrümü Çalan Yıllar
1998- Kalbimin Kadını
2007- Dinlenesi Şarkılar
Cazseverlere yeni yıl hediyesi
İstanbul Caz Festivali, 19 yıldır sürdürdüğü Genç Caz geleneğine bu sene yeni bir anlam kazandırdı ve 2021 yılında gerçekleştirilen 28. İstanbul Caz Festivali'nin Genç Caz finalistleri arasında yer alan 5 grubun kayıtları, ilk defa profesyonel bir albümde bir araya getirildi. “Genç Caz 21” albümü, İKSV ve Sony Music Türkiye etiketi ve Mehmet Uluğ Fonu desteğiyle tüm dijital platformlarda yerini alıyor.
30 yaş altı gençler var
Genç Caz 21 albümünde, Genç Caz seçici kurulunun başvurular arasından belirlediği 2021 Genç Caz finalistlerinden, daha önce profesyonel bir albüm yayımlamamış 30 yaş altı genç müzisyenlerin kurduğu Cazcuz, August, Deniz Akan Trio, Gökhan Ulusoy Trio ve Kick the Switch gruplarının her birinden birer parça yer alıyor.
Babajım İstanbul Stüdyoları’nda ve müzik insanı Mehmet Uluğ’un anısını yaşatmak amacıyla oluşturulan Mehmet Uluğ Fonu desteğiyle gerçekleştirilen kayıtlarda genç cazcılara usta müzisyenler Volkan Öktem, Önder Focan, Selen Gülün, Cenk Erdoğan ve Okan Kaya eşlik etti ve destek oldu. Genç cazcıların desteklenmesi adına çok güzel bir proje olmuş.
İstanbul Ticaret Üniversitesi yapay zeka çalışmalarına başladı
İstanbul Ticaret Üniversitesi, yapay zekâ alanında yapılacak çalışmalarda üniversite, özel sektör, sivil toplum ve kamu kurum ve kuruluşları ile birlikte çok paydaşlı ortaklıklar kurarak, kamu politikalarına katkı sağlamak amacıyla Yapay Zekâ Politikaları Derneği ile bir iş birliği protokolü imzaladı.
Başlatılan iş birliği ile; Türkiye’de yapay zekâ çalışmalarını teşvik ederek, toplumu bilinçlendirmek, farkındalık yaratmak, yetkinliği artırmak ve lisans ve lisansüstü seviyede yapılan ortak araştırmalarla paydaşlara maddi ve manevi destek sağlamak ve gençleri doğrudan karar alma süreçlerine dâhil ederek görev, yetki ve sorumluluk almaları için öncülük edilmesi öngörülüyor.
İmza töreninin ardından söz alan İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Oğurlu; “Birlikte çok faydalı ve başarılı işler yapacağımıza inanıyoruz. İletişim Fakültemizin, İletişim Bilimi ve İnternet Enstitümüzün rehberliğinde, Yapay Zekâ Politikaları Derneği’nin bilgi ve birikimiyle, oluşturacağımız sinerji ile verimli ve somut sonuçlar elde edeceğimizden şüphemiz yok” dedi.
İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celalettin Aktaş, imzalanan iş birliğinin hem üniversite öğrencileri hem de toplum için çok kıymetli olacağını belirtti ve yapay zekâ çalışmalarına sosyal bilimlerin dahil olmasıyla büyük bir eksikliğin kapanacağını ifade etti.
İstanbul Ticaret Üniversitesi son birkaç yıldır çok iyi bir atılım yaptı. Ticaret Odasının üniversitesine verdiği maddi ve manevi destek çok net bir biçimde gözüküyor. Geçen ay iletişim fakültesi müthiş bir radyo ve televizyon stüdyosu açtı. Ana akım medya kanallarının stüdyolarını kıskandıracak kalitede. Buna yapay zekaya çalışmalarını da ekleyerek vizyonunu bir tık daha yukarı çıkarttı.
Ravi İncigöz kendi bestesini cover’ladı
On iki yıl önce Ebru Gündeş'in yorumuyla klasikleşen 'Ölümsüz Aşklar' ilk kez sahibinin sesinden duyulacak. Şarkının bestecisi Ravi İncigöz yazdığında hissettiği gibi yorumladığı şarkıyı kendi yapım şirketi olan RaVinci Sanat Etiketiyle yayınladı. Ravi, bu şarkıya klipte çekmiş. Önce besteleriyle adını duyuran daha sonra ise yorumcu kimliğini de bize gösteren Ravi İncigöz Ebru Gündeş’e verdiği bestesi “Ölümsüz Aşklar”ın da içinde bulunduğu başka sanatçıların seslendirdiği bestelerini seslendirme kararı almış. Çok da iyi yapmış.
Klasikleri cazla buluşturdu
Yayınladığı “Güneye Göçelim” adlı şarkısıyla alternatif pop müzikte dikkatleri çeken Serenad Bayraktar, Genco Arı ile birlikte hazırladığı “Uncovered” adlı albümünde çok güzel sürprizlere imza attı.
Serenad Bayraktar altı şarkıdan oluşan EP albümünde “Fragile”, “Just The Way You Are”, “How Deep Is Your Love”, “Just The Two Of Us”, “My Funny Valentine” ve “Ain’t Nobody” gibi klasikleşen şarkıları seslendirdi. “Uncovered” albümünde Serenad Bayraktar’ın caz türünde çok güzel bir deneysel çalışma yapmış. Hep pop, hep pop dinleyecek değiliz. Biraz da farklı ve iyi işler isteyenler Seranad’ın “Uncovered” albümünü edinmeli.
Kemanla harmanlanan türküler bu kitapta
Ulusal halk müziğimizin eşsiz örneklerinden seçilen 10 türkünün iki keman için düzenlemesinin yer aldığı “İki Keman İçin Türkü Demeti” kitap müzik meraklılarına sunuldu.
Kitap, keman eğitimi sürecinin başlangıç aşamasını tamamlamış öğrencilerin öğretmenleri ile birlikte seslendirebileceği bir oda müziği dağarcığı olarak tasarlanırken, hem keman eğitiminde faydalanılabilecek bir kaynak hem de konser programlarında seslendirilebilecek yapıda kurgulandı. Kitapta “Mendilinde Kar Getir”, “Tersaneden Kalktı”, “Üç Kız Bir Ana”, “Eskişehir Zeybeği”, “Helliyden Dağlar Kamış”, “İzmir’in İçinde Al Yeşil Bayrak”, “Gitme Hamdi’m”, “Ekinler Ekilirken”, “Harmana Kuyu Kazdım”, “Evleri Kayalıkta” adlı türküler yer alırken her eserin başında türkülerin kayıtlarına ulaşabilecekleri QR Code’da yer alıyor. Bu kodu telefonlarıyla okutanlar şarkıların kayıtlarına da internet üzerinden ulaşabilecekler.