Futbol takımlarımızın futbolcu ve yöneticileri hakkında gün geçmiyor ki Kovid-19 haberi çıkmasın. 12 Haziran'da tüm liglerin başlamasıyla ilgili TFF'nin aldığı kararın sahadaki gerçeklerle taban tabana zıt olduğu ve bazı etkili merkezlerin yönlendirmeleriyle uygulanmak istendiği anlaşılıyor.
Enver Paşa da Saray’ı ikna edip Ruslara karşı Sarıkamış Harekâtı’na giriştiğinde; Turan Yolu’nu açacağını, esir Türk kardeşlerini kurtaracağını ve böylece tarihe geçeceğini düşünüyordu ama sonuç beklediği gibi gitmedi, gene tarihe geçti ama 23 bin şehit ve 20 bin esir vererek. (90 bin kayıp rakamı biraz abartılı anlayacağınız).
Enver Paşa ulvî amaçlarla bu harekâta girişiyordu ama Osmanlı İmparatorluğu’nun Genelkurmay’ında bulunan Alman subayların amacı başkaydı ve Enver Paşa’nın zayıf tarafını (hırsı) iyi bildiklerinden kendi gerçek amaçlarını Enver Paşa’nın ulvi amacının ardına da çok iyi gizlemişlerdi. Almanların asli amacı Bakü Petrollerine ulaşarak Alman sanayiinin ihtiyaç duyduğu enerji kaynaklarına sahip olmak ve Rusların dikkatini yanı başında olan bitene çekip, Avrupa (Almanya-Avusturya) cephesine kuvvet kaydırmalarının önüne geçmekti. Bu gerçek ajandanın farkına varamayan Enver Paşa, 93 Harbi’nin rövanşını Ruslardan alarak “büyük iş” başaracağını düşünüyordu. (93 Harbi’nde mağlubiyetin cezası olarak Batum savaş tazminatı olarak Ruslara verilmiş, Artvin, Kars, Ardahan ve Sarıkamış da terk edilmişti.)
Sabırla buraya kadar okuduysanız –spor sayfasında Sarıkamış Harekâtı’nın ne iş var? diye sorduysanız, haklısınız ama “tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar, ne masal şey/ hiç ibret alınsaydı, tarih tekerrür mü ederdi?”
Osmanlı Ordusu’nun o mevsimde (22 Aralık 1914-4 Ocak 1915), o coğrafyada ve o iklim şartlarında, kış aylarının en şiddetli şekilde hüküm sürdüğü o bölgede bırakın savaşmayı, harekât yapmayı, normal piyade talimi yapmak için bile gerekli donanım ve lojistiği bulunmuyordu. Erzak tedariki yapmak için ambarlar ve kilerlerde ancak köylülerin kendi nevaleleri vardı ki o da koca orduya belki bir öğün belki üç öğün yeterdi, Sarıkamış’a en yakın lojistik sağlayacak demiryolu hattı 600 km geride Sivas Şarkışla’daydı. Ordunun kıyafetleri ve postalları da “yazlık” moddaydı ve en önemlisi Osmanlı Ordusu hamâsetle bilenmiş ve fakat gerçeklerin “soğuk” yüzünden habersizdi.
Futbol takımlarımızın futbolcu ve yöneticileri hakkında gün geçmiyor ki Kovid-19 haberi çıkmasın. 12 Haziran’da tüm liglerin başlamasıyla ilgili TFF’nin aldığı kararın sahadaki gerçeklerle taban tabana zıt olduğu ve bazı etkili merkezlerin yönlendirmeleriyle uygulanmak istendiği anlaşılıyor. Vaka sayısı bir (1) iken ve vefat yokken “oynanmasın kardeşim, benim oyuncularımın ne günahı var, benim ailemin ne günahı var?” diye söyleyenlerin, vaka sayısı 150 bin ve maalesef ölenlerinin sayısı dört bini geçtiğinde “oynayalım kardeşim, işimize-gücümüze bakalım” demesinin tutarlılığı var mıdır?
Diğer yandan da “o sene bu sene” diye hedefe kilitlenen camianın bir kupa ve şampiyonluk için neleri riske ettiğini hiç mi bir akl-ı selim sahibi görmez?
Eğer “yukarıdan” beklenen müdahale gelmez de 12 Haziran’da start verilirse TFF her şeye rağmen tarihe geçecektir.
Maddi sıkıntıda bulunan ve yayıncı kuruluştan gelecek çil çil dolarların hayali ile yanıp tutuşan yöneticilerin uğruna, yüzlerce spor emekçisi ve binlerce saha-stadyum-naklen yayın görevlisi riske edilmektedir. Bizi Sarıkamış’ta hüsrana gömen aymazlık, zaman, kişi ve durum fark etmeksizin aynıyla tekerrür etmektedir. Allah Muhafaza.
Umalım ve dileyelim ki kupa kaldırmaya hazırlanan kollar tabut kaldırmasınlar.
Hepimize hayırlı Ramazan Bayramı dileklerimizle,