Hep söyledim söyleyeceğim. Kadın düşmanım olacağına, taş ocaklarında çalıştırsınlar beni. Bir kadının kini üstümde dolaşacağına, tüm Amazon'un Muson Yağmur bulutları tüm yıl üstümde dolaşsın.
Nasıl korkulmaz bir kadın kininden, Allah esirgesin ölüm bitiremez. Yapacaklarına bir erkeğin hayal dünyası yetmez. Kendini feda edeceği öç alma güdüsü ile hareket eder. Bir kadının kini başına vurmuşsa o şehir hatta mümkünse ülke terkedilmeli. Bir zamanlar beni severdi. Arada onca yaşanmışlık var. İki çocuğumuzun hatırı var. Gibi düşünceler sadece kaçmak için vakit kaybıdır. O anaç sevgi dolu kadının yerinde artık yeller esmiş, tozunu toprağını bile savuşturmuştur. Sevgi cümlelerinin yerini çoktan en yaratıcı beddua dizeleri almıştır. Belalar dizi dizi gelse yetmez ona daha da gaza gelir. Geçmişte sevdiği adama gram acımaz mı? Acımaz! Bir zamanlar ‘’Ona gelen bana gelsin.’’ dediği adam artık onun vudu bebeğidir. Acı çekmesi yaşama sebebi olur. Ve bu yıllar yıllar sürebilir. Benim anlamadığım erkeklerin doğa üstü cesaretleri. Araştırmalarıma göre 30 40 yaş aralığındaki bir erkek, en az üç kez kadın kini ile yüz yüze gelmiştir. Zor kurtulmuş, o kurtuluşa kurbanlar adamıştır. Sayısız örneği de şehir efsanesi gibi dinlemiştir. Hayır kafanıza ne düşüyor da bütün bu yaşanmışlıkları unutup aynı hataya tekrar düşüyorsunuz? Efsunlusunuz da benim mi haberim yok? Kadın halimle düşününce bile tövbe deyip, 1 Elham 3 Kulhu okuyorum. Allah size hafıza sağlığı versin.
Kocasını dövmeyen dizini döver
Kocasını döven kişilere ‘’Allah sizden razı olsun.’’ deyip, boşanacağını duyurdu. Pınar Işık sosyal medyada hatırı sayılır takipçisine bunu duyururken hiç çekinmedi. Gazete köşesi ve kitapları olan Pınar Işık sosyal medyada Pucca ismi ile daha çok tanınıyor. Eşi Öyle Bir Geçer Zaman Ki dizisinde oynamış, Osman Karagöz. Kişiler değil de olay trajikomik. Kim eşini döven kişilere ‘’Ellerinize sağlık der.’’? Tabi ki bir kadın. Eğri oturup doğru konuşalım bunu bir erkek asla yapmaz. Karısından nefret edip ölmesi için gözünün içine baksa bile demez, diyemez! Hatta karısının yediği dayağı bir de erkeklik meselesi yapar. Bizim cenapta işler farklı yürür. Kafalar başka çalışır. En kaba kuvvete karşı olanımız bile bir ‘’Ohh oldu.’’ der. Biraz cesaretli olanlar sesli diğerleri sessiz der ama der. İşin daha kötüsü bunu diyen kadına körüğü hazırda birçok hemcinsi de arkasındadır. Bu konu dikkatimi çekince yazılan yorumları okudum. Yorumların çoğu tabi ki kadın. Bu kadınların büyük kısmı Pınar’ın arkasında. Hak verip ‘’Yürü be kim tutar seni!’’ diyenler. Çok küçük bir azınlık ayıplamış. Onlar için cevap hiç gecikmemiş. ‘’Sizin sevginiz yalan söylediğinde siz arkasında durun ben durmuyorum. Hiç umurumda değil, dövmüşlerse varsa bir sebebi onu bana yalan söylemeden önce düşünecekti.’’ Bir kadın bu raddeye gelmişse vardır bir sebebi. Çokta kınamamak gerekiyor.
O diyor…
Cem Yılmaz son zamanlarda yaşadığı ilişki ile erkeklere çok şey anlatıyor. Anlamak için çok çabaya gerek yok. Biraz işine gelmeli. Yaşanmışlık yaşadıklarından biraz da feyz almak gerekiyor. Azcık da vizyon gerekiyor. O diyor ki; ben artık 40 yaşını aşmış olgun bir erkeğim. Artık kadınlara başka bakıyorum. Hayatımda konuşabileceğim, konuştuğumu anlayabilecek bir kadın istiyorum. Macera devrimi kapatmadım, farklı bir boyuta taşıdım diyor. Benim güzellik anlayışım benimle birlikte büyüdü. Güzelliğin bir bütün o bütünde bir devamlılığı olduğunu gördüm diyor. Yaşadığım şeyin adı her neyse kaçmıyorum. Saklamadığım gibi bakın mutluyum ve mutlu olmaktan korkmuyorum. Bu kadın benim. Ben onunum diyor. Onun olmanın keyfini çıkarıyorum diyor. İyi ve kötü dedikleriniz umurumuzda değil. Tek umursadığım şu an ki mutluluğum diyor. İşin aslı astarı bunu göremiyorsanız beni izleyip salya akıtmaya devam edin diyor…