Bir hafta önce yapılan Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinde Meclis aritmetiği belli oldu.
14 Mayıs ile 28 Mayıs arasında tam ortadayız. Bir hafta önce yapılan Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinde Meclis aritmetiği belli oldu. Ama Cumhurbaşkanlığı ikinci tura kaldı. Türkiye, cumhurbaşkanı olarak on ikinci Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ikinci dönemini mi görecek yoksa cumhurbaşkanlığı makamına on üçüncü bir isim mi oturacak?
Bu sorunun cevabını bir hafta sonra alacağız. Bence özellikle “eski Türkiye meraklıları” bu bir haftanın keyfini çıkarsınlar, çünkü bir sonraki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bambaşka bir seçim süreci yaşayacağız. Yâni 28 Mayıs’taki seçim eski sistemin son seçimi olacaktır.
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi perçinlendi
Her şeyden önce artık kimse “başbakan olma sevdalısı” değil. Devletin iki başlı bir şekilde yönetilmesine “güçlendirilmiş parlamenter sistem” kılıfı ile dönülmesini isteyenler, 14 Mayıs’ta ortaya çıkan Meclis aritmetiğinde bunun kendileri için hiç de uygun olmadığını anladılar. Zira onların istediği “eski” sistem yürürlükte olsaydı, Meclis’te 330 milletvekili ile çoğunluğu elde eden Cumhur İttifakı’nın adayı Recep Tayyip Erdoğan Meclis tarafından cumhurbaşkanı seçilecekti. Onların istediği “parlamenter sistem” olsaydı, 28 Mayıs’a kadar “kazanacağız” hayalleri bile kuramayacaklardı. Dolayısıyla bu seçim, eski sistemin aparatlarından birinin milletin irâdesiyle tamâmen devre dışı kaldığının ilân edildiği bir seçim oldu.
Millî irâdenin yansıması
14 Mayıs’taki seçimlerde sandığa gitme oranında bir rekor kırıldı. Bu oran, seçmenin hiçbir demokratik ülkeye nasip olmayan bir tavrın ispatıdır. Ayrıca yurt dışında kaynatılıp yurt içinde dağıtılan “diktatör Erdoğan” çorbasının dibinin tuttuğu göstergesidir. Çünkü yüzde doksan gibi bir katılım ile yapılan seçimler sonucu TBMM’ye giren parti sayısı da, 12 Eylül öncesi Meclis’teki parti sayısını hatırlatmıştır. Yani millî irâdeyi hiçe sayan askerî darbenin bir izi daha indirilen seçim barajı ile silinmiştir. Artık herkes kozunu Meclis çatısı altında, milletin gözü önünde paylaşacaktır.
İlerleyen günlerde Meclis içinde yeni oluşumlar olsa bile, artık hiçbir siyasî oluşum Meclis’te temsil edilmeme mâzeretini kullanamayacaktır. Türkiye’yi 2028 seçimlerine bu milletvekilleri taşıyacaktır.
Bir daha ikinci tur olmayabilir
2023 seçimleri Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin perçinlendiği seçimler olmanın yanında, ikinci tura kalınan ilk ve son seçimler olabilir. Anket şirketlerinin sınıfta kaldığını da gösteren bu seçimlerden sonra Türkiye’deki siyasî yapı muhtemelen işi tek turda bitirecek bir anlayışı benimseyebilir. Zâten her hâlükârda 2028 seçimlerinde muhtemel iki aday da ilk seçim tecrübesini yaşayacak adaylar olacaktır.
Erdoğan’ın son dersi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yavrularına avlanmayı öğreten aslan gibidir. Yirmi bir yıllık AK Parti iktidarları sürecinde, parti tabanına ve seçmenine her türlü seçim sonucunda ne yapılması gerektiğini, nasıl davranılması gerektiğini uygulamalı olarak öğreten Recep Tayyip Erdoğan, 2023 seçimlerinde de son ders olarak ikinci tura kalınması durumunda ne yapılması gerektiğini yine öğretmiştir. Dersi dinleyenler, izleyenler için çok değerli bilgiler verilmiştir. Cumhurbaşkanı Erdoğan bu dersleri, hiç yenilmediği her seçimden sonra ayrı bir başlık altında vermiştir. Hatta seçim haricinde e-muhtıra, 15 Temmuz darbe teşebbüsü, ekonomik krizler ve doğal âfetler de bile bu dersleri müfredâta eklemiştir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14 Mayıs gecesi yaptığı balkon konuşmasında yaptığı dersin sınavını 2024 yerel seçimlerle yapacak ve parti teşkilatına zor sorular soracaktır. Bu sorulara parti teşkilatının vereceği cevaplar ülkemizin “Türkiye Yüzyılı”na ne kadar hazır olduğunu gösterecektir. Cumhurbaşkanı Erdoğan, balkon konuşmasında 28 Mayıs’tan hemen sonra hiç ara vermeden 2024 yerel seçimlerinin çalışmalarına başlanacağı sinyalini de vermiştir. Bu sinyal bile, bir seçimden hemen sonra ne yapılır, nasıl davranılır sorusunun cevabıdır.
Peki 2028 seçimleri
2023 seçimleri, eski sistemin son seçimidir. 2028 seçimlerinin ön uygulamasını da 2024 yerel seçimlerinde göreceğiz. 2028 genel seçimlerinde ittifaklar bu kadar aykırı partilerden oluşmayacak. İttifak sayısı artsa bile, ittifaklar ideolojik olarak birbirleriyle daha uyumlu olan partiler arasında yapılacak. İttifaklar defalarca toplanıp aday çıkarmama, “yıpranmasın” diye bir tavır sergilemeyecekler. İttifak masalarının altı da üstü de açık seçik görünecek. Masadan kalkıp geri oturmalar olmayacak. (Meral Akşener’in 28 Mayıs’tan önce masadan tekrar kalkma ihtimâli hâlâ var). Ama sayıları dört ya da beş olsa bile ittifaklar daha sonra üst-ittifak oluşturarak cumhurbaşkanlığı aday pusulasına iki ismin yansıyacağı bir strateji ortaya koyacaklar. Böylece Meclis aritmetiği oluştuktan sonra küçük partilerin rehâvete kapılıp (hatta masadan kalkıp) ikinci turda yan gelip yatmaları engellenecek. Böylece adaylardan herhangi birinin ilk turdan sonra masaları yumruklamasına gerek kalmayacak.
Ve eski sistemin son seçimi
Tüm bu tahminlerim bir tarafa, haftaya bugün (yâni 28 Mayıs) kin ve nefretlerinin sarhoşluğundan ayılamayıp sandığa gidemeyen CHP seçmenleri hâriç, aklı başında, ırkçı olmayan, demokrasiye inanan seçmenler oylarını verecekler. Ama 14 Mayıs’ta kimin kaybettiği belli oldu ve 28 Mayıs’ta kazanan tekrar seçilecek ve zafer tescillenmiş olacak. Bu sonuç, bir sonraki gün (29 Mayıs) yıldönümünü kutlayacağımız İstanbul’un fethi (feth-i mübin) gibi açıktır.
Türkiye yüzyılı şimdiden hayırlı, devletimizin ve milletimizin yolu açık olsun.