Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2016'da yaptığı bir konuşmada Avrupa ülkelerini terörle mücadelede iş birliğine çağırırken, "Koynunuzda yılan besliyorsunuz, her an sizi de sokabilir.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2016’da yaptığı bir konuşmada Avrupa ülkelerini terörle mücadelede iş birliğine çağırırken, "Koynunuzda yılan besliyorsunuz, her an sizi de sokabilir. Teröristlerle birlikte yol yürümeye kalkarsanız, o terörist eninde sonunda silahını size de çevirir. Terör bumerang gibi döner bir gün seni de vurur. Bunu da bilin" demişti.

Fransa önceki gün tam da bunu yaşadı.

Terör örgütü PKK, Paris’te tam anlamıyla terör estirdi.

Ve Fransa uzun zamandan sonra ilk kez PKK terörüyle yüzleşti.

Paris’in savaş alanına dönmesine neden olan olaylar, 23 Aralık günü saat 14.00 sıralarında PKK’lılara ait Ahmet Kaya Kültür Merkezi’nin önünde yaşanan bir silahlı saldırıyla başladı.

Kültür Merkezi’nin önünde ve çevresinde rastgele açılan ateş sonucu 3 kişi yaşamını yitirirken 4 kişi de yaralandı.

Olayın üzerinden henüz yarım saat geçmemişken, saldırganın kimliği ve amacına dair hiçbir bilgi ortada yokken PKK’nın yayın organları tarafından, saldırının Türkiye tarafından gerçekleştirildiğine dair yayınlar yapıldı ve tüm PKK yandaşları tepkilerini göstermek üzere sokaklara çağrıldı.

Olay yerinde gözaltına alınan saldırganın 69 yaşında Fransız asıllı Williams M. isimli bir şahıs olduğu ortaya çıktı.

Saldırganın daha önce iki kez elinde kılıçla mültecilere yönelik saldırılar düzenlediği bu nedenle bir süre hapis yattığı ve kısa bir süre önce şartlı tahliye olduğu açıklandı.

Polis ve savcılık olayı ırkçı bir saldırı olarak tanımladı ve soruşturmanın bu çerçevede sürdürüldüğünü bildirdi.

Ancak bu bilgilere rağmen PKK’nın çatı yapılanması KCK, yaptığı açıklamada yine saldırının arkasında Türkiye’nin olduğunu iddia ederek tüm yandaşlarını sokaklara çağırdı.

Bu çağrı üzerine PKK yandaşları önceki gün başta Paris olmak üzere Fransa’nın birçok kentinde gösteriler düzenledi.

Avrupa’nın birçok kentinde de benzer gösteriler yaşandı.

Ancak PKK’nın gerçek yüzünü ortaya çıkaran görüntüler Paris’te meydana geldi.

Ellerinde PKK flamaları ve Apo posterleriyle yürüyüşe geçen örgüt yandaşları cadde ve sokaklarda barikatlar kurarak araçları ateşe verdi, camlarını kırdıkları dükkân ve mağazaları yağmaladı, polise taş ve sopalarla saldırdı.

Olaylarda 30’dan fazla polis yaralandı.

Kültür Merkezi’ndeki saldırıyı “Kürtlere yönelik” olarak nitelendiren ve “Kürtlerin Türkiye’de büyük baskı ve zulüm gördüğü” yönünde yayın yapan Fransız medya organları, bu olaylar sonrasında büyük bir şok yaşadı.

PKK’NIN GERÇEK YÜZÜ GÖRÜLDÜ

“Kürtler” tanımı “PKK” diye değişmeye, “PKK’nın bir terör örgütü” olduğu anımsanmaya başladı.

Şimdi Fransa, koynunda büyütüp beslediği yılanın kendisini sokmasının, destek verdiği terörün bumerang gibi kendisine dönmesinin şokunu yaşıyor.

Fransız hükümetinin bu olaylardan sonra nasıl bir yol izleyeceğini önümüzdeki günlerde görmeye başlayacağımızı düşünüyorum ancak Fransız toplumunda, medyasında ve siyasetçileri arasında PKK’ya duyulan sempatinin dünden bu yana tersine dönmeye başladığı açık bir şekilde görülüyor.

Fransa’nın PKK’nın gerçek yüzüyle tanışması, Paris’in şapkasını önüne koyup yeni bir değerlendirme yapmasına, terörle mücadelede etkin yöntemlere başvurmasına ve de Ankara ile yeni bir sayfa açma yoluna gitmesini sağlayabilir.

Üstelik Paris’te yaşanan olayların etkisinin Fransa ile sınırlı kalacağını düşünmek de yanlış.

Zira bu görüntüler hemen hemen Avrupa’daki tüm yayın organlarında en geniş haliyle yer aldı.

Diğer ülkeler de PKK’nın bu yüzünü görmüş oldu.

Önceki gün Paris’te yaşanan görüntülerin benzerlerinin kendi başkentlerinde yaşanma ihtimalinin de farkındalar.

O nedenle bu yaşananların tüm Avrupa açısından bir turnusol kâğıdı işlevi görme ihtimali söz konusu.

PKK BUNU NEDEN YAPTI?

Gelelim PKK’nın “uzun yıllardan bu yana kendini besleyip büyüten hatta varlığını önemli ölçüde borçlu olduğu özelde Fransa, genelde tüm Avrupa’ya karşı böyle büyük bir yanlışı neden yapmış olabileceği” konusuna.

PKK’nın elebaşlarından Murat Karayılan geçtiğimiz hafta örgütün yayın organlarından birine yaptığı bir açıklamada, özetle “Türkiye’nin operasyonları karşısında büyük bir ölüm kalım savaşı verdiklerini, örgüt militanlarının büyük kısmının 8 aydan bu yana banyo bile yapamadığını, bu sıkışmışlıktan kurtulmaları için yandaşlarının sokaklara çıkarak ses getirecek eylemler yapmaları gerektiğini” söylüyordu.

Hatta Karayılan, “Bu konu öyle birkaç basın toplantısıyla açıklamasıyla geçiştirilecek konu değil. İran’da bir kadının gözaltında öldürülmesi sonrası yaşanan eylemlere benzer eylemlerin yapılması lazım” diyordu.

Yani bu gösterilerde yaşanan olaylar bazı kişi veya grupların taşkınlıklarından ibaret değil.

Doğrudan Kandil’in talimatıyla bu çerçevede gerçekleştirilen bir eylem.

PKK’nın Avrupa kanadı aldığı talimatla, Irak ve Suriye’de sıkışan örgütü kurtarmak için böyle bir sürecin startını vermiş görünüyor.

Avrupa’yı yakıp yıkarak, bu yolla Avrupa’yı tehdit ederek bu ülkelerin Ankara üzerinde baskı kurmalarını sağlamayı ve Türkiye’nin PKK’ya yönelik yürüttüğü operasyonları bu yolla durdurmayı hedefliyorlar.

Öte yandan son üç yıldan bu yana Avrupa'nın terör örgütleri listesinden çıkmak için büyük bir uğraş veren ve bu kapsamda kampanyalar düzenleyen PKK'nın bu çabaları geçtiğimiz günlerde hüsranla sonuçlanmıştı.

Avrupa Adalet Divanı yakın bir süre önce PKK'nın bu yöndeki başvurusunu reddetti.

Yani PKK, artık Avrupa'da terör örgütü olarak görülüp görülmemeyi kendisi için bir problem olarak görmüyor.

Örgütün tek önceliği varlığını sürdürebilmesi.

Bunun için her yol onlar için "mübah."

Önümüzdeki günlerde benzer nitelikte eylemlere sık sık rastlamak şaşırtıcı olmayacak.

Başta Fransa olmak üzere, Avrupa ülkeleri PKK’nın terör tehdidi karşısında boyun eğip hep şimdiye kadar yaptıkları ama hiçbir sonuç vermeyeceğini gördükleri Ankara üzerinde baskı kurma yoluna mı başvuracaklar yoksa PKK’ya pozisyon alıp Türkiye ile iş birliğini mi tercih edecekler?

Bunu 2023’ün ilk günlerinden itibaren görmeye başlarız diye düşünüyorum.