CHP Genel Başkanlığına adaylığını açıkladığı 2010'da yazılanlar gün gibi hatırımda: "Kemal Kılıçdaroğlu'nun adı en çok yolsuzluk dosyalarını ortaya çıkarmakla anıldı."
İddialarını 'vakit kaybetmeden' basın toplantılarında, canlı yayınlarda belgeler, detaylandırırdı.
Aynı Kılıçdaroğlu, bugünlerde Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı olarak bir büyük iddiayı dillendiriyor:
"418 milyar dolarlık haksız kazanç var."
Grup konuşmalarında başlattığı, seçim konuşmalarında da devam ettirdiği, hatta reklam filmlerinde kampanyasının önemli bir bölümünü üzerine inşa ettiği iddiasında, 'AK Parti iktidarı döneminde kamu kaynaklarından elde edilen haksız kazancı' geri alacağını tekrarlıyor.
Dünden farkı; bu kez ortada elle tutulur bir belge ve bilginin olmaması...
Yoksa…
"YOLSUZLUK VARSA"
Kılıçdaroğlu, 5 Nisan akşamı Habertürk TV'de ‘Olaylar ve Görüşler Özel’ canlı yayınının 37. dakikasında, konuyu yine 418 milyar dolara getirdi ve hayli iddialı ifadelerle sözü edilen paranın nerede olduğunu 'çok iyi bildiğini' söyledi:
"Yurt dışındaki avukatlar, yurt dışındaki hukukçularla görüştüm. Kimin parası hangi bankada, kuruşu kuruşuna biliyorum. Kuruşu kuruşuna. Kimin parası yurt dışında, hangi bankada hepsini biliyorum. Onların tamamını getireceğiz."
Nasıl bankalarsa?.. Bütün bilgileri öylece serivermişler önlerine...
Devam etti:
"Bütün bunları BELGELEYECEĞİM. Yargıya teslim edeceğim. Yargı bunlara bakacak, evet. "YOLSUZLUK VARSA" bu paraları yurt dışından isteyecek..."
Kürşad Oğuz'un, "Bunları açıklayacak mısınız?" sorusunu ise Kılıçdaroğlu, "Yok, hayır. Yeri, zamanı geldiğinde açıklarım." sözleriyle geçiştirdi.
Oğuz'un, "Seçimden sonra mı açıklayacaksınız?" ısrarına ise, "Yo hayır, yeri, zamanı gelir açıklarız." demekle yetindi.
"TAHMİNE DAYALI"
Kılıçdaroğlu'nun talebi ve bilgisi doğrultusunda hazırlandığı söylenen bir rapora dayanan rakamı, 18 kişiden oluşan uzman bir heyetin tespit ettiği açıklandı.
Heyetin içindeki tek siyasetçi Kılıçdaroğlu'nun kurmaylarından CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu.
Erdoğdu, geçtiğimiz günlerde konuyla ilgili olarak Uğur Dündar'a verdiği röportajda, tam ve kesin bir rakam tespit etmenin mümkün olmadığını söyledi:
"Bu sebeple belirli tahminler ve varsayımlar altında bu rakam hesaplandı." dedi.
Raporla ilgili kendisini eleştirilenlere ilişkin de Erdoğdu, "Eleştiriler genelde ekonomistlerden geliyor. Türkiye'nin milli geliri 800 milyar dolar, kamu bütçesi yaklaşık 200 milyar dolar, bu bütçe içerisinde yatırımlar da yaklaşık 20-25 milyar dolar diyorlar. Bu rakamı 20 yıl ile çarpıyorlar ve 400 milyar doları buluyorlar. Sonra da ‘Bütün bu yatırımlar yolsuzluk mu?' diye soruyorlar. Bu eleştirileri saygıyla karşılıyorum." ifadelerini kullandı.
Benzer şekilde, Çiğdem Toker de, T24'te, "418 milyar doların ayrıntıları" başlığıyla alıntılara yer verdi:
"Rapordaki önemli bir değerlendirmeyi şöyle özetlemek mümkün: 'Gerçeklikte çok yüksek olduğu bilinen yolsuzluk oranının genele yayılması konusunda dikkatli davranıldı. Sözgelimi Telekom, Tekel, SEKA gibi büyük özelleştirmelerde satılan kamu varlıklarının gerçek değerlerinin üçte birine hatta dörtte birine satıldığına yönelik güçlü kanıtlar olmasına rağmen özelleştirmelerde toplam kamu zararı hesaplanırken, gerçek değerlerinin yüzde 20 altına satıldığını varsayarak hesap yapıldı.'"
'BİR SÖYLENTİYE GÖRE'
İlk telaffuz edildiğinden bu yana -en azından beni- tatmin edecek bir açıklama, belge yok ortada.
Ekonomistlerin eleştirileri de ortada…
Erdoğdu'nun uzun yıllardır her fırsatta dile getirdiği Telekom'un özelleştirilmesi ve 'değerleme' meselesini tekrarı dışında farklı bir bilgi de yok.
Aslına bakarsanız -hatırlayanlar iyi bilir- ortaya çıkarıldığı iddia edilenler Aykut Erdoğdu'nun 03 Kasım 2014'te Meclis Plan Ve Bütçe Komisyonu'nda ve takip eden yıllarda yaptığı konuşma ve açıklamaların tekrarı ve türünden başka bir şey değil…
TBMM tutanağına geçtiği şekliyle, uzun uzadıya Telekom özelleştirmesini detaylandırdıktan sonra Erdoğdu o gün, şu sözleri sarf etmişti:
"Telekom üç değerleme yöntemiyle ne kadar eder? Bir söylentiye göre 40 milyar dolar ettiği söyleniyor 11,5 milyar dolara satılan Telekom'un."
'Bir söylentiye göre..'
Aynı Erdoğdu, 27 Ekim 2015'te de, ‘Türk Telekom’un özelleştirme süreci ve sonrasında kamunun 97,8 milyar TL zarara uğratıldığını ve bunun ‘Türkiye Cumhuriyeti’nde yüzyılın vurgunu’ olduğunu da söylemişti.
AKŞENER VE FAYDALI KOALİSYONU(!)
Erdoğdu'nun 2014 yılında "söylenti" diyerek altını çizdiği '40 milyar dolar', 1993 yılında Morgan Stanley'in, PTT’nin T’sine - Telekom'a biçtiği değer.
Dönemin başbakanı Çiller'in, "satmalıyız" dedikçe, nerdeyse tüm siyasi partilerin "satılamaz" dedikleri günlerde.
Henüz İngiltere dışında bu alanda özelleştirmenin yapılmadığı, GSM operatörlerinin yeni yeni ortaya çıktığı, Telekomların son derece kıymetli olduğu zamanlar…
Nitekim, 1993'te Türkiye'nin gerçekleştiremediğini, üç yıl sonra 1996’da Helmut Kohl Hükümeti başardı. Frankfurt borsasında “Deutsche Telekom”un yüzde 25’i, 13 milyar dolar karşılığı el değiştirdi.
Çiller, o günlerde de, ardından da yıllar yılı defalarca dile getirdi:
"Bizim zamanımızda Telekom’un yarısı özelleştirilseydi, 20 milyar dolar elde edecektik. O tarihteki borcumuz 17 milyar dolardı. Satış gerçekleşseydi, borç meselesi çözüleceği için Türkiye, borç-faiz sarmalına düşmeyecekti. Enflasyon da bitmiş olacaktı.”
Kim engellemişti?
Çiller'in partisi DYP'nin koalisyon ortağı SHP’liler, yani CHP’liler..
İkinci DYP-SHP Koalisyon Hükümetinde Dışişleri Bakanı olan Mümtaz Soysal ile Devlet Bakanlığı yapan Algan Hacaloğlu ve 91 arkadaşının başvurusu ile Anayasa Mahkemesi satışı iptal etmişti.
Sonuç ortada…
Sahi…
Koalisyon hükümetlerini iyi bilenlerden olduğunu söyleyen İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, ne demişti geçtiğimiz günlerde:
"SHP-DYP koalisyonunun bir dönem şahidi oldum. Koalisyon hükümetleri son derece faydalıdır."