Giriş ücreti, kişi başı 900 TL. Yer, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraki Beltur'un işlettiği, Büyükada Konaklama Tesisi Plajı.
Aynı işletmeye ait Büyükada Halk Plajı'nda da giriş, hafta içi 350, hafta sonu 550 TL.
Buna mukabil, özellikle Muğla, İzmir ve Antalya sahillerimizde, mavi bayraklı, '5 yıldızlı halk plajlarından' herhangi bir giriş ücreti ödemeden yararlanabiliyorsunuz.
***
'Ücretsiz hizmet' birilerini hayli rahatsız etmiş olmalı ki, 'negatif algıya' yönelik haberlere yetişmek mümkün değil.
Son örnek, BirGün gazetesinden.
'Yeni plajlar halka değil yine ranta açılıyor' başlığıyla verildi haber.
Bakanlığın 100 yeni plaj açma girişiminden rahatsızlar.
Doğrusu, bu yeni plajları bir 'kamu kuruluşunun' işletecek olmasından...
Kamu kuruluşu dediğim; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na (ÇŞB) bağlı Türkiye Çevre Koruma Vakfı ile Muğla Valiliği’ne bağlı Muğla’ya Hizmet Vakfı ortaklığı, MUÇEV...
Habere bakarsanız, "şirket yönetimi AK Partililerden oluşuyor..."
Yönetim listesini de eklemişler:
Muğla Vali Yardımcısı, Ula Kaymakamı, ÇŞB Çevre Yönetimi Genel Müdürü, Türkiye Çevre Ajansı Başkanı, ÇŞB Strateji Geliştirme Başkanı, Türkiye Çevre Ajansı Başkan Yardımcısı, ÇŞB Destek Hizmetleri Daire Başkanı, ÇŞB Mesleki Hizmetler Genel Müdürü, ÇŞB Kentsel Dönüşüm Genel Müdürü ve Meteoroloji Genel Müdürü.
***
Oluşturmaya çalışılan algının aksine; İBB’ye bağlı Beltur Büyük İstanbul Eğitim Turizm ve Sağlık Yatırımları İşletme ve Ticaret Anonim Şirketi'nin işlettiği plajlarda alınan giriş ücreti; ne Kültür ve Turizm Bakanlığı, Döner Sermaye İşletmeleri iştiraki Turaş Turizm Ticaret AŞ, ne de (MUÇEV) Turizm Ticaret AŞ'nin işletmesini üstlendiği '5 yıldızlı halk plajlarının' hiçbirinde alınmıyor.
Plajlarda ayrıca ücretsiz sunulan spor alanları da cabası.
Restoran ve pastanelerde ise, en kaliteli ürünler, en uygun fiyatlarla sunulmaya devam ediyor.
***
Sadece TURAŞ ve MUÇEV mi?
"Denizler Halkındır" vurgusunu, vali ve kaymakamlar da çoktan illerinde uygulamaya koymuşlar...
Muğla Fethiye civarında bulunan plajlar tam da ifade edildiği gibi: en iyi hizmet kalitesiyle, en uygun fiyatlarla vatandaşın kullanımında.
Bayram haftası boyunca bizzat deneyimledim...
***
Fethiye'nin en güzel plajlarından Göcek, İnlice bunlardan...
Bu plaj üstünden de 'negatif algı' için epey uğraşıldı.
Gelin görün ki gerçek bambaşka...
Plajda karşılaştığım orta yaş üzeri birkaç İnliceli, geçmiş yıllarda burada bulunan SEKA’nın barakalarından söz ederek, o günlerde köylülere ayrılan sadece küçük bir kısım olduğunu, gençlik yıllarının da sahil mücadelesi ile geçtiğini anlattılar.
Barakaların kalkmasının ardından da önce Göcek Belediyesi, daha sonra Fethiye Belediyesi işletmeleri...
Fethiye Belediyesi'nin kira sözleşmesinin dolmasından sonra Muğla Valiliği’ne devredilen İnlice Plajı, Fethiye Kaymakamı İsmail Hakkı Ertaş’ın gayretleri ve Muğla Valisi İdris Akbıyık’ın da oluru ile Fethiye Şehit Yüzbaşı Özgür Özekin Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'ne verilmiş.
Turizm Otelcilik öğrenimi gören öğrenciler, okulun öğretmenleri ve usta öğreticilerin çalıştığı plaja giriş, diğerleri gibi ücretsiz.
Kiralamak isterseniz şayet; 2 şezlong, 1 şemsiye 300 TL.
Araçla gelirseniz, otoparkı kullanmak 100 TL…
Yok kullanmazsanız plajın diğer ucu ücretsiz.
İşletmedeki fiyatlara gelince:
Çay 5 TL, soda 10 TL, meyve tabağı 50 TL, yarım ekmek köfte 120 TL.
Benzer şekilde, İztuzu Plajı ve Belcekız Plajı’na da giriş için herhangi bir bedel ödenmiyor.
***
Sahi, ‘Denize girecek plaj kalmadı’ başlıklı Cumhuriyet’teki köşesinde Murat Ağırel de, anılan plajlarda giriş parası alındığını iddia edip, ‘yurttaşın girecek deniz bulamaması bu yaz daha da gözümüze çarpacak’ yazmamış mıydı?
Masa başında, (Şişli – İnlice arası) 775,3 km ötesinde olan biteni, gerçeği araştırmadan kaleme alırken, (Şişli – Büyükada arası) hemen dibinde 33 km ötesindekini görmezden gelmek neyin körlüğüdür?
Son söz, Uğur Mumcu’nun 3 Mayıs 1992’de Milliyet Gazetesinde yer alan satırları olsun:
"Gazeteci, haber ve bilgi kaynağına en çabuk ulaşan ve bu kaynaklardan edindiği bilgi ve haberleri okurlara sunan insan demektir. Gazetecinin bu görevini yapabilmesi için habere, olaya, olguya, belgeye ve bilgiye dayalı yazılar yazması gerekir. Bunun için de gazetecinin güvenilir kişi olması zorunludur."