Spor gündemi bir şekilde dönüp dolaşıp Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) ve naklen yayın gelirlerine geliyor.
Aslına bakarsanız, özel TV'lerin hayatımıza girdiği 1990’lardan bu yana her seferinde film yeniden başa sarılarak oynatılıyor.
Yıl 1993...
Futbol Federasyonu Başkanı Şenes Erzik'in telefonu uzun uzun çaldı. Sekreteri ahizeyi kaldırdı... Karşısında Türk basınının önemli bir grubunun spor servisi müdürlüğünü yapan gazeteci vardı... Başkan Erzik'e önce iş olsun diye hatırını sordu... Ama sesinin titremesi belli oluyordu. Sinirliydi, başkana patlayacaktı... Nitekim öyle oldu...
“Başkan be” dedi, “Bu maç günlerini de maç saatlerini de boyacı küpüne çevirdin. Ne yapacağımızı şaşırdık... Yeter artık...”
FIFA ve UEFA protokolüne alışık Şenes Erzik için hiç de alışık olmadığı bir sesti...
Türk basınının ünlü grubunun spor müdürüne, “Sakin ol biraz sakin” dedi...
Ama müdür fırtına gibi esiyordu...
Nasıl esmesin? Gazetesi bir milyon barajında basıp, satıyordu. Grubun başka gazeteleri de vardı.
Akşam saat 18.00'de başlayacak maçlar sayfaları perişan ediyordu... Türkiye'nin büyük bir bölümüne maçsız gidiyorlardı.
O hırsla Erzik'e verdi, veriştirdi... Küfür noktasına varan atışmaların ardından telefonu kapattılar...
Aradan bir gün ya geçmiş ya geçmemişti ki, ünlü grubun spor müdürünü, Show TV Spor Müdürü İlker Yasin aradı...
“Etme eyleme bu işe hayır deme... Bak istediğiniz zaman gece maçlarını yetiştiriyorsunuz...”
Nitekim Show TV, bir spor programında Türkiye'nin San Marino ile gece saat 21.30'da oynadığı maçın yer aldığı gazete sayfalarını ekrana getirmiş ve “Değerli Türk Basını bu maçı yetiştiriyor da, Türkiye'deki maçları niye yetiştiremiyor?” diye sormuştu...
Oysa, bir milyon basan gazetenin sadece 20-30 bin baskısına girebilmişti o maç…
Fotoğrafların çoğu da Ankara'da oynanan ilk Türkiye- San Marino maçının arşiv fotoğrafları...
Show TV Spor Müdürü İlker Yasin'den sonra devreye bu kez Show TV Genel Koordinatörü Güneri Civaoğlu girdi...
Paris'ten arıyordu spor müdürünü... İlker Yasin'in söylediklerini tekrarladı...
Ama maçların gece oynanması Türk Spor Basınının ölümüydü... Spor Müdürü Civaoğlu'na da aynı şeyleri tekrarladı.
Aslında diğer gazeteler de gece maçlarına karşıydı... Bu konuda Şenes Erzik'le konuşuyor, gerçekçi olmasını istiyorlardı...
Çarpıcı bir örnek de veriyorlardı... 1986 Meksika Dünya Kupası maçları gündüz saat 12.00'de, 50 derece sıcakta oynanmıştı... Çünkü televizyon ve gazetelere uyan bir saatti.
Gazetelere göre, Futbol Federasyonu özel televizyonların oyuncağı olmuştu...
Maçların gününü ve saatini özel televizyonlar belirliyordu. Nitekim maçların gününün ve saatinin de haftada bir-iki kez değişmesi, hem de televizyonların isteğine göre değişmesi, gazetecilerin iddiasını adeta doğruluyordu.
İşin kötü tarafı, naklen yayın konusunda Futbol Federasyonu kendi içinde de tutarlı davranamadı...
Naklen yayınlardan sorumlu olan Federasyon İkinci Başkanı Özkan Olcay, aylık program yaparken, Galatasaray maçlarını ön plana çıkarıp kurula sunuyordu... Çünkü Galatasaray'ın eski yöneticisiydi ve Sarı-Kırmızılı kulüp, para kazanmak için maçlarının televizyondan verilmesini istiyordu.
Bir toplantıda, Başkan Erzik fena halde sinirlenip Olcay'ı haşladı... O da bunun üzerine görevi bıraktı.
Naklen yayın gibi, federasyon için “gerçekten tam bir bela olan” bu işe, basın sözcüsü Abdullah Kiğılı talip oldu... “Bana bırakın, en ufak bir sızıntıya meydan vermeden bu işi götürürüm.” dedi.
Ama Kiğılı'nın yaptığı ilk naklen yayın programında kızılca kıyamet koptu...
Nisan ve mayıs ayının ilk hafta programında Show TV'nin maçlarını yayın programına koyan Kiğılı, aynı dönemde üç naklen yayın sözleşmesi olan Kanal 6’nın tek maçını bile bu programa almamıştı...
Kiğılı ile Kanal 6 Spor Servisi sorumluları arasında çok sert tartışmalar oldu... Kiğılı, Kanal 6’nın sözleşme yaptığı kulüplerin ve maçların anlaşma metinlerinin kendisine iletilmediğini, bu bakımdan programda yer vermediğini söyledi.
Anlaşılan, eski yayın sorumlusu Özkan Olcay, “Benden sonra tufan.” diyerek, dosyasındaki sözleşmeleri de alıp gitmişti...
Kiğılı ile Kanal 6’nın imdadına Bursa cezası yetişti...
Bursa Stadı iki maç için kapatılınca Bursaspor-Fenerbahçe maç İzmir'e akşam saat 18.00'e alındı... Bu karşılaşmanın başlama saati diğer maçlarla karşılaşmayınca Kanal 6 maçı naklen ekrana getirdi...
Ama iş bununla bitmedi...
Anadolu kulüpleri de isyandaydı... Onlar da naklen yayından hak, pay istiyorlar... Üç büyükler bir yayından milyarlar (günün rakamıyla) götürürken, onlar da nasiplerini almak istiyorlardı...
O günlerin gözde söylemi şuydu:
Evet herkes istiyor... En önemlisi Futbol Federasyonu "Mavi Boncuk" istiyor, herkese dağıtmak için...
(Vesilesiyle geçtiğimiz günlerde aramızdan ayrılan merhum Güneri Civaoğlu'nu anmış olalım. Merhuma bir kez daha Allah’tan rahmet dileriz.)