"TÜRKİYE'NİN DÜŞMANI BİZE DOST OLAMAZ"

Neşe BERBER 20 Ara 2016

Neşe BERBER
Tüm Yazıları
Türkiye'de en çok tanınan, Türkiye siyasi ilişkileri en fazla olan ve Türkiye Azerbaycan çalışma grubu üyesi Azerbaycan milletvekili Ganire Paşayeva'nın yaptığı sert açıklamalar Avrupa'nın da dikkatini çekiyor.

Avrupa Konseyi Parlamenter Asemblesi'nden ve özellikle Türki Cumhuriyetleri arasında adından övgüyle söz ettiren Azerbaycan Milli Meclisi Milletvekili Ganire Paşayeva,  yaptığı açıklamada Avrupa Birliği'nin Türkiye ile ilgili aldığı kararlar hakkında şaşırılmaması gerektiğini ve AB'nin hiçbir zaman adaletli karar vermediğini kaydetti. 

 

Türkiye'de en çok tanınan, Türkiye siyasi ilişkileri en fazla olan ve Türkiye Azerbaycan çalışma grubu üyesi Azerbaycan milletvekili Ganire Paşayeva'nın yaptığı sert açıklamalar Avrupa'nın da dikkatini çekiyor. Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı, Azerbaycan Gençlik Vakfı ve Azerbaycan Genç Bilim Adamları Birliği, Çok Kültürlülük ve Vandalizm adıyla düzenlediği uluslararası konferansın açılışına Vusal Quliyev, Vusale Nifteliyeva, Genç Bilim Adamları Birliği Başkanı İlgar Orucov, Azeri tarihçi Doç. Dr. Ruslan Rahimli ve Azerbaycan Millî Meclisi Milletvekili Ganire Paşayeva da katıldı. Deneyimli siyasetçi, Türkiye ile Azerbaycan'ın hem kültürel hem de siyasi olarak daha çok iş birliği yapması gerektiğini savundu. 

- Adını dünyaya duyurmuş bir kadın milletvekilisiniz. Azerbaycan'da bu konuda nasıl yetiştiniz?

Ben köyde okudum. Babam ve annem idealist öğretmendi. Bütün babalar isterdi ki kız çocuğum okusun. Aile babalarımız kızlarının okumasını, meslek sahibi olsun isterler. Çok şükür devletin politikası bu yönde olunca birçok şey yapıyorsunuz. Bizim cumhurbaşkanımız bu tip konulara çok önem veriyor. Dolayısıyla çok şeyi yapmamızı kolaylaştırıyor. Kadınların parlamentoda yer alması yirmi yılda çok arttı. 

"AZERBAYCAN KADINLARININ ÖZGÜVENİ ÇOK YÜKSEK"

Azerbaycan'da kadınlarımız çok çalışkandır. Sadece köylerimizde değil, toplumun her tarafında kadınlarımız çalışıyor. Kadınlarımızda özgüven çok fazla özellikle Müslüman ülkelerin hepsini gezdim. Azerbaycan kadınlarında kıyaslayamayacağınız kadar bir özgüven var. Bizim erkeklerimizin bakış açısında da bu var.  

-Siyasette Azerbaycan kadınlarının rolü yüksek diyebilir miyiz?

Evet. Örneğin, son belediye seçiminde kadınların seçilme oranı yüzde 26'yı buldu. Cumhurbaşkanımızın talimatıyla kadınlarımız belediyelerde, valiliklerde görev için yer aldı. Talimatta, "Kadın olmayan valilik olmayacak" denildi. Şimdi valiliklerde kadınlar görevde.

"TÜRKİYE BİZİM VATANIMIZ"

-Azerbaycan Türkiye'ye nasıl bakıyor?

Türkiye bizim vatanımız, vatanın o tarafı bu tarafı olmaz ki; biz o sınırları kaldırmışız kafamızdan da kalbimizden de. Sanki Bakü'den ha Ganja'ye gitmişim ha İstanbul'a gitmişim, fark etmiyor bizim için... Çünkü toplumlarımız aynı. Çok şükür Azerbaycan Türkiye ilişkileri çok hızlı gelişiyor. Dünya'da bizim gibi ilişkisi olan başka iki devlet bilmiyorum bu kadar birbirine yakın olan. İnşallah daha da iyi olacak. Zor dönemden geçiyor bölgemiz. Bölgenin her tarafında acı, gerginlik var. Böyle dönemde kendinizi korumak öyle kolay olmuyor. İnşallah bu zor dönemi atlatırız.

-15 Temmuz gecesi Azerbaycan ülke olarak Türkiye'ye ilk destek veren ülke oldu. Bu konuda neler söylersiniz, ne hissettiniz?

Ne zaman Türkiye ile ilgili bir konu olursa Azerbaycan her zaman Türkiye'nin yanında olmuştur, olmadığı zaman da yoktur. Azerbaycan özgürlüğünü kazandığı zamandan bu yana Türkiye'ye zarar gelebilecek hemen her konuda, bizim insanımız kendisine yapılıyormuş gibi algılayıp üzüldü, tepki koydu. Örneğin, 1993 yıllarında biz daha yeni özgürlüğümüzü kazandığımız sırada, Türkiye'de terör olayları tırmanmıştı. Biz hem yetkililer olarak hem de basınımız ve halkımızla birlikte tepkimizi koymuştuk.

Yurt dışı platformlarında bizim yetkililerimiz Türkiye'nin sesi olup her zaman destek olmuştur. 15 Temmuz'dan önce de 15 Temmuz'dan sonra da biz hep Türkiye'nin yanındayız. Size hoş görünmek için bunları söylemiyoruz. 

Futbol takımlarınız Avrupa'da şampiyonluk kazandığında sanki Karabağ kazanmış gibi coşkuyla doluyoruz. Örneğin Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray Avrupa'da bir başarı kazanırsa Azerbaycan sokaklara dökülüyor. Biz hepimiz yürekten Türkiye'nin başarılarını destekleriz, sosyal medyada da konuşulur. Türkiye'nin politik anlamda bir başarısı olduğunda yine çok mutlu oluruz, eğer üzüntüsü olursa gece ağlar bizim insanımız.

"TÜRKİYE'NİN GÜCÜ BİZİM GÜCÜMÜZDÜR, BİZİM GÜCÜMÜZ TÜRKİYE'NİN GÜCÜDÜR"

-Türkiye, Azerbaycan denildiğinde "bir millet iki devletiz" sözünü anar. Azerbaycan'da da öyle diye tahmin ediyorum..

Evet, rahmetli Haydar Aliyev'in 'biz bir millet iki devletiz' demiş olması bizi çok iyi anlatıyor. Devletin lideri bunu söyleyip ona göre çalışma yapınca gençlerde de farklı bir enerji doğuyor. Azerbaycan politikasında Türkiye dost değil, kardeştir. Dost başka bir şey. Türkiye bizim kardeşimizdir... Mustafa Kemal Atatürk'ün "Azerbaycan'ın sevinci sevincimiz, üzüntüsü üzüntümüzdür" sözü burada çok sevilip benimsendi. Özellikle biz bağımsızlığımızı kazandığımız yıllarda... 

Bazen Türkiye'de arkadaşlarımız diyor ki, "Sağ olsun Azerbaycan son günlerde yanımızda oluyor". Ben de diyorum "Küstürüyorsunuz bizi Azerbaycan ne zaman yanınızda olmadı ki?"... Cumhurbaşkanımız kardeş Türkiye'nin Cumhurbaşkanı ile görüşmesinde çok önemli bir söz söyledi. Ben buna özellikle dikkat çekmek istiyorum. 

Cumhurbaşkanımız dedi ki, "Türkiye'nin gücü bizim gücümüzdür, bizim gücümüz Türkiye'nin gücüdür"... Türkiye ne kadar güçlü olursa biz de o kadar güçleniriz. Allah etmesin, Türkiye'ye dokunan bir şey bize de dokunur. Türkiye'nin düşmanı bize dost olamaz, Türkiye'ye zarar veren, düşmanlık yapan bizim düşmanımızdır. Kim olursa olsun, Türkiye'yle dost olan bizim de dostumuzdur. 

Türkiye aleyhine bir cümle söylendiğinde sosyal medyada görebilirsiniz ki; bizim gençler onu kendilerine söylenmiş gibi algılayıp, tepki gösterirler. Bu artık duygu ve düşünce ile ortaya çıkan bir şey...

-Azerbaycan ve Türkiye arasındaki bu kardeşlik bağını nasıl daha fazla güçlendirebiliriz?

Türkiye'den gelen davetler olduğunda hemen gidiyoruz. Birlikteliğimizi daha da güçlendirmek için bu konferans davetlerinin önemi büyük. Türkiye dışındaki bu Türki Cumhuriyetlerinin başına bir şey geldiğinde sığınacağı ilk yer Türkiye'dir. Türkiye'nin güçlenmesi çevre ülkeler için çok önemli. Yani Türkiye hepimizin umut kapısı. Azerbaycan henüz 25 yıldır özgürlüğünü kazandı. Hepimiz o yüzden istiyoruz ki, o umut kapısı daha güçlensin ki bir şey olduğunda elini uzatabilsin. 

-AB'nin Türkiye konusundaki adaletsiz kararlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Avrupa'nın kararlarını genelde biliyorsunuz. Onlar ne zaman adaletli karar verdiler ki siz bunların adaletsizliğine şaşırıyorsunuz. Avrupa örgütlerinde çalışıyorum ben. Onların ciddi bir adaletini görmedim. Bir milyon insan evine dönemedi ve hiçbir şey yapmıyorlar. 

"DÜNYA 1 MİLYON AZERİ'NİN VATANINDAN OLMASINI GÖRMEZDEN GELİYOR"

-Ermenistan'la Azerbaycan arasındaki savaşın ardından büyük kayıplar verdiniz. Sesinizi dünyaya ne kadar duyurabildiniz?

Azeriler öteden beri başka kültürlerle yan yana yaşamıştır. Başka kültürlere saygılı olmuş ve devamları için çalışmıştır. Ancak Ermenistan işgalci bir ülke ve Karabağ'ı işgal etti. 1 milyon Azeri'yi yerinden yurdundan etti. Bu yetmiyormuş gibi işgal ettikleri yerlerdeki Azerilerin kültür ve dini değerlerine saldırdılar. Birçok tarihi yapıya zarar verdiler, yerle bir ettiler. Ülkenizin Ermenistan'daki büyükelçilerine ya da konsoloslarına "Şu Azeri tarihi yapıyı biliyor musunuz?" diye sorun. Ben alacağınız cevabı biliyorum. Elçileriniz size "Biz böyle bir yapı bilmiyoruz. Görmedik" diye yanıt verecektir. Çünkü sorduğunuz yapı Ermenistan tarafından yıkılmıştır. Dünya hem bu vandalizme hem de 1 milyon Azeri'nin vatanından olmasını görmezden geliyor. Oysa Azerbaycan bugün Bakü merkezindeki Ermeni kilisesini korumaya almıştır. Bu bizim çok kültürlü yaşam felsefemizi gösteriyor. Bütün dünya bunu bilsin. 

"KENDİMİZLE İLGİLİ HABERLERİ BİRBİRİMİZDEN ALALIM"

Herkesin Azerbaycan'a gelme şansı yok ki gelip görsünler... Basında daha çok yer verirseniz, bizi anlatırsanız, haber yaparsanız birbirimizi daha çok tanımış oluruz. Kendimizle ilgili haberleri başka yerlerden alacağımıza birbirimizden alalım, onlar kendi çıkarlarına göre haber yapıyorlar. Yani diyorum ki, kardeşim niye başka kanallardan alıyorsunuz; almayın, bizden alın. İki konuda ciddi çalışmamız lazım: Biri basın ilişkileri biri de kültür alışverişi.

Kültür bakanımız Nabi Avcı gelmişti buraya. 25 kişi oturup konuşmuştuk, Nabi bey sağ olsun bütün bu istekleri not aldı ve "Benim bakanlığımda hepsine önem vereceğim" dedi. Mesela burada bir Türkiye kitaplığı yok, bakanlık desteğiyle bu açılmalı. Türkiye'de ne kitap çıkarsa burada da olmalı. Çocuklar istediği kitabı, bilgiyi bulsun, okusun. İnanıyorum basın da buna destek verecektir. 

"TÜRKİYE'DE EN ÇOK SEVİLEN ON ŞARKININ HİKAYESİNİ YAZIYORUM"

Ben Türkiye hakkında kitap yazdım. Türkiye'yi tanıtıyorum. Yazılarımı okuyan insanlara katkı sağlayabilirsem ne mutlu bana. 

Türkiye'de en çok sevilen on şarkının hikayesini yazıyorum. Bu şarkılar Azerbaycan'ın söz yazarları bestecileri yazmış ama bir şekli ile Türkiye'ye dayanıyor. Bunun kitabını yazıyorum. Çok yakında çıkacak, inanılmaz şarkılar var.