Hep derler ya eğri oturup doğru konuşalım. Biz bu sözü doğru oturup doğru konuşalım diye değiştirerek yazımıza katınca büyük bir problem çıkmaz inşallah. Galatasaray’ın eli öpülesi başkanı Dursun Özbek medyanın dolduruşuna gelmedi. Riekerink’i göndermek için ne zamana kadar bekledi gördünüz değil mi? Biz köşe yazımızda başlığa çıkmıştık sağ olsun aynen kullandı kıymetli yöneticilerimiz. Taraftar Riekerink için istifa sloganı atınca Başkan Dursun Özbek ile doğru sözlü mert, cesur ve gerçekken korkusuz olan Levent Nazifoğlu noktayı koydu. Ve Riekerink gönderilince hemen alternatifini bulmakta da Galatasaray yönetimi büyük başarı gösterdi. Gerek Başkan Dursun Özbek’in gerekse mert ve cesur yönetici Levent Nazifoğlu’nun çok sayıda düşmanı olması benim onları daha çok sevmeme sebep oluyor.

Şimdi gelelim İgor Tudor’un geçmişte kendisini çalımlayan Sabri ile ilgili sorusuna… “Sabri hala oynuyor mu?” diye bir adam soruyorsa Galatasaray’ın sadece birkaç gün değiİ en az 20 yıl takip etmemiş demektir. Yalan mı?

Sabri’yi beğenirsiniz beğenmezsiniz ama hangi teknik direktör göreve gelmişse onu sağ kanatta oynatmıştır. Fatih Akyel kardeşimden sonra sağ kanatın bir numarası hep Sabri olmuştur. Bu gerçeği  İgor Tudor’un değiştireceğini de pek sanmıyorum. Çünkü orada daha iyi biri olsaydı Sabri kenarda oturur o mevkiyi dolduracak diğer isim ise sahada olurdu. Bu olmadığına göre sağ şeridi açın boş kalsın denilecek bir durum yok. Sabri o görevi bütün rakiplerinden daha iyi yapıyor demek ki…

Şimdi sizce İgor Tudor gerçekten Sabri’den bi haber mi yoksa medya ile dalgasını geçti ve onlar da bu golü yedikleriyle kalmadılar okurlarına haber duyurdular.

Bizce Sabri’yi bal gibi biliyor…

Bilmediklerini de maçlar oynandıkça görüp öğreneceğiz…

Ha bu arada istedikleri Galatasaray yönetimi için yapılamayacak şeyler değil o sebeple yoluna taş konulacağını hiç sanmıyorum.

Eskişehir’de görev kabulü “Büyük Mustafa”lıktır!

Kim ne derse desin… Eskişehirspor’da göreve getirilen Mustafa Denizli’yi “Üç hattına 4 büyükler varken bu teklif de neyin nesi demek yerine işi kabul ettiğini için ayakta alkışlıyorum.

Bazıları diyecek ki sen ayakta alkışlasan ne olur oturarak alkışlasan ne yazar?

Herkes isteği gibi düşünür, söyler ya da yazar.

Mustafa Denizli hocanın herhangi bir maddi problem sebebiyle de böyle bir görev almadığına inanıyorum. O işi, iş gördüğü için kendisini futbola katkı yapacak durumda gördüğü için böyle bir teklifi kabul etmiştir. Yani Altay’daki ismiyle “Büyük Mustafa”lık yapmıştır bravo diyorum.

İran’dan teklif aldı gitti. Daha önce Almanya’dan almış oraya da gitmişti.

Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve diğer takımların “Bizi çalıştırır mısın” sözlerine de evet demişti.

Oysa ben öyle burnu kaf dağında isimler biliyorum ki, böyle takımları çalıştırmayı deyim yerindeyse aşağılanma olarak görebilirler.

Mustafa Denizli’ye başarılar diliyorum. Ve helal olsun sana hocam demekten kendimi alamıyorum. Binlerce kez bravo…

 Ekici’yi isteyenler Okay için naz yaparlar!

Trabzonspor yönetimi Mehmet Ekici konusunda sütten ağzı yanmış ki, Okay Yokuşlu markalı yoğurdu üfleyerek yiyor. Tabii bu işin esprisi Okay Yokuşlu’dan ve performansından Ersun Yanal hocamız memnun kalmış olmalı ki, onun peşinde olan kulüplerin hevesini kırdırmak istiyor.

Bize sorarsanız Mehmet Ekici’nin Avrupa sicilli oluşu, futbol tekniği ve ligimizde pek az futbolcuda bulunan takımı oynatma becerisi gibi artıları peşindekileri iştahlandırdı. Bu sebeple Ekici’yi kulüpte tutmanın zor olduğu gerçeği ortaya çıktı.

Okay her şeyden önce Yokuşlu… Yani bizim buralardan… Ayrıca Mehmet Ekici türü bir oyuncu değil. Daha savaşçı daha mücadeleci ama Ekici türü özellikleri yok.

Bu sebeple peşinde ve onu almak için 40 dereden su getirecek takımların fazla olduğunu hiç mi hiç sanmıyorum…

Uzun yıllar sonra Trabzonspor’un futbolcularının peşinde başka takımların olması bana göre iyiye işaret. Bordo-Mavili takımda artık yetenekler paslanmıyor parlatılıp ön plana çıkarılıyor diye düşünüyorum.

 Şenol Güneş açık verir mi?

“Bizim için şimdi lig yok” diyen Şenol Güneş’in kadro için sorulara cevap vermemesi bir teknik olaydır ve elindeki silahlarını rakibin düşünce sahasının dışında tutması olarak değerlendirdiğini tahmin ediyorum. Ancak Şenol hoca ne kadar ligimizi bir kenara bıraksa futbolcular bu konuda onun kadar başarılı olamıyorlar. Mesela Aboubakar kardeşimiz kalitelerinin ne olduğunu Galatasaray maçında ortaya koyacaklarını dile getirmiş. Yani İsrail takımıyla maçı bile dikkatten uzak tutmuş.

Şenol Güneş’i başarıya götüren yol işte budur. Neyi ne zaman söyleyeceğini iyi bildiğini gibi neyi ne zaman söylememesi gerektiğinin farkında bir hoca.

Ne rakibi fazla büyütüyor ne de küçültüyor. Kimseye düşmanca yaklaşmadığı gibi dostluğunda da mesafeli durmasını çok iyi beceriyor.

Beşiktaş’ta hangi yönetici onu tercih etmiş ve yönetime sunmuşsa onu tebrik etmek gerek.