KIRMIZI ÇİZGİ'DEN SPOR DÜNYASI İÇİN DERSLİK DEĞERDE ÖNEMLİ SAPLANTILAR

Süleyman KORKMAZ 25 Ağu 2017

Süleyman KORKMAZ
Tüm Yazıları
NTV Spor'da Kırmızı Çizgi'de Wang You Ergenekon yönetiminde Serdar Ali Çeliker ile Mehmet Ayan'ı izlerken gazetelerin spor yöneticilerinin dışında bu mesleğe yeni başlayanların kaçırmaması gerektiği görüşüne her şeyden önce kendimi inandırdım.

NTV Spor’da Kırmızı Çizgi’de Wang You Ergenekon yönetiminde Serdar Ali Çeliker ile Mehmet Ayan’ı izlerken gazetelerin spor yöneticilerinin dışında bu mesleğe yeni başlayanların kaçırmaması gerektiği görüşüne her şeyden önce kendimi inandırdım. İlk önemli tespit yerli teknik adamların kalitesinin düştüğü ve giderek tükenme yoluna gittikleri… Aldıkları sonuçlarla değil söylemleriyle spor dünyasını uçuruma yuvarlıyorlar. Spor adamlarımızın maç sonları söylemleri öylesine ti’ye alındı ki, ti’ye alanlar yüzde 100 haklı eleştirilenler haksız…

Birkaç tespitlerinden söz edeyim ne demek istediğimi anlarsınız inşallah…

Topa sahip olmak ve topu kullanmak konusunda ülkemizin en iyilerinden biri olarak gösterilen Galatasaraylı Selçuk İnan için “Selçuk İnan’ı kenara alınca Galatasaray takır takır futbol oynamaya başladı” denildi. Gelin buna hayır öyle olmadı deyin…

Aykut Kocaman’ın Fenerbahçe’nin ileri üçlüsünün yeterince üretici olmadığını söylediği hatırlatıldı ve ona şu soru soruldu: Bu forveti tespit eden sen değil misin?

Erbatur Ergenekon, Mehmet Ayan ve Serdar Ali Çeliker üçlüsünden Ayan Türkiye’nin en iyi iki takımı olarak Başakşehir ile Beşiktaş’ı en iyi futbol oynayan ekibi olarak da hepsi Galatasaray’ı gösterdiler. En iyi yetiştirici olarak da Altınordu Kulübü’nü işaret ettiler. Kasımpaşa ile Göztepe Kulüplerini de iyi örnekler olarak sundular.

Aman yerli teknik adamlarımız, kıymetli hocalarımız bundan sonra basın toplantılarına gelmeden önce  Mourinho ve benzeri yabancıların maç sonlarında neler dediklerine kulak verin… Aynısını olmasa da onların kullandıkları derslik cümlelere değer verin. Yüzdelerle, top bizde ama yine de kaybettik gibi bahanelerle kendi kendinizi tüketmeyin… Ya da tüketin siz bilirsiniz…

Volkan Demirel’in Fenerbahçe’de

ve Milli Takım’da kredisi yüksektir

Fenerbahçe ve Mili Takım’ımızın kalecilerinden Volkan Demirel’in hatalı gol yediği yolundaki eleştirilerin katıldığım bölümleri var ama katılmadığım yönleri de hayli fazla… Mesela bana göre kaleciler gol yemez kişiler değiller. Her kalecinin yediği goller de olacak kurtardığı pozisyonlar da… Volkan Demirel’in herkes yediğini konuşuyor peki onun bu maçta hiç kurtardığı ve önlediği pozisyon yok mu? Elbette var… Ama bizde başarılı insanları çok çabuk yeme hastalığı vardır.

Volkan Demirel’i kimse sevmek zorunda değil. Onun da böyle bir beklentisi elbette yoktur. Onu sevenler ona yeter de artar bile… Ancak uzaktan atılan şutların gol olması gibi suçlamalarla böyle kariyerli bir kalecinin hedef olarak gösterilmesi her şeyden önce insafsızlık, vefasızlık…

Milli Takımımızın ve Fenerbahçe’nin böylesine yetenekli ve tecrübeli değerli isimlerinin desteklenmeseler bile kösteklenmemesine inanlardanız…

Volkan Demirel’ler Babacan’lar ve böyle büyük değerler kolay yetişmiyorlar. Onlara şimdi sahip çıkmazsak yarın belki de geç olabilir…

Galatasaray taraftarlarını stada

çekmek için elinden geleni yapıyor

Öncelikle Antalyaspor’u gönülden tebrik etmek isterim. Önce Eto’o daha sonra Nasri derken ne kadar yakın dönemin ünlüleri bu güzel kentimize getirilirken bunu başaran Başkan Ali Şafak Öztürk sıra dışı ufku çok geniş bir spor adamı… Belli ki başkanlık böyle yapılır ya da bunu yapamıyorsam ben nasıl başkanım diye kendi kendine hesap kitap yapıp transferin sıradanını değil en güzelini yapıyor. Alkışlıyor ve tebrik ediyorum…

Bir başka kafasında büyük hesapları olan sıra dışı başkan Dursan Özbek… Hedeflerini ve planladıklarını seyretmek büyük keyif veriyor herkese… Sayın Özbek’in girişimleri ve transferleri sonucu Galatasaray taraftarları evlerinde sandıklarda tuttuklarını bayrak ve flamaları dışarı çıkarıp Seyrantepe’nin yolunu tutuyorlar.

Biz aktif muhabir iken böyle büyük işleri Galatasaray’da büyük başkan Faruk Süren yapardı. O bayrağı zor dönemde olmasına rağmen Mehmet Cansun başkanım da yere düşürmedi hep zirvede tuttu. Şimdi Dursun Özbek’in gayret ve hizmetlerini heyecanla izliyoruz…

Haydi Galatasaraylılar yönetim gerekeni yapıyor yapmaya da devam ediyor. Şimdi sıra sizde… Elinizden geleni yapın lütfen…

Rooney’in vedasına üzülenlerdenim

Dolmabahçe’nin biraz üstündeki ünlü otellerden birindeydi Rooney… İngiliz Milli Takımının en önemli futbolcularından biriydi. Asansörle çıkışa gitmek arzusundaydım… Ancak güvenlik sebebiyle bazı çıkış yerleri kapalıydı. Ne yapacağımı düşünürken asansöre bir hanım arkadaşıyla Rooney geldi. Elinde güvenlik kilidi vardı ve bana nereye gitmek istediğimi sordu. Ben de otopark olduğunu söyledim. Hemen otopark çıkışına dokundu. Ben teşekkür ederek asansörden inerken ona da başarılar dilemiştim. Rooney’le bu anımı futbola vedası sebebiyle ilk kez yazıyor ve “Güle güle büyük futbolcu” diyorum…

Futbolcu olarak gönüllerde yer ettiği gibi insanlığıyla da dikkati çekmişti.

Tekrar tekrar teşekkürler…

Good bye Rooney!