25 Eylül 1999 yılında kurulan G20; 20 Maliye Bakanı ve Merkez Bankası Başkanı Grubu, dünyanın en büyük ekonomileri arasında yer alan 19 ülkeden ve Avrupa Birliği Komisyonu'ndan oluşuyor. Gelelim gerçeklere… G20'nin bildirgesine baktığımızda; sürdürülebilir yapısal reformların olabileceğine ihtimal verir misiniz deseler yüzde 40 ihtimali ancak veririm. Neden mi ? Geçtiğimiz yıl Antalya’da Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleşen zirve sonrası alınan kararların gerçekleşme oranı yüzde 55’di. Bu oran daha önceki Almanya zirvesinde yüzde 45’di. Daha geriye gidersek yüzde 50’yi geçmediğini görürüz.

Ortalama alırsanız verdiğim yüzde 40 gerçek olan orandır. Önceki gün “Çin farkı” başlıklı yazımda Çin-Türkiye arasında imzalanan 3 farklı anlaşmadan bahsetmiştim. Bu oranlamamdan bizler nasiplenmeyiz umarım! Yapısal reformların büyük ölçüde yer aldığı maddeleri paylaşmak isterim.

1-Uluslararası ticaret ve yatırımın canlandırılması                                  

2-İstihdam  reformlarını teşvik ederken, eğitim ve becerilerden yararlanma    

3-İnovasyonu teşvik    

4-Altyapının iyileştirilmesi    

5-Finansal  reformların desteklenmesi    

6-Rekabetin desteklenmesi ve ticaret ortamının  iyileştirilmesi  

7-Finans sisteminin iyileştirilmesi ve  güçlendirilmesi    

8-Çevresel sürdürülebilirliğin güçlendirilmesi    

9-Kapsayıcı kalkınmanın desteklenmesi 

BREXİT G20 zirvesinde yer alan konulardan biriydi.

İngiltere'nin AB'den ayrılma kararının (Brexit), küresel ekonomiye  belirsizlikler getirdiği ve G20 ülkelerinin Brexit'in dünyada  yol açacağı ekonomik ve finansal sonuçlara etkin bir şekilde sebep olacağı bilinen bir gerçek.

Bu gerçeği İngiltere Ankara Büyükelçisi Richard Moore’un konuşması ile net olarak anlamış oldum. Neden ayrılmak istediniz ve nasıl bir model arıyorsunuz sorusuna verdiği cevapları ve konuşmasından diğer notları da paylaşmak istiyorum.

“Özel bir statü modeli, Birleşik Krallık modelini arıyoruz.

“Türkiye İngiltere ticaret süreci ise bundan etkilenmeyecek.” 

“Temmuz ayında Türkiye’nin en büyük pazarı İngiltere oldu.”

“Nato’da müttefikiz.”

“2015 yılında 2,5 milyon İngiliz Türkiye’ye geldi. Bunun bir anlamı var. Bizler Türkleri seviyoruz.”

“Savunma sanayiinde dünyada 2. Sıradayız. TF-X yerli savaş uçağı projesinde ortaklık yapmak istiyoruz ve teknolojimizi paylaşmak istiyoruz.”

“Türkiye zor bir bölgede ve komşular ile ilişkileri için barış önemli. Fırat Kalkanı operasyonunda ise Türkiye’nin yanındayız tam destekliyoruz ve DAEŞ konusunda  da destekliyoruz” dedi. Umarım tüm bu söylediklerinin arkasında durur ve tüm sözleri kalıcı olur.