CENNET MELEĞİNİN EN ÜSTÜNÜNE ŞEYTAN DEMEK EN BÜYÜK HAKARET DEĞİL Mİ?

Süleyman KORKMAZ 10 Şub 2017

Süleyman KORKMAZ
Tüm Yazıları
​Olaylı derbi maçın gündeme az gelen yeri Beşiktaş Teknik Direktörü Şenol Güneş'in Rıdvan Dilmen'e şeytan hatırlatmasında bulunmasına usta yorumcu anında karşılık verdi: Bana şeytan deme?

Olaylı derbi maçın gündeme az gelen yeri Beşiktaş Teknik Direktörü Şenol Güneş’in  Rıdvan Dilmen’e şeytan hatırlatmasında bulunmasına usta yorumcu anında karşılık verdi: Bana şeytan deme?

Bir zamanlar bu söz çok moda idi. Futbol oynadığı dönemde Rıdvan Dilmen’e ben süper star diyordum. Bazıları şeytan adını taktılar ve o isim beğenildi. Rıdvan o zamanlarda bu lakaba fazla takılmıyor üstünde durmuyordu. Şimdi böylesine tepki göstermesine doğrusu sevindim. Her ne kadar Rıdvan Dilmen, rahmetli babasının İşçi Partili olduğunu söylemişse de ona cennet meleklerinden en büyüğünün ismini veren kişi eli öpülecek biridir. Tabii bilemiyorum babası mı verdi annesi mi yoksa daha büyüklerden biri mi onu bilemiyorum. Böyle büyük bir meleğin adını taşıyan kişiye hiç alakası yokken şeytan demek herhalde hakaretten başka bir şey değil.

Rıdvan Dilmen’in sözlerini küçümsemek, dediklerini değersiz bırakmak için yapılan bu sevimsiz benzetmenin sebep olduğu o olaylı derbi hakem Ali Palabıyık’ın eseri. Pek çok şey gözünün önünde olmasına rağmen es geçmesi maçın gerilime dönüşmesine seyirci kalması çıkarmadığı kartların çıkardıklarının önünde gitmesi Palabıyık gibi yükselme eğilimli temiz bir hakemin en büyük şanssızlığı oldu.

Eğer hakem biraz otoriter ve olaylara yakın olsaydı derbi bu kadar konuşulur olmazdı.

Bu arada Beşiktaş Vodafone  Arena Stadı’nda büyük yatırımla hayata geçirilen kamera kontrol sisteminin Fenerbahçeli idareci Hasan Çetinkaya’ya atılan yabancı cismin failini tespit etmiş olması büyük bir olay. Bu başarının ardında imzası ve parası olan herkesi tebrik ediyorum.

Beşiktaş Başkanı sayın Fikret Orman’ın “Bizim sorumluluğumuzda olan bir şey varsa özür dilerim” demesi de ona yakışan bir onurlu davranıştı.

 

Galatasaray yönetiminin Riekerink için

formül yorumları inandırıcı gelmiyor

 

Kupa’da veda maçında Riekerink hakkında istifa çağrılarının dillendirilmesi sebebiyle olacak Hollandalı teknik adamın yönetim tarafından gönderilmesinin planlandığı yolundaki haberler ve yorumlar bana doğrusu hiç inandırıcı gelmemekte. Çünkü Galatasaray yönetimi çok uzun yıllardan beri pek sonuçlar üzerine teknik adam gönderme yanlısı olmamıştır. Şimdi de farklı bir şey olacağını düşünmüyorum.

Kayseri ve Rizespor maçlarının kaybedilmesi durumunda Riekerink’in gönderileceği ondan boşalacak yere Raşit Çetiner ile Hasan Şaş’ın getirileceği yolundaki haber-yorumlar Galatasaray yönetiminin tarzına uygun değil. Böyle bir tarz düşünce bile yönetimde geçmemiştir. Çünkü Galatasaray, diğer büyük kulüplerimize benzemez. Böyle plan ve projeler çok önceleri yapılır ve maç sonuçlarına dönük olmaz.

Riekerink bırakır ya da giderse o zaman ne yapılacağı gibi b planı hep vardır ve buna kolay çözümler bulunur. Dursun Özbek başkanlığındaki yönetim kurulu doğru yolda yürümekte ve sorunları çözecek dev adımları atacak gibi görünmektedir.

Galatasaraylı teknik adam ve futbolcular bu iyi niyetli yönetimin elini güçlendirecek saha içi başarılar almaya mecburdur. Hakemlerin formsuzluklarına ve her geçen haftayı daha kötü geçirmelerine aldırmadan güç gösterisi ile yönetim ve taraftarları mutlu etmeliler.

 

Yıldırım’ın gücü Advocaat’a

imza attırmaya yetmedi

 

Fenerbahçe’nin Beşiktaş derbisinden sonra başkan Aziz Yıldırım’ın Dick  Advocaat’a bir yıllık yeni bir sözleşme teklif ettiğini ancak Hollandalı teknik adamın bunu kabul etmediğini Şekip Mosturoğlu’nun açıklamalarından öğrendik. Tabii yönetimin içinde bir kişi olması sebebiyle kabul etmedi demedi ama düşünmek için süre istedi sözü bize yetti.

Bir yılık sözleşmeyi Dick  Advocaat’a götürüp imzalamasını isteyenlerin böyle bir tepki ile karşılaşmaları pek olağan bir şey değil. Anlaşılan şu ki, Fenerbahçe’nin başkanı sayın  Aziz Yıldırım’ın etkisi, yetkisi ve gücü Dick’e imza attırmak için yetmedi. Bakalım Fenerbahçe’nin önümüzdeki günlerdeki gündemi ne olacak bunu merak etmeye şimdiden başladığımızı ifade etmeliyim.

Fenerbahçe kimi istiyorsa alır ismi o kadar önemli değil bunu da bilmiyor değiliz. Amma Dick Advocaat ile buraya kadar mı acaba?

 

 Ekici artık kimi istiyorsa

oraya imzaya atmalı

 

Trabzonspor yeni Mehmet Ekici’ler bulur ve bulmalıdır da. Ancak şu anda kadrosundaki gurbetçi futbolcuyla devam etmeyeceğine kesin gözüyle bakabiliriz. Çünkü Fenerbahçe ile anlaştığını ve bu kulübe imza atacağını açıklayan Ekici başka bir kulübe giderse mutlu olamayacak. Kimsenin genç bir isme böyle bir sevimsizlik yaşatma hakkı yok. Bırakalım Trabzonspor’da assolist olan Mehmet Ekici Fenerbahçe’nin çarkındaki dişlilerden biri olsun.

Sadece Trabzonspor ve Fenerbahçe olayı değil bu. Trabzon’daki sakin hayattan İstanbul’daki renkli hayata geçişin de yeni bir hikayesi olacak bu…

Her şeyin başında sevgi gelir. Mehmet Ekici belli ki Fenerbahçe’yi sevmiş ve bu renklere gönül vermiş bırakın istediği yere imza atsın… Bırakın orda oynasın. Bir kabus yaşamazlar.