BAŞKAN YILDIRIM KAKA, ARDA, ZAPATA DERKEN KOCAMAN KİMLERİ İSTEMELİ?

Süleyman KORKMAZ
Tüm Yazıları
Bir kulübün başkanı deyim yerindeyse "Patronu" gibidir.

Bir kulübün başkanı deyim yerindeyse “Patronu” gibidir. O ne derse o olur… Ancak futbolda ve doğal olarak basketbolda patronların gönüllerinden geçenlerle teknik adamların ihtiyaç gördükleri örtüşmez… Yani daha açık bir ifade ile şöyle diyebiliriz. Başkan ile zaman zaman işçi zaman zaman da sağ kol olarak görülen teknik direktörler çarpışamaz… Çarpışırsa ne olur başkan gitmeyeceğine göre teknik adam ceketini alır ve gider… Tabii bu bizim asla istemeyeceğimiz ve doğru bulamayacağımız bir durum…

NTV Spor’un vazgeçilmez ve renkli “Kırmızı Çizgi”sine kulak kabarttığımda duyduğum cümlelerden biri Fenerbahçe Teknik Direktörü Aykut Kocaman’ın savunmaya takviye istediğinde Başkan Aziz Yıldırım’ın “Ben Kaka, Arda, Zapata diyorum sen ise” şeklindeki çıkışı Aykut hocamızın düşünmek ve değerlendirmek için kapıya doğru yönelmesi ve sayın Başkan Yıldırım’ın “Şimdi ben ne dedim ki!” sözleriyle tepkisini dile getirişi…

Bunlar olmuştur ya da olmamıştır… Önemli olan Fenerbahçe’de başkan ile teknik direktör Aykut hocamızın uyum içinde çalışmasıdır. Fikir çatışması ve farklılığı elbet olacaktır. Her söz hemen kabul edilecek diye bir beklentimiz yok. Tartışmalar elbet olacaktır ama fikirler arasında bu kadar büyük uçurumlar olması anormal. İhtiyaçların ne olduğu üç aşağı beş yukarı belliyken isimler konusunda anlaşmazlıkların yarınlarda daha büyümesi sürpriz olmaz…

Aykut Kocaman hocamız harcanmaması gereken bir değerdir. Bugün yanlışları ve tercih farklılıkları ile eleştirilebilir ve eleştirilmelidir de ama kimse onun kalitesinden ve artı değer gücünden kuşku duymamalıdır. Biz değerlerimizi bu kadar kolay harcarsak yarınlarda görev yapmayı üstlenmek isteyenlerin heveslerini kırarız..

Başkan Aziz Yıldırım’ın transferin son gününe kadar Ben Arfa başta olmak üzere Fenerbahçe’yi renklendirecek güçlendirecek bir girişim bekliyorum. Olmazsa Fenerbahçe şu andaki kadrosuyla şampiyon olamasa da en kötü üçüncü olur.

Fenerbahçe’de bir garip durum ise genç Ozan’ın fazla kiloları… Bu konu doğrudan teknik bir sorundur. Kulüp doktoru ve teknik direktör acilen bir çözüm bulmaları lazım… Salih Uçan’ın FC Sion’a transferi ise bu yıldız futbolcu için bir şans olarak görülmeli…

Galatasaray doğru hamleleri

yapmaya devam ediyor

Daha yakın bir zamana kadar İgor Tudor konusunda atıp tutanlar şimdilerde sinmiş ve kenara çekilmiş durumdalar. Hatta yakın bir zamana kadar bu kişiler “Ben dememiş miydim?” diyerek üste çıkmaya çalışırlarsa da buna fazla şaşmayacağız… Ülkemizde alınan başarılı sonuçlar bunu gerçekleştirenler insanlara yönelik eleştirileri ortadan kaldırıyorlar. Bu gerçeği unutmamalı…

Galatasaray Asamoah’ı İtalyan Juventus takımından almayı başardı. Ganalı futbolcunun maliyeti kaba bir hesapla 7 milyon Euro’nun üzerinde… Bu miktardaki bir maliyet ile transferin yapılması Galatasaray’ın parasal gücünün ne kadar büyük olduğunun göstergesi… Baktığımızda sarı-kırmızılı yöneticilerin nokta denilebilecek yerlere isabetli transferler yaptıklarını görüyoruz. Yasin gibi büyük bir değerin Gomis’in golcülüğü ve renkli kişiliğinin gerisinde kaldığına üzülerek şahit oluyoruz.

Tolga Ciğerci’nin böylesine yüksek performans göstermesini herhalde sportif direktör Cenk Ergün ve teknik direktör İgor Tudor’dan başka bekleyen yoktu. Geriyi derleyip toparlayan hücuma çıkışlarında da önemli goller atan Tolga kazanılmış bir değerdir.

Belhanda, Rodrigues, Fernando gibi kazanılmış yabancılara bir de Feghouli eklenince Galatasaray’ı izlemek keyifli olacak. Bu takımın oluşmasında Başkan Dursun Özbek’in katkısı ve isabet tercihini de yabana atmamak lazım. Galatasaray’ın Denayer’i yeniden kadroya katması sportif katkısının yanı sıra bir vefa örneğidir…

Yanarım Sinan Gümüş gibi bir değerin gidişine… Onun da yolu açık olur inşallah…

Cenk Tosun’u Beşiktaş elinde tutamaz

Mario Gomez’i kiralamak da zor!

Beşiktaş’ın yerli forveti olarak Cenk Tosun’un gerek fizik yapısı gerekse performansı ile kısa süre içinde Avrupa’da bir takımın dikkatini çekeceğini tahmin edenlerdeniz. İngiliz takımlarından Crystal Palace ve Newcastle United’in Cenk için teklif ettiği bonservis bedeli ile Beşiktaş’ın talep ettiği arasında 4 milyon Sterlin fark var. Beşiktaş 15 milyon Sterlin isterken İngilizler 11 milyon Sterlin’de diretiyorlar.

Anlaşılan ve beklenen olay şu ki, Cenk Tosun’u Beşiktaş’ın yeni sezonda elinde tutması zor. Hatta imkansız bile diyebiliriz.

Peki Beşiktaş bu futbolcunun yerine kimi alacak? Günün moda sorusu bu… Cevap olarak iki isim önde görülüyor. Biri Krasnador’un golcüsü Smolov. Diğeri Beşiktaşlıların unutamadığı Wolfsburg’lu Mario Gomez… Gittiğinden bu yana Mario Gomez’i döndürmek isteyen Beşiktaş’ın elleri hep boş kaldı. Kartalların gündeminde Çin’e giden Demba Ba ile geçen yıl performansı beğenilen Vincent Aboubakar…

Beşiktaş’ın başarılı teknik direktörü Şenol Güneş’in bu isimler dışında alternatif projeleri de olabilir. Onun gündeme alacağı sürpriz isimleri doğrusu biz de merak ediyoruz.

Beşiktaşlıların asıl aşkları “Süper Mario” Gomez amma bu futbolcunun satın alınması imkansız gibi bir şey… Kiralanması da en az alınması kadar zor… Manchester City’nin Fransız forveti Mangala da son anda listeye giren isimlerden…

Ersun hoca Rodellega’ya

takmaktan vazgeçmeli!

Burak Yılmaz’ın sakatlık sorunundan sonra bile Trabzonspor teknik direktörü Ersun Yanal’ın  sahaya sürmeyi akıl etmediği Rodellega sıra dışı golcülerden biri… Onu daha önce görev yaptığı Akhisar’dan tanıyoruz ve neler yapabileceğini biliyoruz.

Büyük ve marka teknik adamların böyle garip seçimleri ve tercihleri vardır. Burak Yılmaz’ı tercih etmesine kimsenin diyeceği bir şey olamaz. Ancak N’Doye seçilince ister ister istemez ne yapıyorsun Ersun hoca diye sormadan edemiyor insan. Nitekim Göztepe maçında Rodellega’yı seçmesinin skora katkısını görünce benzer yanlışlarında ısrar etmeyeceğini umuyorum.

Biz kendi teknik adamlarımızın daha iyi olmalarını isteyen ve bekleyenlerdeniz.