Son zamanlarda medya dünyasında çok ciddi bir değişim var.
İnternet hızlarının artması ve internetin yaygınlaşması ile beraber popülerliğini arttıran dijitalleşme artık iyice kendisini hissettirmeye başladı. Bu dijitalleşme beraberinde sanal bir dünya doğurdu. Sosyal medya fenomenleri ve YouTuberlar çıktı piyasaya ve geleneksel medyaya meydan okudu.
YouTube dünyası saçmalıklarla dolu
Bugün iki çeşit medya şöhreti var Türkiye’de. Birinci grupta geleneksel medyada şöhret olanlar yer alırken ikinci grupta dijital medya şöhretleri var. Dijital medyada özellikle YouTube’da kanal kuranlar biraz daha fazla öne çıkıyor. Ben bu YouTube kanallarını çok ciddi bir şekilde yakından inceliyorum. Ekibimle beraber bir araştırma grubu kurduk ve bu YouTuber’ların çalışmalarını takip ediyoruz. Çok garip bir dünya var bu YouTube’da. Çok ciddi yatırımlar da var. Çok ciddi paralar harcayan insanlar ve şirketler de var. Burada bireysel anlamda işler yapan ve çok ciddi paralar kazanan insanlar da var.
Onedio ünlü kuşağı
Şunu açık sözlülükle söylemek istiyorum: YouTube kanallarında üretilen içerikler çok saçma. Çoğunluk espri yapma kurgusu üzerine kurulmuş. Hoplayan zıplayan, ağlayan zırlayan, ne konuştuğunu bilmeyen ya da bildiğini zannedenler…. Kısaca aklınıza ne gelirse var YouTube kanallarında. Bireysel kurulan kanalların yanında belirli sermaye grupları tarafından kurulan ya da desteklenen YouTube kanalları da var. Bunlar arasında son zamanlarda en popüler olan kanallardan biri Onedio adlı kanal. Kanal tamamen absürtlük ya da komiklik üzerine kurulu. İçinde programlar olan bu kanalda iki program beni çok şaşırttı. Bir tanesi “Ünlü Kuşağı”. Burada radyo ve televizyonlara çıkmayan şarkıcı ve magazin dünyasının ünlülerini ayaklarına kadar getirip onlara normal şartlarda kimsenin soramayacağı sorular soruyor ve ünlüleri ofsayta düşürüyorlar. Bu bölümü yakından inceledim, siz de izleyin ilginç şeyler var. Mesela Yalın ve Edis onları ayakta tutan adeta var olmalarını sağlayan radyoyu takmadı ve hiçbir radyo programına konuk olmaya tenezzül etmedi ama Onedio’ya konuk oldular. Bir de bir güzel kendilerini rezil de ettiler. Mahmut Tuncer konuk olduğu bu programda resim çizdi, boks yaptı. Samimi söyleyeyim şaşkınlık içinde izledim. Çok ilginç videolar var, mutlaka izleyin bu programı. Bu tarz değişik projeleri destekliyorum ve tebrik de ediyorum. Çünkü bugün geleneksel medyaya çıkmayan ünlüleri ayaklarına kadar getiriyor Onedio kanalı. Hiçbir şey yapmasa bile bu bile önemli bir konu.
YouTube’daki düzey sorunu
YouTube kanallarında benim en sinir olduğum konu bu kanallar için üretilen videoların düzey sorunu. Videoların yüzde doksanında ciddi bir düzeysizlik var ve maalesef çoğunda da çok ciddi argo bir ağız var. Argo söylemler havada uçuşuyor. Mesela Onedio kanalında yer alan Oğuzhan Koç’la P!NÇ programı buna tipik bir örnek. İncelerken şaşkınlık içinde kaldım. Her iki kelimeden bir tanesinde bir argo var. Buna çare olarak biplemişler ama sonuç olarak verilmek istenen mesajlar rahatlıkla veriliyor. Bu çocuk geleneksel medyada tanınmıyor ama dijital medyada tanınıyor. İşin ilginç tarafı Oğuzhan dahil bu YouTube dünyasında tanınan kişilerin hiçbiri geleneksel medyada yok. Benzer bir şey Fi adlı dizide de yaşanmıştı. Puhu TV’de yayınlanan Türkiye’nin ilk internete özel üretilen ve ses getiren internet dizisini Show TV yayınlamıştı ama dizi dijitalde yakaladığı başarıyı yakalayamamıştı. Oğuzhan pohpohlanmaya alışmış ama bir tane “bipsiz” program yaparak komedyenliğini göstermesi lazım yoksa köpük olur gider.
YouTube’a RTÜK lazım
Bu Youtube kanalları çok ciddi izleniyorlar, para da kazanıyorlar ama yaşadıkları düzey sorunu çok ciddi boyutlarda. İnternetin özgür ortamını suistimal ederek yapılan programlar çok rahatsız edici ve aynı zamanda gençlere ve özellikle internetle iç içe olan ergenlere ve çocuklara kötü örnek oluyor. Girin YouTube kanallarına o fenomenlerin diyaloglarını izleyin Recep İvedik yanlarında bir sanat eseri kalıyor. Televizyonda RTÜK dizi ve diğer programlara çok güzel bir kontrol mekanizması sağladı. En azından RTÜK’ten korktukları için kanallar kendilerini frenliyorlar. Ama YouTube’da böyle bir şey yok. YouTube yokuş aşağı tam gaz gidiyor.
Ben şahsen bu Youtuber’ların sözde “özgürlük” başlığı altında yaptıkları konuşmaların ahlaki boyutuna gıcık oluyorum. Bakın bende “gıcık” lafını kullandım. Belki bir ulusal gazetede göremeyeceğiniz bir laf. Aykırı olmak adına değil içimden geldiği gibi yazdığım için bu lafı da sansürlemedim. Ama her içimden geldiğini yapmıyorum, yapamıyorum çünkü ben kendime ve toplumsal, kamusal sorumluğuma karşı utanıyorum. Ama YouTuber’lar tıpkı televizyoncular gibi reyting adına her yol mübahtır hesabı akıllarına gelen her şeyi “özgürlük” adına yapıyor. Bu belki şu an için basit bir konu gibi gözükebilir ama bu çok ciddi bir sorun. Bir kere sanat çöp oluyor. Komedyenlik çöp oluyor. Eğlence argo ile eşdeğer bir hale indirgeniyor. Geçmişte komedyenliğin de bir adabı vardı. Siz hiç Karagöz ile Hacivat’ta küfür duydunuz mu? Eskiden kavuklular vardı. Hasan Efendi kavuğunu İsmail Dümbüllü’ye devretmişti. O da Ferhan Şensoy’a. Türk komedisi böyle bir gelenekten geliyor. Yakın geçmişe kadar Kemal Sunal efsanesini yaşadık. Bu kadar derin bir komedyenlik kültürü olan Türkiye’de yeni nesil komedyenlerin düzeysizliği beni Türk kültürünün korunmasını isteyen biri olarak çok rahatsız ediyor. Komedyenlik diye bir şey kalmadı bugün. Hadi onu geçtim ama YouTube kanallarının nasıl denetlendiği konusunu çok merak ediyorum. Televizyon kanalları RTÜK’ün ağır denetimi altındayken YouTube kanalları neden bu denetimden payına düşeni almıyor. YouTube’da argo serbestse televizyon kanallarının bunda suçu nedir? Bu konuyu devlet erkanı düşünüyor mu bilmiyorum. Ancak ben YouTube kanallarında ki videoların da RTÜK kurallarına tabii olmasını istiyorum.
Kaliteye Örnek: Motto Müzik
Hazır konu YouTube’dan açılmışken bir tane de güzel örnekten bahsetmek istiyorum. Motto Müzik. Mottosu müzik olanları buluşturan ve Allianz tarafından desteklenen bu YouTube kanalı Türkiye’de sanata ve kaliteye önem veren YouTube kanallarının da olduğunun bir göstergesi. Kanalda düzey yakalanmış, çok ilginç videolar var. Mesela Yekta Kopan Noktalı Virgül’de ünlülerle sohbet var. Murat Meriç ile “Plak Dolabı”nda nostalji müzik var. Nurkan Renda ile Gitar Vlogları videolarında müzik eğitimi var. Bu tarz kanalların önemi çok büyük. Abuk sabuk ne konuştuğunu bilmeyen ve gençlerin mecrası olan internet üzerinden panzehir gibi yayılan küfürbaz videoların aksine Motto Müzik gibi belirli bir düzeyi yakalayan video kanallarının sayısının artması benim en büyük dileğim.
Yonca Lodi’nin 6. albümü hazır
Yonca Lodi, 6. stüdyo albümü ‘Fazla Aşk’ı tamamladı. Bir yıl boyunca çalışan ve sekiz yeni şarkı seslendiren Yonca Lodi, albümünün ilk video klibini Zeki Güner’e ait “Sevişmeler Hariç” adlı şarkıya çekti.
Kadın rock band kurucusundan single
Türk rock ve pop albümleri ile adını duyuran Gizem Saatci Band 2019 yılına ‘Benim Şarkımsın’ adlı bir single ile merhaba dedi. Kendine has tarzı ile müzik dünyasının alternatif renklerinden biri olan Gizem Saatçi’nin single’ında “Benim Şarkımsın” ve “Cenettin İzini Buldum” adlı iki şarkı yer alıyor.
Eylem kariyerini Türkiye’ye taşıyor
“Aman” adlı şarkısı ile müzik dünyasına başarılı bir giriş yapan ve uzun zamandır ortalıkta gözükmeyen Eylem sözü ve müziği kedisine ait “Yangın Var” teklisini kendi müzik şirketi olan Eylem Müzik etiketi ile dijital platformlarla sundu. Eylem modern tarzı ile müzik dünyasına iyi bir giriş yapmış ve farklılaşmıştı. Yurt dışı kariyeri de olan bu genç yorumcu pop müzikte iddialı işlere imza atacağının sinyallerini veriyor.
Matemin siyah rengini seslendirdi
Yedi yaşında gitar çalarak müzik kariyerine başlayan genç yorumcu Ayberk Akmaz ilk teklisi “Siyah-ı Matem” ile profesyonel müzik dünyasına merhaba dedi. O Ses Türkiye yarışmasına katılan ve Hadise’nin takımında yarışan Ayberk, İ.T.Ü Devlet Konservatuvarında eğitimine devam ediyor.
Teknoloji hem ödül hem ceza
“Keşke Aramasaydın” adlı yeni şarkısını müzikseverle buluşturan Altay teknoloji ile ilgili ilginç bir yorumda bulundu. Altay “Günümüz telefonlarının ismi ‘telefon’ ama her şeyi yapabiliyorsun. Özlediğin birini görmek istediğinde, sevdiğin bir şarkıyı dinlemek istediğinde ya da bir film izlemek istediğinde sadece parmaklarını hareket ettiriyorsun. Ama bu kolaylık aynı zamanda her şeyi çok çabuk tüketmene sebep oluyor. Teknoloji yeni neslin hem ödülü hem de cezası.’ dedi.
Ünlülerin söz yazarı: Burcu Tatlıses
Profesyonel müzik yaşamına 2002 yılında söz yazarı olarak başlayan ve Funda Arar, Fatih Erkoç, Zuhal Olcay, Yıldız Usmonova, Mustafa Ceceli ve Ziynet Sali gibi güçlü yorumcular için yazdığı şarkılarla dikkatleri üzerine çeken Burcu Tatlıses yorumculuk kariyerini sürdürüyor. “Uzaklar” adlı ikinci albümünü Ada Müzik etiketi ile müzik marketlere sunan Burcu Tatlıses bu albümünde yer alan beş şarkısının aranjörlüğünü de kendisi üstlenmiş. Burcu Tatlıses böylece hem söz yazarı hem besteci hem yorumcu hem de aranjörlük yapan ilk kadın yeni nesil müzisyen oldu.