Aramice ve Süryanice'de "Sahda" sözcüğünden alıntı olan ve Arapça "Şhd" kökünden gelen şahid kelimesinin ilk anlamı, tanık; ikinci anlamı da, din uğruna ölen kişi demektir.

Bu sözcükler Türkçe'ye şahit ve şehit gibi iki farklı halde ve aynı anlamda yerleşmiştir.

İngilizce, Shaid-Shahid diye yazılan Şehit sözcüğünün, bu dildeki "Martyr" sözcüğüyle aynı anlama geldiği söylenir. Fakat, şehid ve şehadet İslam dinine özgü birer yüce makam olarak bilinir. Dilimize yerleşen bu sözcük, içinde bulunduğumuz ortam nedeniyle günlük hayatımızda ne yazık ki, sıkça kullanılır oldu.

Son yıllarda artan terör olayları nedeniyle, vatan uğruna şehit olan

asker ve sivillerin artışı bizi derinden yaralıyor.

Geçmişe dönüp baktığımızda da şanlı tarihi, zaferlerle dolu olan milletimizin, ordumuzun karada, havada ve denizde bir çok vatan evladını şehit verdiğini üzülerek görüyoruz.

Tarihe mal olmuş, bilinen veya bilinmeyen tüm şehitlerimiz elbette bizim için çok önemlidir.

Hepsi, saygıya ve rahmete değerdir.

Fakat, kahramanlıklarıyla destan yazan hava şehitlerimizin yeri, hatıralarımızda ayrı ve dikkate değerdir.

Osmanlı İmparatorluğu'nun hava araçlarıyla tanışması, 1900'lü yılların başıdır. Ve ilk hava şehitlerini de bu sıralarda vermişiz. Şubat 1914'te İstanbul Kahire uçuşunda, Yüzbaşı Fethi Bey ve Yüzbaşı Sadık Bey şehit olur. Ardından onları aramaya giderken uçağı düşen Teğmen Nuri Bey, şehit olurlar.

İlk hava şehitlerimizin anılarını yaşatmak üzere, aynı yıl Fatih-Saraçhane'de yapımına başlanan anıt, 1916'da törenle açılır.

1926'da Atatürk'ün emri ile kurulan Türk Tayyare Cemiyeti, 27 Ocak gününü, Türk Tayyare Şehitlerini Anma Günü olarak kabul eder. Fakat, Ocak ayının soğuk olması nedeniyle, Türk Hava Kurumu, 1935'teki kurultayında, 15 Mayıs'ın Hava Şehitlerini Anma Günü olmasını kararlaştırır.

"Barışta ve savaşta, karada, denizde ve havada, her zaman, her yerde, icabında; vatan, cumhuriyet ve vazife uğrunda, hayatını seve seve feda eyleyeceğim" diye yemin eden, 1.Dünya Savaşı'ndan bu yana, Londra'da, Şam'da, Kahire'de, Girne'de, Almanya'da, Ağrı'da, Toros Dağları'nda, Diyarbakır'da ve bir çok yerde şehit düşen Türk Hava Kuvvetleri

mensupları Ankara'da Cebeci, İstanbul'da Edirnekapı ve Kütahya'daki

Hava Şehitlikleri'nde yatmakta ve her 15 Mayıs'ta rahmet, minnet ve şükranla anılmaktadır.

Unutmayınız. 

Yarın 15 Mayıs.

Şehitlerimiz bizi bekliyor. 

Onları dualarımızdan mahrum etmeyip şehitliklerde Fatiha okuyalım.

Her ne kadar, alınan bir kararla 2015'ten itibaren bütün şehitler 18

Mart Şehitleri Anma Günü kapsamında anılacak olsa da, her yıl olduğu

gibi bu 15 Mayıs'ta da, Türkiye Havayolu Pilotlar Derneği (TALPA)

sivil ve asker havacılarla şehitlerimizi anacak. TALPA Genel Sekreteri

Kaptan Bülent Boralı, her yıl bu tarihte anmayı sürdüreceklerini

belirterek "Hava Harp Okulu ve diğer sivil-asker havacılarla hava

şehitlerimizin kabirleri başında onlar için dua edeceğiz"  diye

konuştu.

Şehitlerimizin aziz hatırası için, asker ve sivil tüm havacılık

camiası saygıda kusur etmeyip, onların kahramanlıklarını gelecek nesillere taşımaya yardımcı oluyor. Hepsine çok sağ olun demek borcumuzdur. Bütün şehitlerin, bir tek günde anılması yerine havacı, karacı ve denizci asker şehitlerin, sivil havacı şehitlerin her zaman,

her yerde anılması onların unutulmamasını sağlar diye düşünüyorum.

Hani hep diyoruz ya, "Şehitler ölmez" diye. Şehitler, hep dile getirildiği gibi, unutulurlarsa işte o zaman ölürler. Bunu hiç mi hiç unutmayalım. İlkokuldan başlayarak, hayatın her alanında her zaman yeni nesle şehit ve şehadet kavramlarını öğretelim.

Böylece onların aziz ruhlarını şad edebiliriz. Bu bizim asli görevlerimizden biri olmalı.

Sözlerimi o büyük şairin anlamlı dizeleriyle sonlandırırken, tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum.

"Ey, bu topraklar için, toprağa düşmüş asker,

Gökten ecdad inerek, öpse o pak alnı değer."

.......

"Gömelim, gel seni tarihe, desem sığmazsın,

Sana dar gelmeyecek, makberi kimler kazsın."

                     Mehmet Akif ERSOY

                     (Çanakkale Şehitleri)