Geçen hafta United Airlines havayollarının Kaliforniya'dan Kentucky'ye giden uçağında yaşanan fazla bilet skandalında uçuş görevlileri tarafından darp edilen yolcunun rekonstrüktif ameliyat olması gerektiği belirtildi. 1975 yılında Vietnam'dan kaçarak ABD'ye yerleşen bir doktor olan David Dao (69) eşiyle çıktığı Kaliforniya tatilinden Kentucky'ye dönüyordu. United Airlines Havayolları uçuş için normalden fazla bilet satınca 4 yolcuyu uçaktan inmeye ikna etmeye çalıştı. 3 yolcu, konaklama ve yeni bilet karşılığı uçaktan indi ancak eşiyle seyahat eden Dr. Dao, inmeyi reddetti. Bunun üzerine uçuş görevlileri adamı darp edip yerlerde sürükleyerek zorla uçaktan çıkardı. Diğer yolcuların cep telefonu kameralarıyla kaydettiği olayda Dr. Dao'nun yerde sürüklenirken yüzünün kan içinde kaldığı görülüyor. Dr. Dao'nun avukatı Thomas Demetrio, hem United Airlines şirketine hem de olayın yaşandığı Şikago O'Hare havaalanındaki uçuş görevlilerinin işvereni olan Şikago şehrine dava açtıklarını belirtti. 

Demetrio, müvekkilinin beyin sarsıntısı geçirdiğini ve yüzüne aldığı darbeler neticesinde ağız ve çene bölgesinden rekonstrüktif estetik ameliyat olması gerektiğini söyledi. Demetrio yaşanan olayın maalesef United Airlines başta olmak üzere pek çok havayolu şirketinin fazla bilet satışı durumunda gösterdiği saldırgan tutumu yansıttığını oysa ki United Airlines'ın konaklama ve 800 $'lık teklifini artırması durumunda önlenebileceğini sözlerine ekledi. 

Tam bir halkla ilişkiler kabusu yaşayan United Airlines'ın CEO'su Munoz ise ilk açıklamasında Dao'yu saldırgan davranmakla suçlamış daha sonra hiçbir yolcuya bu şekilde davranılmaması gerektiğini ifade ederek özür dilemişti. Hem Munoz hem de şirket tarafından yapılan açıklamalarda United Airlines'ın Dao ve ailesini pek çok defa aradığı iddiası ise Dao'nun avukatı Demetrio tarafından kesin bir dille yalanlandı.

Amsterdam obeziteye savaş açtı

Hollanda'nın obezite oranı en yüksek şehri olan başkent Amsterdam'da yeni önlemler alındı. Amsterdam'da her 5 çocuktan 1'i obez ve kalp rahatsızlıkları ve pek çok hastalığın görülme tehlikesi giderek yükseliyor. Yerel yönetimin inisiyatifiyle alınan önlemler sayesinde çocuk obezitesi oranı 2012'den 2015'e gelindiğinde yüzde 12 düştü. Üstelik bu azalma büyük oranda düşük sosyo-ekonomik gruplarda gerçekleşti. İşte Amsterdam bu önlemlerine geçtiğimiz günlerde yenilerini eklediğini açıkladı.

Alınan kararlar Coca-Cola, McDonalds gibi fast food markalarının sponsorluk tekliflerinin reddedilmesinden okullardaki içme suyu çeşmelerini artırmaya kadar çok çeşitli ve kapsamlı. 

Amsterdam'ın sağlık hizmetlerinden sorumlu Vali Yardımcısı Eric van der Burg yeni önlemleri şu şekilde açıkladı:

- Pilot okullarda şeker ilaveli meyve suları yasaklanıyor. Bunlar yerine içme suyu çeşmelerinin sayısı artırılacak.

- Okullarda etnik yemekler, sağlıklı versiyonlarıyla değiştirilecek ve sağlıklı pişirme dersleri konulacak. Örneğin brokolili pizza, domuz eti yerine yağsız tavuk etinden kebap, işlenmiş şeker yerine bal ve hurma kullanılan tarifler öğretilecek.

- Belediye, bir fast food şirketinin sponsorlarından biri olduğu etkinliklere izin vermeyecek.

- Ailelerin akşam yemeklerini birlikte yemesi özendirilecek.

- Düşük gelirli ailelere spor merkezi üyelikleri ve spor aktivitelerine katılım için belediye destek verecek.

- Çocukları küçük yaştan itibaren hareketli yaşama teşvik etmek için ailelerin küçük çocuklarını puset yerine pedalsız bisikletlerle gezdirmeleri özendirilecek.

- Çocukların ilk 1000 günlük beslenme alışkanlıkları üzerinde durulacak ve hamile kadınlarla annelere danışmanlık verilecek.

Olimpik yüzücü 6 aylık hamile olarak yarıştı

Amerikalı olimpik yüzücü Dana Vollmer, 2020 Tokyo Olimpiyatları yaklaşırken herkesi şaşırtarak antremanlarına ve yarışlara katılmaya devam ediyor. 2016 Rio Olimpiyatları'nda 7. olimpik madalyasını kazandıktan sonraki ilk yarışına katılan Vollmer'in herkesi şaşırtmasının sebebi ise 6 aylık hamile olması. 

Arizona'daki yarışa doğuma sadece 3 ay kala katılan Vollmer yaşadığı en büyük sıkıntının uygun beden mayo bulmak olduğunu söyledi. Rio Olimpiyatlarında 26 beden mayo giyen olimpik yüzücü, bu yarışta ancak 32 bedene sığabildi. 

2012 Londra Olimpiyatları'nda 100 metre kelebek stilde altın madalya kazandıktan sonra ilk çocuğu Arlen'i doğurmak için spor kariyerine ara veren Vollmer, sıkı çalışarak 2016 Rio Olimpiyatları'na katılma hakkı elde etmişti. Vollmer verdiği röportajda, doktor kontrolünde antremanlara devam ettiğini söyledi. Sadece 30 saniye süren yarışa katılmasının insanları şaşırtmaması gerektiğini, zaten normalde tüm gün havuzda antreman yaptığını ekledi. 50 metre serbest stilde yarışan Vollmer yarışı 27.59 saniyede tamamladı. Geçen yıl aynı yarışı 25 saniyede bitirmişti. 

Çocuğunun cinsiyetini sır gibi saklayan Vollmer, yarış öncesinde sosyal medya hesabından yarışta giyeceği mayonun bebeğinin cinsiyetini yansıtacağını açıkladı. Pembe mayo giyerse kız, yeşil mayo giyerse erkek bebek beklediği anlamına gelecekti. Hemen söyleyelim, Vollmer yarışta yeşil mayo giydi yani ikinci kez erkek çocuk annesi olacak.

Büyük Bariyer Resifi yok oluyor

Avustralya açıklarında yer alan dünyanın en büyük mercan resifi Büyük Bariyer Resifi kurtarılamayacak şekilde yok oluyor. Küresel ısınmanın deniz suyu sıcaklıklarını yükseltmesiyle mercanlara rengarenk dokusunu veren algler öldü ve resifteki mercanların büyük kısmı toplu olarak beyazladı. Bilim insanları ve deniz biyologları, geçen yıl da toplu beyazlaşma yaşayan resifin henüz o zamandan beri toparlanamamışken gelen ikinci dalgayla geri dönülemez şekilde yok olduğunu söylüyor. Geçen yılki beyazlaşma, kuzeydoğu bölgesindeki mercanların yüzde 95'inin ölmesiyle sonuçlanmıştı.

Büyük Bariyer Resifi, yüzlerce deniz canlısına ev sahipliği yapan, dalış meraklılarının en önemli destinasyonlarından biriydi. Koruma altındaki resifteki rengarenk mercanlar ise toplu olarak ölüyor. Geçtiğimiz günlerde gerçekleşen beyazlaşma 8 bin kilometrekarelik bir alanda etkili oldu. Geçen yılki beyazlaşmayla birlikte büyük resiften geriye sadece güney bölgesindeki 1.500 kilometrelik bir alan kaldı. Büyük Bariyer Resifi böylece 1998, 2002 ve 2016'nın ardından dördüncü büyük beyazlaşma vakasını yaşadı. 2016'daki beyazlaşmayı da inceleyen Dr. James Kerry, beyazlayan mercanların mutlaka öldüğü anlamına gelmediğini ama en hızlı büyüyen mercanların bile tekrar sağlıklarına kavuşabilmek için en az 10 yıla ihtiyaçlarını olduğunu söyleyerek 12 aydan kısa sürede ikinci beyazlaşmasını yaşayan mercanların düzelme şanslarını tamamen kaybettiğini belirtti. 

Yine de bilim insanları Büyük Bariyer Resifi'nin geri kalanını kurtarmanın mümkün olduğunu söylüyor. Bunun için Avustralya hükümetinin ve tabii ki dünyanın küresel ısınmaya karşı sert önlemeler alması gerek.