TERÖRÜN ARKASINDA BÜYÜK DEVLETLER VAR DERKEN...

Erol ERDOĞAN 25 Nis 2016

Erol ERDOĞAN
Tüm Yazıları
Çağımızda terörün uluslararası örgütlendiğini hepimiz biliyoruz. Terör örgütlerinin başlangıçtaki gerekçeleri yerel bile olsa belli bir güce ulaştıktan sonra küresel destek buluyorlar.

Çağımızda terörün uluslararası örgütlendiğini hepimiz biliyoruz. Terör örgütlerinin başlangıçtaki gerekçeleri yerel bile olsa belli bir güce ulaştıktan sonra küresel destek buluyorlar. Geçen yüzyılda yerel veya bölgesel aktör olan terör, çağımızda modern diplomasinin vahşi araçlarından biri haline geldi. Onun için kim terörden bahsediyorsa, arkasındaki güçleri vurgulamak için sıklıkla ‘maşa’ veya ‘piyon’ kelimelerini kullanıyor. Terörle mücadelede esas olanın arkadaki küresel aktörün devre dışı bırakılması olduğunu vurgulamak için de “Kuklayı değil, kuklacıyı vuracaksın.” cümlesi sıklıkla tekrar edilir. Bu görüşleri yazılarımda ve televizyon tartışmalarında ben de sıklıkla dile getiriyorum. Hatta terör-diplomasi arasındaki ilişkiyi belirginleştirmek için, dünyadaki terör örgütü sayısının devlet sayısından daha çok olduğunu özellikle söylüyorum. BM’ye üye olan devlet sayısı 200’e yakın, terör örgütü ilan edilmiş dünya genelindeki yapıların sayısı ise 200’ü aştı. Neredeyse her ülkenin başına bela olmuş bir veya birkaç terör örgütü var; örgütlerin destekçileri ise o devletle hesabı olan başka devletler. En çok güçlü devletler, terör yapılarıyla ilişki kuruyorlar ve onları açık-gizli destekliyorlar hatta şartlar elverirse yönetiyorlar.

Bunlar doğru ama “Terörün arkasında uluslararası güçler var” derken dikkatli olmamız gerektiğini fark ettim. Geçtiğimiz günlerde A Haber’de ‘Söz Teması’ adlı programda Duygu Leloğlu’nun konuğuyduk. Yayında Erol Erdoğan olarak benimle birlikte Adil Gür, Erem Şentürk ve Eray Güçlüer vardı. Adil Gür Bey, programda terörle ilgili yeni bir araştırmayı o akşam izleyicilerle paylaştı. Araştırmada millete yöneltilen sorulardan biri “Terör örgütlerinin arkasında kimler var?” şeklindeydi. Soruya cevap verenlerin yüzde 78,1’i “Terör örgütlerinin arkasında yabancı güçler var.” derken yüzde 21,9’u “Terör örgütleri kendi tercihleriyle eylem yapıyorlar.” demiş. Bir başka soruda ise terörün bitip bitmeyeceğine dair tahminler soruluyor. Soruya cevap verenlerin ancak yüzde 63,3’ü terörün zayıflayacağına inanıyor. Evet, “Terörün arkasında uluslararası güçler var.” sözünü daha dikkatli kullanmalıyız. Çünkü bu bir tespit olmakla birlikte aynı zamanda terör örgütünün oluşturmaya çalıştığı bir algı. Terörün arkasında küresel güçlerin olduğunu milletçe fark etmemiz (yüzde 78) büyük bir feraset ama bu bizi aynı zamanda kendimizi terör örgütleri karşısında zayıf hissetmemize yol açıyor. Onun için terörün zayıflayacağına inananlarımızın oranı, başka gerekçelerle birlikte, yüzde 60’lara kadar düşüyor. Terör örgütleri, bulundukları şartlar itibariyle devletlerden daha fazla sosyoloji ve psikolojinin imkânlarını kullanıyorlar. Arkalarında küresel güçlerin olduğunu göstermeye dönük paylaşımlarını ve bazı devletlerle yaptıkları görüşmeleri bu açıdan da okumalıyız. Sözgelimi, bir örgüt yetkilisi veya o örgütün siyasi uzantısını temsil eden kişi güçlü bir devlet temsilcisiyle görüştüğünü ısrarla yayarken “Biz öyle basit kuruluşlar değiliz, arkamızda büyük güçler var.” demeye çalışıyor. Bununla örgüttekilere moral, düşmanlık yaptığı halka da gözdağı verme gayretinde. Evet, terörün arkasında küresel güçler var ama biz milletçe bir olursak, sağlam durursak, iç sorunlarımızı adaletle çözersek, düşmanlarımızı değil paydaşlarımızı çoğaltırsak o güçler terör yapılarının arkasından çekilmek zorunda kalacaktır. “Terörün arkasında uluslararası güçler var.” cümlesini terörün algı ve motivasyon planına katkı yapmayacak biçimde kullanmalıyız.