​SLOVAKYA'DAKİ TÜRK İZLERİ ARAŞTIRILMAYI BEKLİYOR

Mustafa Kadir ATASOY
Tüm Yazıları
Filek (Filakovo) kalesi Seçen (Szécsény) kumandanı Hamza Bey'in 4 Eylül 1554'te burayı ele geçirmesinin ardından Slovak topraklarındaki tek Türk sancağı olmuştu.

Jozef Blaşkoviç "Osmanlıların Hakimiyeti Devrinde Slovakya'daki Vergi Sistemi Hakkında" adlı makalesinde Filek'in (Filakovo) fethinden (1554) sonra civardaki 600’den fazla, Uyvar'ın (Nove Zâmky) fethinden (1663) sonra ise 700’den fazla kasaba ve köy ahalisinin işitilmedik çabuklukla bir iki ay zarfında, Osmanlıların hâkimiyetini kendi rızasıyla kabul ettiğini aktarır. Blaşkoviç Osmanlıların elde ettikleri bu başarıyı, yani yerli halkı kendi tarafına kazanmalarını Avrupa tarihçileri bir türlü anlayamadığını söylüyor. Slovaklarda da Habsburg yönetimine karşı bir alerji var.

Filek (Filakovo) kalesi Seçen (Szécsény) kumandanı Hamza Bey'in 4 Eylül 1554'te burayı ele geçirmesinin ardından Slovak topraklarındaki tek Türk sancağı olmuştu. Otuz dokuz yıllık Osmanlı idaresi sırasında on iki sancakbeyi görev yapmış. Filakovo'nun resmi sitesinde sancakbeyleri Kara Hamza (1556'ya kadar), Velidžan (1556-1562), Hasan Prodovič (1562-1564), Arslan beg (1564), Mehemed (1575), Hasan (1576), Mahmud (1579), Korkud (1579-1590), Ali (1591) ve Jusuf beg (1593). Ľubomír Križan haklı olarak Mustafa Sokolič yani Sokollu Mustafa Paşa'yı (1560-62?) da listeye dahil etmiştir. Osmanlılar burayı 27 Kasım 1593'te kaybetmiş ancak herkes bölgeyi terk etmemiş. Jozef Drenko, Filakovo'yla ilgili çalışmasında yaklaşık üç yüz sivil Türk'ün kale arazisinde gönüllü olarak kaldığını söylüyor. 

Burada birçok şey var, yüzü Mekke'ye dönük defnedilmiş Müslüman mezarları var, kültür izleri var... Iboršak (porsuk), balta (balta), hambar (ambar), ibrik (ibrik), pabuče (pabuç), baklažán (patlıcan), orgovan (erguvan) kava (kahve), çay (čaj), višňa (vişne), çizme (čižmy) gibi kullanımlardan bahsediliyor. Omar, Otman, Ali, Fatima, Fanča, Elmira gibi yerel isimler var. Türklerden kültürel kodlar alındığından, Türklerin getirip diktiği kestane ağaçlarından, karpuz ve kara buğdaydan bahsediliyor. Imre Findura'dan alıntı yaparak Rimavska Sobota'da yapılan evlerin Türk evlerine benzemeye başladığını söylüyor. 

Križan Macar tarihçi Sabatos'tan da alıntı yaparak Slovakya'daki Türk hakimiyeti yaşamış yerlerden uzakta bulunan üç yapının Slovakların Türk algısı hakkında önemli ipuçları verdiğini söylüyor.

Batı Slovakya'daki Trenčín'de bulunan tarihi kale bir Türk'ün Fatima adlı sevgilisini kurtarmak için kazdığı derin kuyusuyla biliniyor. İkinci olarak Slovakya'nın merkezi bölgesindeki Banská Štiavnica'da, Osmanlı saldırılarına karşı gözetleme kulesi olarak hizmet veren ve bugün birçok güzel Türk eserinin sergilendiği bir kale var. Ve Doğu Slovakya'da, Kösice şehrinde Ferenc Rákoczi'nin Türk topraklarındaki sürgün yıllarında Tekirdağ'da yaşadığı evin birebir kopyası yapılmış. Bu yapı 1904 yılında Rákoczi'nin naaşının Kösice Katedrali'ne yerleştirildiği dönemde inşa edilmiş. Yazar bu üç yapıyı ilginç buluyor çünkü bunların hiçbiri Osmanlıların ele geçirdiği topraklarda bulunmuyor. 

Araştırdığımız zaman bahsedilen üç yapıya başka yapı ve izleri de ilave edebiliriz belki. Bratislava'nın hemen dışında bulunan Senec kasabasında Turecký dom - Türk evi isimli bir bina var. Binaya Türk saldırılarına karşı koyduğu için Türk Evi denildiğine yönelik bir rivayet var, başka bir bilgiye ulaşamadık. Türk evi birkaç yıldır terk edilmiş ve çok harap durumdayken 1994 yılında restore edilmiş. Şu anda turizm ofisi, turizm danışma bürosu ve bir kent müzesine ev sahipliği yapıyor.

Senec'e 15 kilometre kuzeybatısındaki Pezinok kasabasında da Türk Evi isimli bir bina var. 17. Yüzyıl'ın ikinci yarısında inşa edilmiş binanın adının kökeni hakkında iki teori var. Birinci teoriye göre bu isim, 1663 yılındaki savaşlarda esir alınan Türk savaşçıların evin bodrumlarında hapsedilmesinden geliyor. İkinci teoriye göre ise Türk tüccarlar gizlice şarap almak için bu eve geldikleri için bu isim verilmiş. 

Bu iki kasabadaki en önemli iki üç tarihi bina arasında bunlar... Pezinok'taki Türk Evi'nin birinci kat köşesinde silindirik bir cumba var. Binalara Türk adı verilmesi bir sempatinin varlığını düşündürüyor.