SES AĞLAMAZ İSE!

Funda ÖZKALYONCU
Tüm Yazıları
Tanımadığım insanlar, öldüğünde bile üzülürüm.

Çocukluğumdan beri ölüm haberine üzülürüm.

Tanımadığım insanlar, öldüğünde bile üzülürüm.

Yanımdan cenaze arabası geçer, üzülürüm.

AH! derim bir hayat bitti.

Kim bilir, hangi ömür bitti.

Son yolculuk.

Son yolculuk cümlesini de hiç sevmem.

Ölene, duyarsız kalan insanları da hiç sevmem.

Ölene üzülmeyene, ölümü bilmeyeni hiç sevmem.

Hayatımda tutmak istemem

Benim için bir nevi imtihandır.

Aslında, birini tanımak için, arkadaşını veya yakını tanımak için ölüm haberi paylaş hemen anlarsın.

Sesi verir.

Yakalarsın onu.

Cenaze evi ağırdır.

Ölüm o evin ölümüdür bilirim.

Annesi, babası ve sevdiği adam ölmüş birisi olarak anlarım.

Eskiden gazetelerde ölüm ilanı çok olurdu.

Tanımadığım insanların, ölüm ilanlarını satır satır tek tek okurdum.

Şimdilerde ölüm ilanları sosyal medyadan.

Ailenden olmayan, kan bağı olmayan insanlar arkadaşlık adına o insanın fotoğraflarını ve ölüm haberini paylaşıyorlar.

Özelikle kendileri ile olan fotoğrafları paylaşırlar.

Bence ailesinden izin almanız gerekir.

Ayrıca.

En son ne zaman gördün, hatırını, sağlığını sordun desen kimse hatırlamayacak.

En önemlisi.

Ortak arkadaşlarınla yapılan paylaşımlarında.

AH biliyor musun ölmüş, vefat etmiş diye konuşursun. 

Kimisi, zaten hastaydı, çok çekiyordu der, çekiyordu evet de, yanında sen mi vardın, sen mi bakıyordun ki.

Ailesi, belki de öyle de yaşasa, böyle de yaşasa, 1 gün daha yaşasaydı, razıydı.

En kızdığım yaklaşımdır.

En önemlisi.

Sesinden yakalarsın.

Ölüme ne kadar üzüldü.

Ne kadar, neresinde kaldı.

Sesi ele verir.

Ses ağlamaz ise, kalp hiç ağlamazmış.

Artık insanlığın, hatıraların, acının lüzumu kalmamıştır.

Hafızada kalanlar, yaşanmışlıklar itinayla daha o gün, cenaze de silinir.

EH.

Herkesin, herkesi gözden çıkardığı bir dünyada.

Ben de bir damla gözyaşı arıyorum.

Funda'nın aklındakiler…

... Televizyon yeni dönem başladı.

Tüm televizyonlarda, gündüz kuşaklarına bakın.

Gelinler birbiri ile, gelinler kaynanalar ile, sofrada oturan kadınlar ve erkekler birbiri ile kavga ediyorlar.

Ve yemek pişirirken ve yerken kavga ediyorlar.

Seyredilmeler, tamamen kavgaya ve kavgadan gelecek reytinglere bağlanmış.

Televizyonlar, eğitim yeridir demiyorum ama bu kadarı da fazla 

Utanç verici.

Benim oradaki insanlardan, yaptıkları kavgalardan midem bulanıyor.

Ve bunu hangi seyirci, ülkemin evde oturan hangi kadınları hak ediyor bilmiyorum.

Ama.

Tüm o kavgalar, o çirkeflikler ve basitlik inşallah sizin evinizde yaşanıyordur.

Programlarınızı alın ve başınıza çalın.

Hepsi sizin olsun.