​"ORDU YÖNETİME EL KOYDU" – 27 MAYIS 1960 GAZETELERİ (I)

Ömer EROĞAN 13 Tem 2017

Ömer EROĞAN
Tüm Yazıları
Osmanlı'dan ve hemen sonraki dönemlere kadar Türk siyasetinde ordunun sahip olduğu konuma kadar geri gider isek tüm toplumsal çatışma alanlarında bir şekilde konumlandığını görebiliriz ve Türkiye Askeri bir toplum mu? Sorusuna ulaşabiliriz, ayrıca çok eski dönemlerden itibaren incelemeye başlar isek bugünün şartlarından geçmişin değerlendirilmesi yanlışına düşülmesi ihtimali artar ve bazı dönemler için ise tahrif edilmiş tarihin yanlış değerlendirilmesi ihtimalide çoğalır.

Osmanlı’dan ve hemen sonraki dönemlere kadar Türk siyasetinde ordunun sahip olduğu konuma kadar geri gider isek tüm toplumsal çatışma alanlarında bir şekilde konumlandığını görebiliriz ve Türkiye Askeri bir toplum mu? Sorusuna ulaşabiliriz, ayrıca çok eski dönemlerden itibaren incelemeye başlar isek bugünün şartlarından geçmişin değerlendirilmesi yanlışına düşülmesi ihtimali artar ve bazı dönemler için ise tahrif edilmiş tarihin yanlış değerlendirilmesi ihtimalide çoğalır.   

Yeni bir dünya kurulmuş, Ülkemizde de bir şekilde demokratik yönetim halkın iradesi ile işbaşında iken ve GSMH sabit fiyatlarla yılda ortalama yüzde 11.3 büyümeye varıldığı, kişi başına gelirin yüzde 8.5 oranına vardığı, medeniyet iddiasının devam ettiği günlerde temelimiz Devlet i Aliyye’nin bakiyesi Mısır, Irak, Suriye, Libya ve Pers bakiyesi İran darbeleri benzeri “Anti Demokratik Dalga” ve “Haki Zümrenin bir kısmının Hükümranlık Sevdası” neticesi ulaşılan 27 Mayıs 1960 tarihini modern zamanlar darbeciliğinin başlangıcı olarak alabiliriz.  

Seçilmişlerin uygulamaları yanlış olsa dahi yine seçenlerin oylarıyla iktidarlarının sonlandırılması yerine, azınlık bir sivil kesim ile kurulan ittifak neticesi askeri cenahın bir kısmının oluşturduğu antidemokratik cephenin milli hazine imkanları ile sahip olduğu savaş makinaları marifetiyle Millet Meclisini ve diğer tüm sivil kurumları ortadan kaldırdığını 27 Mayıs 1960 sabahı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları  “Türk Ordusu Vazife Başında”, “Ordu Yönetime El Koydu” ,“Kahraman Türk Ordusu Bütün Memlekette idareye el koydu” benzeri gazete başlıklarından öğrendiler. Darbeyi gerçekleştiren Milli Birlik Komitasının 38 üyesinin yasama organı yerine geçerek yürütmenin de aynı elde toplandığından ve neler yaşanmış olduğundan “Cesetler yem makinalarında kıyılıp toz haline getirilmiş”, “Buzhanelerden toplu halde cesetler çıktı”, “Hürriyet şehidi gençlerimiz hakkında MBK açıklama yaptı”, “Sabık iktidar mensuplarının hırsızlık ve yolsuzluklarından..” diye devam edip giden sair gazete başlıklarından haberdar olurlar.  

Geçici kanun uygulamaları ile tüm yurtta sıkıyönetim ilanı, Yüksek Soruşturma Kurulu ve Yüksek Adalet Divanı isimli oluşumların ihdası, iktidar partisi mensup ve yandaşlarının tutuklanmaya başlanması sonrası, 1924 Anayasasının önce bazı maddelerinin sonra tamamının lağvedildiği darbeyi gerçekleştirenlerin yargılanmalarının yasal yolla engellenmesi, Türk Silahlı Kuvvetler kanun ve iç tüzüğünün değiştirilmesi, 235 general ve 4000’i aşkın subayın emekliye sevk edilmesi, yeni oluşum vasıtasıyla sabık iktidar partisi mensuplarının yargılanmaları, Temsilciler Meclisinin kurulması, MBK ile birlikte yeni kurulacak meclisin Kurucu Meclis adı altında çalışmaları yürütmesi ve yeni anayasanın bu kuruluş tarafından yazımının yapılması, benzeri birçok yeni uygulama hayata geçirilmiş hatta yeni maaş düzenlemelerinin yanı sıra Sovyet tarzı toplumdan ayrı lojmanlarda ikamet uygulamalarına başlanılmış idi. Mutlak sansürün uygulandığı bu günler uygulamaları  içerisinde 27 Mayıs tarihinin resmi “Bayram” ilan edilmesi ve 20 yıl boyunca diğer bir darbe yönetimi tarafından kaldırılana dek kutlanması da ilginçtir ve böylece mağdur milletin kendisine karşı yapılan darbeyi kutlayan dünyadaki nadirlerinden biri olması hususu da oldukça düşündürücüdür.