​KADINA KARŞI ŞİDDETLE MÜCADELE: TOPLUMSAL SORUMLULUĞUMUZ

Esra TANRIVERDİ 27 Kas 2023

Esra TANRIVERDİ
Tüm Yazıları
25 Kasım, Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü olarak dünya genelinde kabul edilmiş anlamlı bir tarihi temsil ediyor. 25 Kasım, dünyanın dört bir yanında kadına yönelik şiddeti önlemeye yönelik bir mücadele günü.

25 Kasım, Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü olarak dünya genelinde kabul edilmiş anlamlı bir tarihi temsil ediyor. 25 Kasım, dünyanın dört bir yanında kadına yönelik şiddeti önlemeye yönelik bir mücadele günü.

Bu anlamlı gün, 1981 yılında Dominik Cumhuriyeti'nde yaşanan Mirabal Kardeşler'in trajik ölümüne atfen kabul edildi. Mirabal Kardeşler, diktatörlüğe karşı direnişleri ve özgürlük mücadeleleri ile tanınıyor; bu nedenle 25 Kasım, kadınlara yönelik şiddete karşı bir duruşun simgesi haline geldi.

Kadına karşı şiddet, maalesef dünya genelinde hala varlığını sürdüren acı bir gerçek. Bugün, kadın haklarına ve toplumsal cinsiyet eşitliğine dikkat çekmek, bu alanda farkındalık yaratmak amacıyla düzenlenmiştir. Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Günü, bir yandan bu soruna karşı duruşumuzu pekiştirirken diğer yandan çözüm yollarını aramamıza vesile olmalıdır.

Ülkemizde de maalesef, kadına yönelik şiddet hala acı bir gerçek olarak karşımızda duruyor. Bugün, sadece sorunları dile getirmekle kalmamalı, aynı zamanda toplumsal bilincin artırılması için bir fırsat olmalıdır. 

Şiddetin kaynağında genellikle toplumsal normlar, cinsiyet eşitsizliği ve kültürel faktörler bulunmakta. Bu nedenle, sadece bireysel düzeyde değil, aynı zamanda toplumsal düzeyde de değişimlere ihtiyaç var. Eğitim kurumlarından başlayarak, medyaya, hukuki düzenlemelere kadar birçok alanda cinsiyet eşitliği bilincinin ve saygının arttırılması gerekmekte.

Kadına şiddetin ortadan kaldırılması için toplum olarak üzerimize düşen sorumlulukları bilmeli ve bu konuda birlikte hareket etmeliyiz. Eğitim seviyesini artırmak, kadınların ekonomik güçlerini desteklemek ve cinsiyet eşitliğini teşvik etmek, uzun vadeli çözümler arasında yer almalı. Ayrıca, kadına karşı şiddetle mücadelede sivil toplum kuruluşlarının ve devletin rolü büyük önem taşır. Hukuki düzenlemelerin güçlendirilmesi, mağdurlara destek sağlanması ve şiddetin önlenmesi için etkili politikaların oluşturulması kaçınılmazdır.

Sonuç olarak, Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Günü, sadece bir günle sınırlı kalmamalı, her günümüzde bu konuda farkındalık yaratmalı ve eyleme geçmeliyiz. Toplumsal cinsiyet eşitliğine dayalı bir dünya için birlikte çalışarak, şiddeti önlemek ve kadınların güçlenmesini sağlamak hepimizin sorumluluğudur. 

Unutmayalım ki, kadına şiddetle mücadelede kazanan bir toplum, daha adil ve insan haklarına saygılı bir dünyanın temellerini atmış olacaktır.