​KADERE SİTEM EDİLMİYOR Kİ!

Funda ÖZKALYONCU 27 Ağu 2023

Funda ÖZKALYONCU
Tüm Yazıları
Bodrum'da ev fiyatları almış başını gitmiş, milyon dolarlar, euro'lar havada uçuşuyor.

Aaaaaa..

Döndüm bir baktım, öpüşüyorlar…

Pardon evler 3 milyon euro, 4 milyon dolar, bu ne ya! Satamazsınız! bu fiyata satamazsınız! Evler bu fiyat diyemezsiniz, ayıp bu! Edep yahu! diye bağırırken buldum kendimi.

Neyse işin şakası bir tarafa.

Bodrum'da ev fiyatları almış başını gitmiş, milyon dolarlar, euro’lar havada uçuşuyor.

Yapılan siteler hemen satılıyor.

Siteler yapılırken, müteahhitler etraftaki diğer sitelerde oturan insanların canına okuyor.

Savaş olsa böyle saldırı, böyle kontrolsüz hücum olmaz.

Kepçeler, vinçler, kamyonlar, beton arabaları, buradaki yaptıkları kontrolsüz inşaatları dünyanın hiçbir yerinde yapamazlar.

Böyle gürültü asla yapamazlar.

Sitede evler bitiyor, satılıyor ve evleri airbnb'den kiraya veriyorlar.

Gecesi 1.200 euro olan evlere, kimlerin girdiği çıktığı belli değil, sabaha kadar kadınlar çığlık atıyor, erkekler ayılar gibi bağırıyor.

Eski bir Dışişleri Bakanı'nın oğlu İsviçre'de oturduğu yerden buradaki evini airbnb'den kiraya veriyor.

Evinde sabaha kadar partiler veriliyor, neler yaşanıyor umuru değil.

Ne polis kaydı var, ne vergisi var, ne kontrolü var.

Bodrum.

İnanılmaz kalabalık,

İstanbul trafiğinden beter araç trafiği var,

Plajlarda oturacak sandalye yok,

Kafelerde oturacak masa yok,

Gece eğlence mekanları dolu, rezervasyonsuz kimseyi içeriye almıyorlar,

Her yer, her gece full,

Marketlerde kasada kuyruklar var,

Makro önünde jeep’lerine torbaları taşıtan, Hermes terlikli  sarışın kadınların varolmanın dayanılmaz hafifliğinde, yüz gerginliği var 

Pazarlar çok kalabalık,

Pazarlar çok pahalı ve fırsatçı,

Pazara gelen kadınlar birbirinin elinden domates kapıyor, bamya çekiyor,

Otoparklarda yer yok,

Otoparklar, 1 saat için 150 TL istiyor,

Araba yıkamak 150 TL,

Devamlı elektrik kesiliyor,

Su kesintisi felaket, çoğu ilçede su yok,

Bir Türk kahvesi 90 TL, yanında lokum ve su hiç beklemeyin,

Bir peynirli pide 450 TL,

Komşular, otopark yüzünden kavga ediyor, bahçedeki ağaçlar yüzünden kavga ediyor,

İskelede şezlong kavgası ediyor.

Yani.

Ben nereden bileyim; pışık.. oh canıma değsin, bizim paramız çok diyen insanların, zamanla akın akın buraya geleceğini.

Lingo lingo şişeler, diye şarkı söyleyeceklerini kim bilebilirdi ki.

Benim.

Penceremin önüne bir kumru geldi.

Başka yer bulamadın mı, dedi.

Bulduğumuzda böyle değildi ki, tatlım kumrum dedim.

Yaşadığın yer, kaderindir derler ya, kaderde oyunbaz be tatlım.

Sözünde durmuyor ki.

Kadere de sitem edilmiyor ki.

Funda’nın aklındakiler…

... İlkim Karaca

Cem Karaca'nın son eşi, yani öldüğünde yanında olan kadın.

Kendisini tanırım.

Son derece kibar, nezaketli, naif, kimseyi kırmak istemeyen, hatır gönül bilen bir kadındır.

Evlat olmayı bilen, ana olmayı bilen ve eş olmayı bilen bir kadındır.

Tanışın, inanın herkesi sever ve insanlarla sorunu olmayan bir kadındır 

Rahmetli Cem Karaca'nin hayatı film oluyor, 

İlkim Karaca, filmin kendisinden izin alınmadan çekildiği gerekçesi ile mahkemeye başvuruyor.

Gazeteci Savaş Özbey, bu konuyu köşesinde yazarken, İlkim'in Cem Karaca'nın 5.eşi olduğunu sinsice yazıyor..

Aslında, oğlu var, o da filmin danışmanı olmuş, "eh bunlar topluma mal olmuş kişilerdir, tek tek sizden izin mi alınacak"  diye yazıyor.

Yani! kadın sen 5.karısı oluyorsun, sana ne oluyor demek istiyor.

Savaş bey adamın karılarını saymak, rakamla yazarak altını çizmek, size mi düşüyor?

Ünlü bir adamın, topluma mal olmuş bir adamın hayatı anlatılırken, doğru yansıtılması, gerçek dışı hiçbir şeyin hikayeye girmemesi gerekiyor.

Bu insanlar önce ailesinin kıymetlisidir.

Sonra toplumun kıymetlisidir.

İzinsiz hayat hikayesi anlatamazsınız.

Koynunda uyuyan kadından daha iyi kim bilecek ki adamı.

Boşandığı eşlerine tabi ki sorulması, izin alınması gerekmez, ama bu insanlar evlilik birliği içinde iken öldü Cem Karaca.

Tabi ki kadına sormalılar ve izin almalılar.

O zaman siz de tanınan bir köşe yazarsınız.

Sizin hayatınızı da, yeğenim var küçük, büyüyünce o anlatsın, ya da bir başkası anlatsın.

Okey mi?

Ama izinsiz.

Funda’nın aklındakiler…

... Yahu;

Serdar Ortaç'tan ne istiyorsunuz?

İnsanlar size sorarak mı bunalıma girecekler.

Hayatlarındaki çıkmazlar için sizden mi izin alacaklar.

Adam sahip olduğu her şeyi kaybetmiş.

Elbette ki pişmanlıkları var.

Elbette ki geriye dönüp, yapmasaydım dediği yaşam dilimleri var.

Hangimizin yok ki.

Kimi atlatır.

Kimi atlatamaz.

Adam saklanan bir adam değil, her gün video yayın açıyor ve ne hissediyorsa anlatıyor.

Bir iyi, bir kötü.

Olamaz m?

Kime hesap vermek zorunda ki.

Beden zorbaları var 

Bir de, psikolojik zorbalar var.

Sanırsın hayattaki tüm sorunları çözmüş, sabah güneş doğarken, mutlu mesut uyanıyorsunuz.

Ekşi suratlılar sizi.

Sabah, kim bilir hangi turşu suratla uyanıyorsunuz.

Hayattan, insanlardan nefret ede ede kahve içip kendinize geçiyorsunuz.

Bu adam, dramım var diyorsa vardır.

Adamı rahat bırakın, ne istiyorsa söylesin, belki iyi geliyordur.

Allah aşkına aynaya bakıp, kendinize bir hayat manifestosu yazarsınız.