​HAVALİMANLARINDA ANTİ TAKSİ DEVRİMİ

Musa ALİOĞLU 04 Haz 2017

Musa ALİOĞLU
Tüm Yazıları
Türkiye gibi ülkelerde kanunların gevşetilmesi ve çıkar çevrelerini memnun eder hale getirilmesi olağan bir durumdur.

Türkiye gibi ülkelerde kanunların gevşetilmesi ve çıkar çevrelerini

memnun eder hale getirilmesi olağan bir durumdur.

Devlet, kanunla yasakladığı bazı konularda geri adım atarken, çoğu

kez, yeni bir düzenleme yapmadan işi oluruna bırakıp, yöneticilerin

keyfine göre de hareket etme yoluna da gider.

Kanunda, tabelada, duvarda nerede ne yazılırsa yazılsın halk fırsat

buldukça kendi bildiğini okur. Kanunu çiğnemenin veya ihlal etmenin

suç olmadığına inanır.

Bir de bazı çıkar guruplarının yazılı olmayan, kanun gibi uygulamaları

vardır ki, bunlara dokunan yanar dersek yeridir.

Örneğin, Türkiye'deki tüm havaalanı ve havalimanlarında görünmez, ama

çok iyi bilinen bir güç, kendilerine para kazandıran uygulamalar

yapar, kimse de buna dur diyemez.

Havalimanlarıyla kent merkezleri arasında yolcu taşımacılığı hep

birilerinin tekelindedir.

Bir havayolu şirketi yolcusunu daha ucuz taşımak isterse, orda

yerleşik güçler ve ağababaları tarafından kendi lisanlarıyla bir uyarı

alırlar. Sonuç alamadıkları anda fiziksel şiddete yönelirler.

Bir yerde argo tabiriyle "mama" varsa, orada "dayılar", "babalar" ve

"ağır abiler" de hep vardır. Ne acıdır ki, bunlara zabıta, polis ve

belediyeci gibi devletin küçük abileri destek verip, nemalanma yoluna

gidince işler onların istek ve talepleri doğrultusunda gider.

Son gelen haber doğrusu beni çok şaşırttı. Atatürk Havalimanı en fazla

yolcu sirkülasyonu olan bir yerdir. Milyonlarca iç ve dış hat yolcusu,

buradan bir yere gitmek için, evinden, otelinden istediği şekilde

alana gelirler. Buna kimse müdahale edemez, araç girişine de engel

olunmaz.

Fakat, bir yerden İstanbul'a gelen ve özel aracı olmayan tüm yolcular,

oradaki taksilerden başkasına asla binemez. Bu durum bir çok

havalimanında yıllardır böyledir. Tren, metro, otobüs ve metrobüse

binebilir, ama taksi de asla seçme hakkı yoktur. Bu uygulamaya, devletin

hiç bir yetkilisi de, siz ne hakla vatandaşın seyahat hürriyetini

engelliyorsunuz diyemezdi.

AHL'de bir kooperatife bağlı 700 kadar taksi var. Son zamanlara kadar,

gelen yolcu bunlardan başka bir taksiye bindirilmezdi.

Ne oldu, nasıl olduysa İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı Ulaşım

Koordinasyon Merkezi (UKOME) bu kooperatifin saçma uygulamasını aniden

kaldırdı. Eziyete dur diyen UKOME ve onay veren Başkan Kadir Topbaş

artık teşekkürü hak etmişlerdir.

Her gün bin ile bin 500 arası uçağın inip kalktığı bu limanda,

uçaklardan aynı anda yüzlerce yolcu çıkmaktadır. İç hatlardaki o

daracık ve sıkışık yerde, insanlar egzoz dumanları arasında dakikalarca yorgun

argın ve ayakta taksi kuyruğunda beklemektedirler. Yaşlı, hasta ,

kadın ve çocuk kim olursa olsun, durum değişmiyor, dış hatlarda da

aynı curcuna yaşanıyor. Kazara dışardan gelen bir taksi yolcu alacak

olsa buradaki tekelci taksiciler tarafından bazen şiddete de 

maruz kalmaktaydılar.

İstanbul'da duraklı veya serbest çalışan 18 bin taksi var. Bunun içine

korsan taksiler dahil değil. Gündüz nüfusu 20 milyon olan bu mega kent

için bu sayı fazla değil. Yani daha çok taksiye ihtiyaç var

diyebiliriz. Bu nedenle AHL'ye yolcu getiren bir taksinin dönüşte

yolcu alması kadar mantıklı bir şey olamaz. Hem boş dönmeyecek, boşa

yakıt tüketmeyecek, hem de halkın kuyruklarda per perişan olmasının

önüne geçeceklerdir.

Havalimanı'ndaki taksici esnafı hep korunmuş ve kollanmıştır. Devletin

zirvesi buralardan gelip geçtiği için, her zaman onlara ulaşıp, yalvar

yakar olurlar. Bir dönem, AHL Mülki İdare Amiri Başkanlığı'daki en üst

yönetim organı olan Güvenlik Komisyonu Üyesi olarak görev yaptığım

için oradaki işleyişi ve çarkı bilirim. Doğrusu, onlar şımartılmış ve ayrıcalıklı bir

avuç taksici olarak, binlerce taksicinin ekmeğiyle oynama imtiyazını

fiili olarak ele almış, kimseler de buna dur dememiş.

Müşteriye kafa tutan, yakın yere gitmem diyen bu imtiyazlı ve

ayrıcalıklı gurup, iyi niyetle çok gayretli çalışan mülki amirleri,

emniyet müdürlerini de zor duruma sokmaktadırlar. UKOME kararından

sonra, hemen lobi ve kulis faaliyetine başlayan bu gurubun protesto

gösterileri de yakındır. Resmi karara rağmen, fiili durumla, gelen

taksicilere göz dağı verebilirler. Devlet büyüklerinin önünü kesip,

çok mağdur olduk edebiyatı yapıp tekrar saltanat sürme yoluna

gidebilirler. AHL Mülki İdare Amiri ve İstanbul Vali Yardımcısı Sayın

Mehmet Ali Ulutaş gibi adil ve sevilen bir devlet adamı çoğunluğun

sesini dinleyecek basirete ve tecrübeye sahiptir.

Demir perde ülkelerindeki gibi, halkı sıraya dizip, emri vakiye tabi

tutan bu zihniyete karşı sivil toplum tavır koyabilmelidir. Diyebilmelidir ki, "Sen kim

oluyorsun da, benim hangi araca bineceğime karar veriyor, seyahat

hürriyetimi engellemeye çalışıyorsun."

AHL'nin patronu DHMİ ve işletmecisi TAV da bu konuda halkın

yanında olmalıdır.

Halkın iradesini hiçe sayıp, hak ve hukukunu çiğnemeye bu gibi

odakların gücü yetmeyecektir. Tüm bunları bir yana bırakıp, bu guruba

bu yetkiyi kim ve neden vermiş bunu da araştırmalıyız.

Ülkemizin önemli sorunu olan trafik konusunun sorumluluğu İçişleri

Bakanlığı'nın Trafik Daire Başkanlığı'na ait gibi görünse de,

Karayolları Genel Müdürlüğü ve belediyelerin de ilgi alanındadır.

Karışanı çok olduğu için sorunun çözümü de zordur. Uygulamanın ve

denetlemenin, polisten alınıp belediyelere verilmesi kulağa hoş

gelse de, pratikte hiç de öyle olmayacaktır. Belediyeler siyasi

kurumlar olduğu için, baskılara polis kadar mukavemet edemez.

Bu bedenle bu haliyle devamını daha yararlı görenlerdenim.

Sonuç olarak, çok az bilinen UKOME gibi bir birimin aldığı karar,

sektör için bir devrimdir.

Toplum olarak alınan bu doğru kararı sonuna kadar destekleyip sahip

çıkmalıyız. Çıkmalıyız ki, bu kararı alanlar, gelebilecek her türlü

baskıya rağmen geri adım atmasınlar. Biz, kamu kurumları üzerinde

demokratik baskıları hayata geçirip, halkın yararına olan kararların

ve uygulamaların çıkmasını pekala sağlayabiliriz.

Mutlu yarınlar Türkiye'm...