GEREKSİ HAVALİMANLARI YOLCU SAYISINI ARTIRMAZ

Musa ALİOĞLU 02 Tem 2017

Musa ALİOĞLU
Tüm Yazıları
Türkiye'de, 14 yıl önce sadece 26 olan havalimanı sayısı, bizler fark etmeden iki kat artarak tam 55'e ulaşmış.

Cumhuriyet'in ilanından sonra bir bölümü Nafia Vekaleti'ne, bir bölümü de İktisat Vekaleti'ne bağlı olan, ulaştırma ve haberleşme hizmetleri, olumlu bir adımla 27 Mayıs 1939'da 3613 Sayılı Kanun'la Ulaştırma Bakanlığı çatısı altında toplanmış. Daha önceleri, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'na bağlı olan Demiryolları, Limanlar ve Havameydanları İnşaatı (DLH) Genel Müdürlüğü de, 1986'da Ulaştırma'ya dahil edilmiş. Şimdilerde (AYGM) Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü adını alan DLH'nın, en son genel müdürü olarak Ahmet Arslan adını çok iyi hatırlıyoruz. Geniş bir faaliyet alanı olan bu kurumu iyi bir noktaya taşıyan, Karslı genç ve başarılı bürokrat, ulaştırma deyince akla ilk gelen isim olan Binali Yıldırım'ın onay ve desteği ile politika alanında şansını deneyip, önce memleketinden milletvekili seçilir, ardından da doğru tercihle, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı'na atanır.

Yükleniciler ve hizmet alımı yapılanlar dahil, 240 bin kişilik bir büyük ailemiz var diyen, Bakan Arslan'ın "Rehber belli. Rehber Ulu Önder Atatürk'ün gösterdiği muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkmak" sözü ile yapılan bir çok önemli işi mütevazı bir şekilde anlatarak dikkat çekiyor. 

Türkiye'de, 14 yıl önce sadece 26 olan havalimanı sayısı, bizler fark etmeden iki kat artarak tam 55'e ulaşmış. Yapımı süren Çukurova'nın yanı sıra, Rize-Artvin, Yozgat, Karaman ve Gümüşhane-Bayburt Havalimanları'nın müjdesini veren Bakan Arslan; tabii ki asli görevi havalimanı işletmeciliği ve hava trafiğini düzenleyip kontrol etmek olan, Ulaştırma Ailesi'nin en büyüğü diye tanımladığım, Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürlüğü'nün başarılı yönetici ve çalışanlarına güveniyordu.

Mazisi 1933'lere dayanan ve değişik isimlerle görev yapan DHMİ, 1984 yılında 

KİT olmuş. Halen, Ulaştırma Bakanlığı'nda Müsteşar Yardımcısı olan Orhan Birdal'in son dönemlerdeki başarılı yönetimiyle, 80 yılı geride bırakan, sessiz ve reklamı hiç yapılmayan DHMİ, şimdilerde, Yıldırım ekolünün tek kadın yöneticisi olan Funda Ocak'ın titiz ve duyarlı yönetim anlayışına emanet edilerek, büyük başarılara imza atıyor. Havalimanı yöneticiliğinin okulu olan DHMİ, tarihinde ilk kez yurt dışında havalimanı işletmek amacıyla, 100 milyon dolar sermayeli bir şirket kurmak için karar aldı. Bakanlar Kurulu'nun onayından sonra DHMİ'yi, dünya çapında işletmecilik yaparken görürsek hiç şaşırmayacağız. Daha önce bu kurumda, Yönetim Kurulu Üyesi olan ve milyar dolarlık havalimanı özelleştirme ihalelerini çok şeffaf ve adilce yapan Funda Hanım, hesaplarını denetleyen, TBMM- KİT Karma Komisyonu önüne 1 milyar 573 milyon 233 bin 893.TL'lık dönem karı ile çıkarak, kurumunun tüm hesaplarının ibrasını sağlamıştır. Hiç bir şehirde, hiç bir yurttaşın havayolu ulaşımında sıkıntısının olmayacağını DHMİ camiasına güvenerek söyleyen Bakan Bey'i bu kurumun yayınladığı iç-dış yolcu sayıları doğrulamaktadır. Şöyle ki, 2002 yılında toplamda 33 milyon 782 bin olan yolcu sayısının, sadece 8 Milyon 729 Bini iç hat, geriye kalanı da dış hat yolcusuydu. Bu durum, hep böyle gelmiş, böyle giderken, 2004'te 14 milyon iç, 30 milyon dış, 2005'te 20 milyon iç, 35 milyon dış, 2006'da 28 milyon iç, 32 milyon dış, 2007'de 31 milyon iç, 38 milyon dış, 2008'de 35 milyon iç, 43 milyon dış, 2009'da 41 milyon iç, 44 milyon dış, 2010'da 50 milyon iç, 52 milyon dış, 2011'de 58 milyon iç, 59 milyon dış, 2012'de 64 milyon iç, 65 milyon dış, 2013'te 76 milyon iç, 73 milyon dış, 2014'te 85 milyon iç, 80 milyon dış, 2015'te 97 milyon iç, 84 milyon dış ve 2016'da ise, 102 milyon iç hat yolcusuna karşı, 71 milyon dış hat yolcusu ile toplam 173 milyonluk bir sayıya ulaşıldı.

Yani, iç hat yolcusu son 15 yılda, 8 milyondan, 102 milyona çıktı. Burada, rakamlar gerçeği olanca netliğiyle ortaya koymaktadır. Son 10 yılda toplamda yüzde 10.6'lık bir artış sağlanırken, iç hat yolcusunda yüzde 13.8 ve dış hat yolcusunda da yüzde 7.1 artış sağlanmış. 10 yıl öncesine göre toplamda yüzde 147, iç hatlarda yüzde 220, dış hatlarda ise yüzde 85 oranında bir artış olduğunu istatistikler söylüyor.

Ne yazık ki, iç hatlardaki bu artışın yüzde 77'lık bölümü İstanbul Atatürk, Sabiha Gökçen, Antalya, Ankara ve İzmir gibi büyük illerde gerçekleşmiş. Adana, Trabzon, Bodrum, Dalaman, Gaziantep, Kayseri ve Diyarbakır ise, 2 ila 5 Milyon barajını geçen havalimanları arasında yer almayı başarıyor.

Çarşamba, Van, Erzurum, Hatay Konya ve Elazığ 1'er milyonluk sınırı egale eden meydanlardır. Bunun yanı sıra, bazı meydanlar ne yazık ki başarılı iş yapamıyor.

Bu nedenle "Her şehre bir alan yapalım" derken iyi düşünelim.

Örneğin, 2017 yılının Ocak ayı rakamlarına göre Zonguldak 10, Gökçeada 8, Balıkesir 8 ve ne yazık ki, terörden kapalı olan Hakkari-Yüksekova Havalimanı sıfır yolcu çekmiştir. Bu rakamları vererek, cefakar havacılık sektörü çalışanlarını üzmek istemem. Ana ortada böyle yalın bir gerçek var. Gereksiz yerlere, siyasi nedenle yapılan havalimanları ne yazık ki, yolcu sayısını fazla artırmıyor.

Her şeye rağmen, DHMİ Ailesi, "Devlete Hizmet, Millet İçin" şiarıyla çalışmaya devam edip, vatan severliklerini göstermeye devam etsinler. Halkın havayolunu daha fazla kullanabilmesi için, 100 koltuk altında, az yakıt yakan bölgesel jetler ve bunlara uygun küçük ve masrafı az havaalanlarını devreye sokarak gerçek bölgesel (Regional) havacılığı hayata geçirebiliriz. Bu durum, bilet fiyatlarının ucuzlamasına ve yolcu sayısının da artmasına neden olur. Şirket kurulmasında yapılacak bürokratik kolaylık ve parasal indirimler bu sektöre olan talebi

artıracak, yeni şirketler kurulacaktır. Okulların verdiği binlerce mezuna da böylece iş imkanı çıkacaktır. Kısaca "Bırakınız kursunlar, bırakınız uçsunlar" diyorum.

Güvenli ve iyi uçuşlar Türkiye'm.