GELSİNLER DE İNSANLIK GÖRSÜNLER

Alican DEĞER 24 May 2016

Alican DEĞER
Tüm Yazıları
Birleşmiş milletlerin 71 yıllık tarihinde ilk olarak düzenlenen Dünya İnsani Zirvesi için Türkiye'den daha iyi bir yer bulunamazdı. Çünkü Bu aralar gerçekten başkaları için birşeyler yapan, yapmaya çalışan bir tek Türkiye var. Diğerleri sade kendisini düşünüyor.

Birleşmiş milletlerin 71 yıllık tarihinde ilk olarak düzenlenen Dünya İnsani Zirvesi için Türkiye’den daha iyi bir yer bulunamazdı. Çünkü Bu aralar gerçekten başkaları için birşeyler yapan, yapmaya çalışan bir tek Türkiye var. Diğerleri sade kendisini düşünüyor. Hele batılılar tam bir iki yüzlülük içinde. İçlerinin parçalandığını söylüyorlar ama topraklarına üç beş kişi gelecek diye akılları çıkıyor. Geçmişte yapılacağı söylenenlerle, yapılanlar arasındaki fark bu iki yüzlülüğü daha da bir ortaya çıkarıyor. Kimi yardımlar ise yolsuzluklara kurban ediliyor. Mesela 2010 yılındaki Haiti depreminde olduğu gibi. Yolsuzluk bir yana Haiti’ye yardım sözü verenlerin daha sonra bu sözlerini unutması da cabası. Keza, Suriye konusunda Türkiye’nin yalnız bırakılması, üç kuruş para için bin dereden su getirilmesi yaşadığımız çarpıcı gerçeklerden. İnsani yardım ekonomisinin bir yıllık cirosunun 150 milyar dolar olduğu düşünülüyor. Bu sektörde binlerce kişi çalışıp hayli yüksek de maaşlar alıyor. Mesela Dünya Gıda Programı için 14 bin kişi istihdam ediliyor. Bir İngiliz yardım kuruluşunun çalışan sayısı ise 10 bin. Batı basını ”Save the Children (Çocukları Koruyun) vakfının yeni başkanının yıllık maaşının 341 bin dolar olduğunu söylüyor.

Kartal kalkar dal sarkar, kartal düşer insanlık düşer

Bu ülkede av ve avcı sorunu var. Elde silah savunmasız havyanları öldürmenin neresi spor Allah aşkına? Neresi doğru? Sanki karnınız aç da o yüzden avlanıyorsunuz. Attığınız her bir fişeğin parası ile zaten vuracağınız kuştan daha fazla et alabilirsiniz. Belli ki sadece öldürmekten hoşlanıyorsunuz. Yıllar evvel. Ama uzun yıllar evvel, Türkiye’de av lisansı sahiplerinin sayısı 4 milyondu. Herhalde şimde ikiye katlanmıştır. Şimdiki rakamları bulamadım. Yani milyonlarca insan evinde, işinde av tüfeği ile yaşıyor. Bunların yüzde biri ava çıksa, kan gövdeyi götürür. Götürüyor da nitekim. En son bir balık kartalı vurduk. Binlerce kilometre uzakta taa Finlandiya’da yakalanıp bilimsel araştırma için ayağına halka takılan kartalcık Burdur’da yaralandı. Bir avcının tüfeğinden çıkan saçmalarla. Hayvanına, doğasına böyle davranılan bir ülkede başka sorunların yaşanması da kaçınılmaz. Bir kıstastır elbet. Kuşuna kurşun sıkan, insanına ne yapmaz? Zararsız bir kuşu katledebilecek zihniyetteki biri hayata nasıl bakar? Hayat ve doğa bir bütündür. Tüm canlılar birbirlerine destek olarak ayakta dururlar. İnanın o kartalı vuran o gözü dönmüş avcının, o kartalın onda biri kadar dünyaya katkısı yoktur. Bu durum hiç de “İnsanlar ölüyor. Kuşun lafı mı olur?” denilemeyecek bir durumdur. Tabii ki insanlar da ölmemelidir. İnsanların maalesef ölüyor olması tüm kuşları katletmemizi mi gerektirir? Bu ona bahane mi olabilir?

 

İçimden gelmiyor serisi, yazı: 1

 

- Ciddi şeyler yazmak, düşünmek, konuşmak

 

- Çalışmak ama çok çalışmak

 

- Küçücük şeylere üzülüp dünyamı zindan etmek

 

- Çözemeyeceğim konularda kavga etmek

 

- Öğretemeyeceğim şeyleri tekrar etmek

 

- Geçmişi düşünüp hüzünlenmek

 

- Televizyon karşısında vakit geçirmek

 

- Borçları düşünüp daralmak, alacakları düşünüp sızlanmak

 

- Vefasız dostları hatırlamak

 

- Yenilen kazıkların muhasebesini yapmak

 

- Her sabah traş olmak, diyet yapmak

 

- Kaçırdığım fırsatlara üzülmek

 

- Sıkıcı politika yazıları okumak

 

- Tutmayan siyasi tahminleri izlemek

 

- “Olsaydı ile bulsaydı” bir araya getirmek

Hiç mi hiç içimden gelmiyor

Suyumuz kaynıyor

“Dünya ısınıyor” lafları ilk duyulmaya başladığında açıkçası pek kimse inanmak istememişti. Dünya çaydanlık mıydı ki ısınsın. Ama bir süre sonra kazın ayağının hiç de öyle olmadığı ortaya çıktı. Dünya ısınıyordu, hemde ne ısınma. Şimdilerde uzaydan uydularla, aşağıdan bir sürü bilimsel çalışma ile başımıza geleceklerin tahmin edilmesine çalışılıyor. Size uzun uzun anlatacak değilim. Merak eden sayısız kaynak bulabilir zaten. Sadece dikkatinizi bir tek şeye çekeceğim. Bu düzen böyle giderse, yaşamaya alıştığımız bu dünya artık var olmayacak. Değişecek. Biz bu değişimi kendi hayatımızda bile fark edebiliyoruz. İki üç kuşak sonra kim bilir ne olacak?