ESTETİKSEL AÇIDAN SİNEMA

Berk MÜHÜRDAROĞLU
Tüm Yazıları
Bu yeni durum, sinema alanında birçok kabul görmüş değerlendirmenin, tanımın, kavramın yeniden tanımlanmasını, kavramlaştırılmasını da gerekli kılmaktadır...

Sinema, tarihinin yeni bir aşamasının bir ara dönemini, bir geçiş dönemini yaşıyor. Bunun yolunu açan da gene bir teknolojik gelişme. Elektronik teknolojisinin film üretim ve iletim alanına girmesi ve ağırlığını giderek arttırması, sinemada yeni bir dönemin başlangıcı olarak kabul edilmelidir. Eğer sinemada, gerçekten, bir dönüşümün ara dönemindeysek, sinemaya artık bu açıdan bakmaya başlamak gerekir. Buna göre sinemanın geçmişi değerlendirilir, geleceği düşünülebilir...

Bu yeni durum, sinema alanında birçok kabul görmüş değerlendirmenin, tanımın, kavramın yeniden tanımlanmasını, kavramlaştırılmasını da gerekli kılmaktadır... Sinemada ve özelde belgesel sinemada etik ve estetik konusu da yeni dönemde, geçmişin devamı olan ‘şimdi’ye göre farklı boyutlar içermeye başlayabilir... Genel sanat çerçevesi içinde özel bir alan olarak sinema alanı vardır ve bunun içinde de daha özel bir alan olarak belgesel sinema bulunmaktadır. Etik ve estetik konusu da aynı şekilde ele alınabilir. Genel etik ve estetik konusu içinde gene genel bir sanat etiği, estetiği, bunun içinde de özel sinema etiği ve estetiği ve daha özel de belgesel sinema etiği ve estetiği düşünülebilir... Genel özellikler bütün alanları ne ölçüde kapsar, hepsi için de aynı oranda geçerli midir, ortak mıdır?.. Alanlar farklılaştıkça, farklı özel etik ve estetik değerler kuşkusuz söz konusu olmaya başlar. Ayrıca etik ve estetik değerler bir kültür ürünüdür. Zamana ve yere göre değişebilir, değişkenlik gösterebilir. ‘Mutlak’ bir konumları yoktur. Genel ne ölçüde özeli kapsar, ya da özel ne ölçüde geneli de yansıtır? Özel, geneli yadsıyabilir, onunla çelişebilir mi? Genelin değişmesinde özelin rolü nedir? Sinemanın genel etiği kuşkusuz belgesel sinemayı da içerir, onu da kapsar. Ama belgesel sinemanın kendi ‘ayrı’, ‘özel’ bir etiği, etik değerleri var mıdır, olabilir mi? Yani yalnızca belgesel sinema için geçerli olabilen bir etik var mıdır, olabilir mi? Aynı sorular, estetik konusu için de geçerlidir. Belgesele özgü bir estetikten söz edebilir miyiz?

Bence, belgesel sinemanın kendi, özgün, yalnız kendine ait bir etiği ve estetiği olmamı. Bu olmadan belgesel sinemayı, genel sinema alanından ayrı bir alan olarak tanımlamak olası değildir. Belgesel sinemanın tanımına göre, etik-estetik tartışması, değerlendirilmesi değişebilir. Bu bakımdan, hâlâ net olarak yapılamayan, belgesel sinemanın tanımının yapılması ve o tanıma göre konunun irdelenmesi gerekir. Bunun için salt belgesele özgü olanın belirlenmesi zorunludur. Genel sinema tanımına göre, belgeselin farklı bir ‘sinema’ tanımı nedir? ‘Farklılık’ nedir? Yalnızca belgesel için geçerli olan özellikler var mıdır, nelerdir?...

Bana göre, sinemada başlıca iki ana alan var: Kurmaca ve belgesel. Bu her iki alanın da ayrıca alt alanları, alt türleri bulunur. Örneğin, kurmacada polisiye, dram, komedi, aksiyon, korku, müzikal, reklam, klip gibi, belgeselde ise yaratıcı belgesel, haber, inceleme-araştırma, bilimsel-teknik, spor, kültür, tanıtım belgeselleri gibi alt başlıklar, türler vardır. Bunların her biri, genelin içinde bir özel alanı oluştururlar.

Sanatın etiğinde estetik öncelikli gelir. Sanat, önce estetik bir olgudur. Sanatın ilk hedefi estetik yaratmaktır. Estetik boyut olmadan sanat ürünü var olamaz. Genel sanat alanında, demek ki estetik etikten öncedir.

Etik, hayatın birçok alanını kapsayan bir değerler bütünüdür. Ama estetik boyut, sanatı diğer alanlardan ayıran özel bir niteliktir. Estetik sanata özgüdür. Bir insan üretiminin sanat olabilmesi ancak estetik boyutla olasıdır. Dolayısıyla sanata dair bütün değerlendirmeler, tartışmalar, ürünün önce sanat olmasıyla başlayabilir. Bunu da estetik sağlar. Etik anlayış zamana ve yere göre değişir. Zaman içinde birçok etik değerler yerini başka, hatta tam tersi değerlere bırakabilir. Etik değerler değişkendir. Değişir, değiştirilir. Ama bunu kendisi yapmaz, yapamaz. Çünkü etik tutucudur, statükocudur. Estetikte bir sürelilik vardır. 

GÜNÜN SÖZÜ: SİNEMA BENİM HAYATIM