Daha bir kaç gün önce Milliyet'te ünlü hakemimiz Cüneyt Çakır'ın önünün açıldığı 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası'nın final maçını bile yönetebileceği yorumuna  yer verilmişti. Diğer gazetelerdeki hakem hocaları da Cüneyt Çakır'ın zor bir görevin üstesinden başarıyla geldiğini yazıp söylemişlerdi. Hakemlik şansı diye bir olay var. Buna bütün hakemlerimiz ve onlara yakın olan spor adamları inanır. Şansın varsa yükselişine kimse dur diyemez. Yoksa dereyi geçer çay'da boğulursun.

Tıpkı Cüneyt Çakır gibi... 

Olay İtalya-İspanya maçında yaşandı. Çakır belki de sahada yer alan 22 futbolcudan daha çok koştu pozisyonları yakından takip etti. Ancak şanssızlık bu ya Eder'e Pique'nin yaptığı ince faulu göremedi. Faulü görememek sadece Cüneyt Çakır'a mahsus değil pek çok hakem benzer pozisyonları es geçiyor. 

Ne var ki, İtalyan futbolcu Eder yerde yattı ve kıvrandı. Pique kramponuyla yerde yatan Eder'in zeminle birleşen karnına basmıştı. Eder bir şey yok deyip ayağa kalkabilirdi. Yapmadı. Futbolcu hinliği ve cinliğinden korkacaksınız... O da formasını yukarı çekip hakem Cüneyt Çakır'a darbe alan karnını göstermeye çalışmıştı. Krampon izi vardı ve orası kızarmıştı.  Cüneyt Çakır bu arada oyunu oynatıyor Eder'i görmezden geliyordu. Veya görmüyordu.

O sırada yanımda benimle maçı seyredenlere dedim ki, Cüneyt Çakır hocanın hakemlik hayatı burada bitti. 

Top oyun dışı kalınca Cüneyt Çakır yaptığı hatanın farkına vardı. Oyunu durdurup sağlık ekiplerini çağırmamasının hakemlik performansını bitirebileceğini o zaman fark etti. Çünkü FİFA ve UEFAda sporcu sağlığı her şeyin önünde gelir. Yerde karnını tutarak kıvranan futbolcu varken hiç bir şanslı hakem oyunu devam ettirmez. Orada oyunu durdurur. Ve haber gecikmedi. Cüneyt Çakır'a teşekkür edilip Türkiye'ye yolladı. Şimdi hedefinin Rio Olimpiyat Oyunları olabileceği türü yorumlarla Cakır'a moral vermeye çalışılıyor. 

Büyük maçlar, büyük turnuvalar ve organizasyonlar için Cüneyt Çakır'ı artık unutun derim. Keşke yanılsam... Faruk Süren'in her söze bir cevabı var! Galatasaray'a UEFA Şampiyonluğu'nu kazandığında başkan olarak hizmet eden Faruk Süren çok özel bir başkan idi. O zamanlar Fotomaç'ta çalışıyordum. "Senin Faruk bey'le aran iyidir onu karşıla" denildi. Biz de kendisini kapıda karşılayıp atv'deki yayınına getirmiştik. O gün gazetede köşemde "Şimdi icraat zamanı" diye yazmıştım. Başkan Faruk Süren de o cümleyle söze başladı. Böylesine ciddi bir medya araştırması yapardı dersini çok iyi çalışırdı. Bir Ankara deplasmanına birlikte gitmiştik. Esenboğa'da bavullarımızı aldıktan sonra başkan Faruk Süren cebinden mobil telefonunu çıkardı. Şifresini girip açtıktan sonra sekreterini arayıp "Beni arayan var mı kızım?" diye sordu. Mobil telefonu sabit telefon gibi kullanırdı. Cebinde açık durmazdı. Ne zaman gerekirse o zaman açardı ve doğrudan sekreteriyle irtibata geçip işleri tek elden kontrol ederdi. 

Günaydın Gazetesi'nde çalıştığım günlerdi. Başkan Faruk Süren'i arayarak bir yönetici için "Başkanım eski futbol şubesi sorumlusu sizin için arkadan konuşuyor diyor. Sizin yorumunuz ne olacak?" diye sormuştum.   Verdiği cevabı aradan geçen onca yıla rağmen unutamıyorum:

- Demek ki orası, yani arkası cazipmiş!

Rıdvan Dilmen'den derslik laflar!

24 defa milli olup 7 kez ameliyat masasına yatma şanssızlığı yaşayan Rıdvan Dilmen Lig TV'nin Quiz'inde ilginç sözlerin arasına ders notları da koyuyor. 

En iyi orta saha oyuncuları olarak İniesta ve Xavi'yi gösteren Rıdvan "Onlar sokakta oynayan çocuklardan topu alsalar pas olarak geri verirler. İşleri göstermelik artistlik değil pas alış verişi" 

"Sahaya çıkıp armayı öpenleri değil topu yiyecek gibi iştahlı olanları tercih ederim" diyen Rıdvan Dilmen'in Arda Turan hakkındaki sözleri de derslik:

- Arda'yı bıraksan babasına bile çalım atar!

Bir zamanlar anadan doğma Galatasaraylı babadan olma Fenerbahçeli olan Rıdvan Dilmen kardeşimize sağlık, sıhhat ve afiyetler dileriz...  

Bırak şu sigarayı Rıdvan! Her sıkıntının her derdin her musibetin başı o... 

Beşiktaş'ın en büyük transferi!

Vodafone Arena adı verilen bir zamanların Dolmabahçe, İnönü Stadı Beşiktaş'ın en büyük transferi olarak kabul ediliyor. Bakalım Mario Gomez elde tutulacak ya da ondan iyi bir para gelecek mi onu yaşarsak göreceğiz. Ancak böylesine geniş imkanlarla donatılan İstanbul'un en güzel yerindeki stadın Beşiktaş'ın geleceğinin garantisi olacağından kuşku duyan yok. Bu şeref Fikret Orman ve yönetiminin.

Teşekkürler Mustafam

Bizim için nefis bir hoş geldin lütfeden sevgili müdürümüz Mustafa Yaşar'a ne diyeceğimi nasıl karşılık vereceğimi bilemiyorum. Yalnız şunu bu kadar yıl içinde öğrendim ki, iyi insanlar herkesi iyi görürler, kötüler de herkesi kötü bilirler. Bizim için yazdıkların sende olan güzellikler Mustafa'm...