​CHP'NİN FETÖ'YE DESTEĞİNİ NE YAPACAĞIZ KEMAL BEY?

Ekin GÜN 18 Kas 2016

Ekin GÜN
Tüm Yazıları
Hukukta bir ilke vardır; müddei iddiasını ispatlamakla mükelleftir der.

Kemal Bey’in geçenlerde yine boş bir konuşmasına rastladım.

AK Parti içerisinde ByLock kullananların olduğunu iddia ederek şöyle diyordu: “Dört bakan ve çok sayıda milletvekili var. Elde bu tür bilgiler var ama bunların belgeyle desteklenmesi gerekiyor.”

Hukukta bir ilke vardır; müddei iddiasını ispatlamakla mükelleftir der.

İspatlayamadığın bir iddia ortaya atıp bunun peşinden koşuyorsan zaman içinde müfteri konumuna düşersin.

O nedenle Kemal Bey’in ortaya atmış olduğu bu iddiayı ispatlaması şart.

Örneğin, “elde bu tür bilgiler var” diyor.

Madem “elde bu tür bilgiler var”, bilgileri belgeleriyle ortaya dökersin hukukta gereğini yapar, yapmazsa zaten o ülkede hukuk işlemiyor demektir.

Lakin Kemal Bey, “elde bu tür bilgilerin olduğunu” söylüyor ama bir taraftan “belgeyle desteklenmesi gerekiyor” diyor.

Elde bilgi olduğuna göre bunun belgesi de olmalı.

Eğer belgesi yoksa bu dedikodudan öteye gitmez, bir ülkenin milyonlarca oy almış ana muhalefet liderine de dedikodu yakışmaz.

Kemal Bey kulaktan dolma bilgilerle dedikodu siyaseti yapacağına dönüp kendi partisine bakarsa FETÖ’yle ilgili daha somut bilgilere ulaşır.

Kaldı ki 2010 yılında Deniz Baykal’ın kaset operasyonuyla nasıl CHP genel başkanlığından tasfiye edildiğini biliyoruz.

Tanık ifadelerinde bu kumpasın FETÖ tarafından gerçekleştirildiğini bilmeyen yok.

Hülasa bu kaset kumpasını yayınlayan gazeteci kılıklı FETÖ’cüler 15 Temmuz’dan sonra gözaltına alındı ve soruşturmalarının ardından tutuklandılar.

FETÖ dediğimiz bu terör örgütü ana muhalefet liderini bile koltuğundan tasfiye ettiğine göre CHP içine sızmamış mıdır?

Mahalle bakkallarına bile sızan bu yapı CHP’nin içine elbette sızmıştır.

Gerçi hoş Kemal Bey bundan iki ay önce Ahmet Hakan’ın programına katılmış ve “FETÖ’nün CHP’ye sızması için ortam yok” demişti.

Yine aynı programda “FETÖ kanallarının kapatılmasına karşı olduğunu” da belirtmişti.

Aslında bunu belirtmesine gerek yoktu.

Zaten CHP milletvekilleri vakti zamanında FETÖ kanallarında cirit atıyordu.

Bunları hatırlatalım ki Kemal Bey partisinin içerisine FETÖ’nün sızacağı bir “ortam” olup olmadığını anlasın.

Çünkü yine geçmiş vakitte “CHP’de FETÖ’cü varsa gereğini yaparım” demişti.

Biz hatırlatalım da gereğini yapmak ona kalsın.

FETÖ’nün kanalları terörle mücadele kapsamında devlet tarafından kapatılırken CHP milletvekilleri soluğu orada almıştı.

Örneğin bunlardan biri Oktay Ekşi.

FETÖ’cü Zaman gazetesinde polis tarafından arama yapılırken Ekşi, FETÖ’nün medya imamı Ekrem Duman’lıyla yan yana poz vermekten hiç çekinmemişti.

Yine aynı şekilde Zaman gazetesi için FETÖ’cüler tarafından düzenlenen eyleme CHP milletvekilleri Eren Erdem, Sezgin Tanrıkulu, Şafak Pavey ve Barış Yarkadaş tam kadro halinde katılmıştı.

Daha sonra Şafak Pavey ve Barış Yarkadaş’ı kapatılan FETÖ’cü Bugün gazetesinde görmüştük.

Kemal Bey’e de 1 Kasım seçimlerinden hemen önce Kırmızı Kitap’a girmiş olan FETÖ’nün kanalı STV’de rastlamıştık.

Bank Asya’ya kayyum ataması yapıldıktan sonra ise CHP milletvekillerinden Mahmut Tanal koşa koşa Bank Asya şubesine gitmişti.

Tüm bunlar zaten herkesin gözü önünde yaşandı, madem konu konuyu açtı bir de gözden kaçanlara değinelim.

Büyükçekmece Belediyesi’nin CHP’li Belediye Başkanı Hasan Akgün’ün danışmanının FETÖ’cü Eski Fatih Üniversitesi’nin Rektörü Prof. Dr. Ali Şerif Tekalan’ın olduğunu öğrenmiştik ama tuhaflık bundan ziyade firari halde bulunan Tekalan’ın rektörlükten ayrılmasına rağmen Akgün’ün danışmanlığını yürütmesiydi.

Bir de Edirne Belediyesi’nin CHP’li Belediye Başkanı Recep Gürkan var. 

Gürkan’ın, FETÖ/PDY davasında sanık olan örgütün “il imamı” Ömer Sezgin’le FETÖ’ye bağlı okullarda görüştüğü davanın iddianamesinde yer almıştı.

Recep Gürkan bunu yalanlamadığı gibi görüşmenin “oy istemek” amacıyla yapıldığını açıklamıştı.

Geçtiğimiz seçimlerde CHP’nin reklam filminin de FETÖ’yle mücadele kapsamında OHAL sürecinde kapatılan Gediz Üniversitesi’nde çekildiğini tüm Türkiye olarak ekranlardan izleme rezaletine erişmiştik.

Tüm bunlara ek olarak Kemal Bey’in başdanışmanlarından Fatih Gürsul’un FETÖ/PDY soruşturması kapsamında açığa alınmasını söylemiyorum bile.

Hani Kemal Kılıçdaroğlu “FETÖ’nün CHP’ye sızması için ortam yok” diyor ya, şu manzaraya bakınca bazı CHP’lilerin FETÖ’cü bir ortamdan diğer bir FETÖ’cü ortama aktığını görebiliyoruz.

Kemal Bey, “elinde bilgilerin olup” “belgelerin olmadığını” ifade ederken ve iddiasını ispatlama gibi bir dert edinmeyip ortamı bulanık hale nasıl getiririmin planını hazırlarken kendi partisine baksa belki de FETÖ’ye ve FETÖ’cülere nasıl “ortamların” hazırlandığını daha net görmüş olurdu.

Hadi tüm bu olanları geçtim de hiç değilse geçen gün Fuat Uğur’un Türkiye’deki köşesinde sormuş olduğu şu iki soruya yanıt versin:

1) Darbe gecesi Atatürk Havalimanına indiğinde darbeci askerlerle ne görüştü?

2) Havalimanının hemen yakınındaki Bakırköy Belediye Başkanı’nın evinde neden darbenin sonucunu bekledi?