BİZİM ÇOCUKLAR İYİDİR ASLINDA. AMA BİRAZ CAHİLLER.

Alican DEĞER 04 Tem 2016

Alican DEĞER
Tüm Yazıları
Bakmayın böyle yaptıklarına. Sadece biraz heyecanlılar. Nasıl olmasınlar ki. Ülkenin içinde bulunduğu durumdan etkileniyorlar tabii.

Bakmayın böyle yaptıklarına. Sadece biraz heyecanlılar. Nasıl olmasınlar ki. Ülkenin içinde bulunduğu durumdan etkileniyorlar tabii. Üstelik bunların vatanseverlik bilinci diğer insanlara göre çok daha yüksek. O yüzden bazen fevri hareketler yapabiliyorlar. Üstelik olan ne ki? Kim zarar görmüş ki? Tamam belki bir kaç kişi korkmuş olabilir. Veya bıçaklanmış. Veya Hırpalanmış. Ama temelinde bir zarar yok. Ortada büyütülecek birşey yok yani. Evet ne var birkaçı askere gitmekten çekiniyorsa? Veya ufak tefek vukuat kayıtları varsa. Onlar da cephe gerisinde çalışıyorlar. Bir tür milis kuvvet yani. Her Müslüman Türk vatandaşına düşen görev de bu değil mi? Görevini yapanlar ile yapmayanlar böyle zamanlarda belli olur. Siz evinizde huzur içinde uyurken sokakları kim bekleyecek? Hem hiç bir sorumluluğun altına girmeyin, hem de işini yapanlara söylenin. Olacak şey değil.

Üstelik bu sadece vatan değil aynı zamanda Allah sevgisi. Allah, Kitap ve Bayrak için sokaklarda yakaladıkları adamları bıçaklamışlar. Adamlar da PKK bayrağı taşıyormuş canım sırtlarında. Nee? PKK bayrağı değil miymiş? Afgan bayrağı mıymış?  Üstelik bunlar da Müslüman mıymış? Hassss. Yahu bunlar da daha önce çekik gözlü diye Çinli zannedip başkalarına saldırmamışlar mıydı? Şimdi de bayrakları karıştırmışlar ne var? Ne o öyle. Afgan bayrağının dallı güllü hali. Karışır tabi. Karamanlı kardeşlerim durumu anlamamışlar doğal olarak. Sırtlarında ülkelerinin bayraklarını taşıyan üç kişiyi bıçaklayıp kaçmışlar. İtalyan ve Fransız bayrağı taşıyacaklar da dikkatli olsun bence. Rus bayrağı da fena karışık haa, ona göre. Evet efendim. Kesin bir genel kültür eğitimine ihtiyaç var. Bizim çocuklar vatan millet sevgilisinden ilk eğitimlerinden sonra devam edemedikleri için biraz sıkıntı çekiyoruz. - Hayır efendim maalesef hazır eğitilmişini bulamıyoruz. Onların vatan sevgisi maalesef az. Eğitim sistemimiz baştan yanlış. Bunlar okudukça vatan sevgisinden uzaklaşıyor. Bu işe de bir el atmamız lazım.

El mi yaman, bey mi yaman?

Malum uçak düşürme krizinden sonra Türk uçakları Suriye üzerindeki uçuşlara katılmıyordu. Temel sebebi Rusların olası bir misillemesinden çekinilmesiydi. Yaşanan son gelişmeler bu konuda da iki taraf arasında görüşmeler yapılmış olabileceğini gösteriyor. Türk uçaklarının Suriye üzerindeki alanda harekatlara katılması yakın olabilir. Bu niye önemli? Ben önem veriyorum çünkü topraklarımızı kana bulayan bu DAEŞ manyaklarına ilk elden cevap verilmesi gerekiyor. İlk elden tepkimizi hissetmeliler. Böylece “El mi yaman bey mi yaman?” görürler. 

Ne derlerse tam tersi

Geçmiş zaman. Bir Rus dışişleri bakanı Türkiye’yi ziyaret ediyordu. Ruslar Çeçenlerle mücadele ediyordu, biz ise PKK ile. Çeçenler Müslüman olduğu için doğal olarak hassastık. Gazeteciler Rus Dışişleri Bakanına yüklendiler. Peşpeşe Çeçenlerle ilgili sorular sordular. Rus Dışişleri Bakanı ilk kez duyduğum bir Rus atasözünü söylemişti: “Camdan evde oturan, komşusunun evine taş atmaz” Bir atasözü ile siz Çeçenlere destek vermeyin çünkü biz de PKK’ya destek verebiliriz demek istemişti. Osmanlıya atfedilen bir anekdot vardır. Bence doğru değildir ama aktarayım: Osmanlı vezirine sormuşlar, “Dış politikayı nasıl belirlersiniz?” diye. Cevap vermiş: “Rus elçisi ne derse tam tersini yaparak.” Şimdi devir o devir değil. Şimdi yeni şeyler söyleme zamanı. Ülkeler arası ilişkiler o derece girift ki bir konuda çatışan ülkeler, başka bir konuda işbirliği yapabiliyorlar.  

Önümüzdeki maçlara bakalım

Putin Rus turistlerin Türkiye’ye gelişine izin verdi vermesine ama bu derdimize çare olur mu bilmem? Çünkü turizm sezonu bitti sayılır. Turizmde planlar çok önceden yapılır. Bir sene önce tur şirketleri planlarını yapar bitirir bile. Ona göre otel rezervasyonları, uçak biletleri vs hep hazır tutulur. Varsa ödemeler bile peşin yapılır. Hal böyle iken Temmuz ayının başında böyle bir izin ancak son dakika tatilcilerin işine gelebilir. Onlar da fiyatlara bakacaklardır. Bu da bizim pek hayrımıza bir gelişme değildir. Şimdi bu gelişmeyi küçümseyecek halim yok. Bu olumlu bir gelişmedir. Umarım turist yokluğundan sıkıntı çeken işletmeler biraz rahat nefes alır. Bu durum en azından önümüzdeki yıl için çok daha büyük umut taşımamıza sebep olur. Şimdiden bu konuda çalışmamız lazım.  Rusya’da sokakta birisi size nereli olduğunuzu sorduğunda “Türkiye” diye yanıt verdiğinizde karşınızdakinin yüzünde bir gülümseme belirdiğini görürsünüz. Önce bir gülümser ve “Sıcak” der. Sıcak hava Rusların en büyük özlemidir. Umarım bu gelişmeyle özlemini duydukları Antalya güneşine kavuşurlar. 

Çanakkale’nin İstanbul’dan nesi eksik?

Her geçişimde bir İstanbullu olsam da Çanakkale’nin hakkının yendiğini düşünürüm. Evet İstanbul’un tarihsel derinliği farklı. Ama Çanakkale ile İstanbul coğrafi olarak neredeyse ikiz gibiler. İkisi de aynı denizi, Marmara’yı bir başka denize bağlar. İkisi de boğazdır. İkisininde bir ayağı Asya’da, bir ayağı Avrupa’dadır. Boğazı geçmek için ciddi bir kuyruk bekleyip, iptidai feribotlara binersiniz. Yolu uzatır ve oldukça da can sıkar. Hele bayram seyranda içinden çıkılmaz. Oysa Çanakkale gelişmeye ne kadar müsaittir. İstanbul’un tıkış tıkış coğrafyasına çok ciddi alternatif olabilir. Ama nedense bir ucu Trakya’nın verimli toprakları, diğer ucu Ege olan bu kent mahsun kalmıştır. O yüzden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı köprü projesi beni sevindirdi. Ekonomik olarak bölgeye çok büyük katkı sağlayacağı bir gerçek. Ama benim gönlümden geçen haksızlık duygusunu ortadan kaldıracağı için de çok önemli.