''BİZE TECAVÜZÜNÜ ANLAT'' KABUL EDELİM ARTIK. BİZ KÖTÜYÜZ

Alican DEĞER 11 Nis 2016

Alican DEĞER
Tüm Yazıları
Biraz açmam gerekirse, ruhumuzun kötü bir yanı var ve bazı "İklimlerde" ortaya çıkıveriyor. Benliğimizi ele geçiriyor, sanki yaptığımız doğal birşeymiş gibi, bir de bu durumu savunuyoruz.

Biraz açmam gerekirse, ruhumuzun kötü bir yanı var ve bazı “İklimlerde” ortaya çıkıveriyor. Benliğimizi ele geçiriyor, sanki yaptığımız doğal birşeymiş gibi, bir de bu durumu savunuyoruz. Toplumsal mutabakatımızı yenilemenin zamanı geldi. İsterseniz biraz anlatıyım. Futbol maçına giden çıldırıyor. Karşı tribünde babası bile olsa ağza alınmayacak küfürler sallıyor. Rakip takımın kaşkoluyla sokakta yürüyen birini görünce bir başka grup normal zamanda kardeşi, arkadaşı olabilecek bu kişiyi dövmeye çalıyor. Belediye otobüsüne binerken birbirimizi eziyoruz. Neredeyse meydan muharebesi. Adeta kılıç elde cenk ediyoruz. Otobüste bırak yaşlılara yer vermeyi, saygısızlık ediliyor. Trafikte veya bir kuyrukta önümüzde bekleyenlerin hakkını yemeye bayılıyoruz. Başka toplumlarda utanılması gereken davranış bizde “Uyanıklar kazanır” düşüncesiyle örtülüyor. Trafik tartışmasında silahlar çekiliyor, adam öldürülüyor. Bir sokakta bir kadın görüldüğünde, serserilerin hedefi oluveriyor. Gece geç saatte yalnızsa “Tecavüz edilebilir” oluveriyor. Eğer gündüz ise “Taciz” yeterli geliyor. Sapıklar çocuklarımıza musallat oluyor. İsterseniz sabaha kadar böylesi özellikleri sayabilirim. Pekiyi ne yapmalı? Eskiden gazete ve televizyonlarda “Ensest” haberleri vermezdik. Olmadığından değil, “Normal” kabul edilmesini sağlamamak için. Çünkü aklı başında bir adamın okuduğu haberden anladığıyla, bir sapığın anladığı arasında fark olduğunu bilirdik. Biz “Allah kahretsin” diye düşünürken, onlar “Aaaa, bak başkaları da yapıyormuş” diye algılıyordu. Kendince bir “Kabul” alanı yaratıyordu.

Bir tecavüz olayında “Defalarca tecavüz etti” diyerek detaylı mı detaylı betimlemeler yapıldığında bunun etkisinin okuyan herkes için farklı olacağını bilmek gerekir. Bunu maalesef biz ve meslektaşlarımız ,yani atınca mangalda kül bırakmayan gazeteciler yaptık. Yıllar evvel bir Tan gazetesi vardı. 80’li yıllarda bir milyonu aşkın satışıyla Haldun Simavi’ye büyük paralar kazındırmıştı. Baştan sona kurgu haberler, erotik resimler yayınlardı. Bir arkadaşım vardı. Adını F.K. diye veriyim. İşsiz kaldığı için bu gazeteye girmişti. Bu arkadaşımın işi “Nasıl tecavüze uğradığını anlat para kazan” adlı köşeyi hazırlamaktı. Güya tecavüze uğrayanlar gazeteye mektup yazıyordu. Bunlar da yayınlanıyordu. Ama ne fanteziler vardı bu mektuplarda. Aslında arkadaşım F.K.’nın işi bu köşeyi yazmaktı. Sabah işinin başına gelir, simidini yer çayını içer ve başlardı yazmaya. Gazetede “Bana şöyle tecavüz ettiler, böyle tecavüz ettiler” diye ballandıra ballandıra detayların bulunduğu bir yazı okuyan sapıklar, sizce ne düşünüyordu? İşte böyle böyle “Sapkın” nesiller yetiştirdik Bildiğim kadarıyla bu “Rezillikte” imzası bulunanlar hala ortalıkta. Geçen zamanın yaptıkları bu “Ayıplı” işleri örteceğini umuyorlar. Ama yanılıyorlar. Çünkü şimdilerde ektikleri bu tohumlar karşılarına “Toplumsal trajediler” olarak olarak çıkıyor.


Nasıl Şeytan çıkarılır?

 

Bu Vatikan’a “Bayılıyorum.”

İnanılmaz bir acılarla dolu bir tarihi var. Neredeyse bir dönemdeki tüm savaşların, katliamların, engizisyonların sorumlusu. Hatta, neredeyse tüm bilimsel gelişmelerin önündeki set. Eee, o zaman niye “Bayılıyorsun” diye sorarsanız. Çünkü kendince oldukça yaratıcı işlere imza atıyor. Bunlardan biri de kendisine bağlı Ateneo Pontificio Regina Apostolorum Üniversitesi'nde düzenlediği kurs. Bu kursta “Şeytan çıkarma" öğretiliyor. Evet yanlış okumadınız. “Şeytan çıkarma” Ama öyle filmlerdeki gibi değil. Tavanda yürüyen kız çocuklarının üzerine okunmuş su atmıyorlar. 5 Nisan’da başlayan bu kurs bugün son buluyor. Kursa, aralarında din adamlarının yanı sıra sivillerin de yer aldığı, 30 ülkeden 200'den fazla kişi katılıyor. Katılım ücreti ise 300 Euro. Kursun tam adı, “Şeytan çıkarma ve özgürleştirme duası" Kursun tanıtım metninde, amacın "psikoloji, hukuk ve tıp gibi bilim dallarıyla diyalog içinde teolojik temelleri derinleştirmek" olduğu belirtiliyor. Kursa katılan siviller arasında da psikologlar, hekimler, öğretmen ve hukukçular da bulunuyor. Kursun ilk gününde bir ders veren Ferrara Başpiskoposu Luigi Negri, “Toplumun şeytani, dünyanın da kötü olduğunu" savundu. Başpiskopos Negri’nin şeytani olarak gösterdiği hedefler arasında eşcinsel çiftler, taşıyıcı anneler ve kürtaj yaptıranlar da vardı. Bu kursa bir de tepki geldi. İtalyan Rasyonalist Ateistler ve Agnostikler Birliği (UAAR) ise ( Böyle de birşey varmış) kursu "Ortaçağ'dan kalma paranoya ve takıntıları haklı göstermeye çalışma çabası" sözleriyle eleştirdi. Dediğim gibi “Eğlendirici” değil mi? Bayılmakta haksız mıymışım?

 

 

Picasso

 

Bu küvette gördüğünüz yaşlı komik adam Pablo Picasso. Tam adı Pablo Diego José Francisco de Paula Juan Nepomuceno María de los Remedios Cipriano de la Santísima Trinidad Ruiz y Picasso

Kübizm akımının temelini attı. Hani insanların çarpık çurpuk göründüğü resimler var ya onlar işte. Başı çektiği akım uzaydaki üç boyutlu bir cismi iki boyutlu yüzeye aktarma çabası olarak görüldü. Bu amaçla Picasso, şekilleri yanal yüzeylerine bölüştürüp her birini iki boyutlu yüzeyde göstermeye çalıştı. Yine bu nedenden dolayı portrelerindeki insanların hem profili hem de önden görünüşü yeraldı. Yaşadığı dönemde hemen hemen tüm toplumsal olaylarda cephe aldı. Guernica adlı tablosu İspanyol iç savaşı özelinde savaşların ne derece kötü olabileceğini gösteren bir başyapıttı. Aşkları, kadınları ve tutkularıyla anıldı. Yüzbini aşkın sanat eserine imza attı. Tarihin en üretken sanatçısıydı. Bu yaşlı adamın tabloları kaça satılıyor derseniz sıkı durun. Son olarak “Le Reve”, “Rüya” adlı tablosu 2013’de tam tamına 155 milyon dolara satıldı.