BİRİNCİ YILINDA 4.5G

Ersin AKMAN 06 Nis 2017

Ersin AKMAN
Tüm Yazıları
​Bundan tam bir yıl önce, 1 Nisan 2016'da Türkiye'deki her üç operatör de aynı anda bizim 4.5G olarak adlandırdığımız, teknoloji dünyasında ise LTE olarak isimlendirilen bağlantı teknolojisini abonelerine sunmaya başladı.

Bundan tam bir yıl önce, 1 Nisan 2016’da Türkiye’deki her üç operatör de aynı anda bizim 4.5G olarak adlandırdığımız, teknoloji dünyasında ise LTE olarak isimlendirilen bağlantı teknolojisini abonelerine sunmaya başladı. İşin güzel yanı 4G’ye değil de doğrudan 4G’nin bir türevi olan 4.5G’ye geçmiş olmamız.

Sokaktaki insan için belki de 4.5G sadece “hız” anlamına geliyor olabilir ama aslında hıza takılmadan bakıldığında 4.5G ile hayatımıza giren servisler, sadece hızlı internet kavramının çok daha ötesinde. Ayrıca birçok iş koluna 4.5G’nin doğrudan katkıları da var. Mesela ben bir yayıncı olarak artık ofis dışında veya Türkiye’nin her yerinde kolayca çalışabiliyorum. Gittiğim farklı yerlerdeki basın toplantılarında yaptığımız video çekimlerini anında YouTube’a yükleyebiliyor ve takipçilerimizle paylaşabiliyoruz.

Zaten standart cep telefonu kullanıcıları için de sesli iletişim hızla yerini görüntülü iletişime bırakıyor. “Görüntü iletişimden” kastım sadece görüntülü görüşme değil tabii ki. Instagram veya Snapchat benzeri platformlarda izlenilen (ve doğal olarak buralara yüklenen) videolar, BiP veya WhatsApp benzeri mesajlaşma yazılımları üzerinden yapılan görüntülü konuşmaların sayısı her geçen gün artıyor. Buna bağlı olarak da 3G döneminde abone başına düşen aylık veri kullanımı 1,6 GB iken 4.5G’ye geçilince 5 GB seviyelerine ulaşmış durumda.

SADECE “HIZ” DEĞİL; HIZLI SERVİS

Son zamanlarda isimlerini bol bol duymaya başladığımız dizi platformlarının sayısındaki artış da 4.5G’nin nimetleri arasında. Artık ülkenin en popüler sanatçılarının rol aldığı diziler sadece internet üzerinden yayınlanmak için çekilebiliyor. Çünkü insanlar tabletlerinden veya cep telefonlarından hız sorunu yaşamadan bu platformlara ulaşıp istedikleri diziyi istedikleri zaman izleyebiliyorlar. Dizlerden başka televizyon kavramı da 4.5G’ye ayak uydurmak zorunda kaldı.

Mesela ben bir Turkcell TV+ kullanıcısı olarak cepten, tabletten veya bilgisayardan yüzlerce televizyon kanalına veya özel içeriğe kolayca erişebiliyorum. Televizyonsuz bir ortamda olduğumda veya ortamda televizyon olsa bile onun başına oturacak ortam olmadığında Turkcell TV+’ın ne kadar işe yaradığını kelimelerle anlatmak pek mümkün değil.

Aynı zamanda YouTube yayıncılığı da yapan bir yayın grubunu yönettiğim için izlenme sayılarımız içinde 4.5G payının da her geçen gün arttığını, izleyicilerin 4.5G sayesinde bizim yaptığımız yayınlara canlı olarak bağlanabildiklerini fark ediyorum. Yani iş sadece hızlı internet bağlantısı değil, bu hızın bize sunduğu servislerin kullanımında. Kıta Avrupa’sındaki bir birçok ülke halen 4G kullandığı için biz zaten 4.5G farkıyla doğal olarak onlardan daha hızlıyız. Hızın servise, yani hayata dokunan detaylara dönüştüğünü görmekse teknoloji kullanımının gelişmesi açısından gerçekten çok sevindirici.