Günümüzde, ebeveynler çocuklarını özgüvenli ve özgür bireyler olarak yetiştirmenin önemine vurgu yaparken, bu süreçte dengenin sağlanması zorlayıcı oluyor. Bazı durumlarda, özgüven ve özgürlük kavramları, çocukları hadsiz, zorba, bencil ve şımarık hale getirebilecek bir zemine dönüşebiliyor.

Ebeveynlik, sadece çocuklara sınırsız özgürlük tanımanın ya da onları kontrol altına almanın ötesinde bir denge gerektirir. Çocuklar, sınırlar ve kurallar aracılığıyla dünya ile etkileşime geçmeyi öğrenirler. Ancak, bu sınırların aşırı katı olması, çocukların özgüvenini engeller. Diğer yandan, sınırların tamamen olmaması da çocukları kontrolsüz bir davranışa yönlendirir.

Ebeveynlerin, çocuklarını özgüvenli ve özgür yetiştirme sürecinde duygusal zekalarını geliştirmeleri çok önemli. Çocukları, duygusal ifade ve empati konusunda destekleyerek, sosyal becerilerini güçlendirmek mümkündür. Bu sayede, çocuklar sadece kendi haklarına saygı göstermeyi değil, aynı zamanda başkalarının haklarına da saygı göstermeyi öğrenirler.

Ebeveynlerin çocuklarını anlamaya ve onların duygusal ihtiyaçlarını karşılamaya odaklanması, çocukların özgüven ve özgürlük kavramlarını daha sağlıklı bir şekilde içselleştirmelerine yardımcı olur. Bu süreçte, ebeveynlerin esneklik, sabır ve iletişim becerileri ön plana çıkar.

Kısaca söylemek gerekirse çocuk yetiştirmek karmaşık bir süreç ve denge önemli. Özgüven ve özgürlüğü desteklerken, çocuklara sınırlar ve sorumluluklar da öğretilmeli. Bu dengeyi sağlamak, çocukları topluma olumlu bir katkıda bulunan bireyler olarak yetiştirmek için temel bir adımdır.

Bilin ki, kimse siz özgür ve özgüvenli çocuklar yetiştireceksiniz diye hadsiz, şımarık, bencil ve zorba çocuklarınıza katlanmak zorunda değil.