BİLECİK'TE BAHAR

İsmail ŞAHİNBAŞ
Anadolu'nun her tarafında olduğu gibi Bilecik'te de bahar çok güzeldir.

Anadolu coğrafyasının baharı Mart ayından başlayarak Haziran ayına kadar sürer. Anadolu baharı güneyden kuzeye, deniz kenarından dağlara doğru zaman içerisinde farklılıklar gösterir.

Anadolu baharını; 21 Mart’taki ‘nevruz’ (Bahar ekinoksu) ile 21 Haziran’daki ‘gündönümü’ (Yaz ekinoksu) tarihleri arasında değerlendirmek gerekli. Mükemmel bir iklime sahibiz. Dünyada bu kadar dengeli iklim geçişleri olan bir ülke yok. Böyle bir konuma sahip ülke de yok. Bu kadar bereketli bir toprak ta yok. Böylesine bir kültürel yapı da yok. Yok oğlu yok yani…

Sakarya Havzası

Bilecik’in tamamı Sakarya Havzası içerisinde yer almakta. Sakarya Nehri’nden dağlara doğru bahar burada da değişim gösteriyor. Nevruz ile başlayan süreç Mayıs ayının ortalarına doğru etkisini kaybeder bu coğrafyada.

Geçiş kuşağı

Bilecik iklimlerin geçiş kuşağında yer alan bir ilimizdir. Bu geçiş kelimesi Bilecik için anlamlıdır. Bilecik, hem iklimlerin geçiş noktasıdır hem de kültürlerin ve yolların. Bilecik tarihine bir yolculuk yapacak olursak 5 bin yıl geriye girmemiz gerekir. Kentin bulunduğu yer stratejik ve jeopolitik bir konuma sahiptir. Bilecik’i stratejik ve jeopolitik öneminden değerlendirirsek kente haksızlık etmiş oluruz. Bilecik, tabiatın tüm güzelliklerine sahiptir.

Yeni bir ekoturizm hareketi

Sırtçantam ekibi olarak yeni işimizin gereği Bilecik coğrafyasında kendi keşiflerimizi yapıp her gün bir ilçeye seyahat ediyoruz. Dağlar, su kaynakları, bitki ve hayvan çeşitliliği, doğal ve kültürel rotalar işimizin ana unsurları.

 

Bilecik coğrafyası üzerine hayallerimiz var. Kaymakamlar, belediye başkanları ve muhtarlarla birlikte bir plan doğrultusunda çalışıyoruz. Bitki ve yaban varlığını araştırmanın dışında ilçeler ve coğrafyalar arasında taş döşeli eski ulaşım yollarının bir kısmını belirlemiş bulunuyoruz. Tüm dünyayı misafir etmek için ahşap, taş ve kerpicin yarenliğinde tesisler inşa etmeliyi hayal ediyoruz.

Sakarya Nehri ve bereketli tarımsal alanlar

Bilecik coğrafyasının en belirleyici değeri Sakarya Nehri’dir. Sakarya Nehri ve bu nehre akan su kaynakları çok değerlidir. Bu havza üzerindeki tarım alanlarında üretilen meyve ve sebzeler çok lezizdir.

Bilecik aslında Adana ve Antalya gibi tarımsal ürün üreten bir yapıya sahiptir. Sakarya Nehri kıyısında üretilen kiraz, nar, ayva, incir, üzüm, elma, armut ve şeftalinin tadına doyum olmaz. Çaltı’nın domatesinin kokusu insanı derinden etkiler. Bunların dışında Pazaryeri’nin şerbetçi otu sadece ülkemizde Pazaryeri’nde yetişir. Bu havzada, meyvenin, sebzenin dışında üretilen ipekler Çin’e kadar gidermiş bir zamanlar…

Köroğlu Dağları

Bilecik coğrafyasının su kaynakları dışında en belirleyici unsuru da Köroğlu Dağları’dır. Köroğlu Dağları, Sakarya Nehri’nden Batı Karadeniz’in kıyılarına kadar etki eden volkanik bir silsiledir. Köroğlu Dağları’nın bu coğrafyada etkisi büyüktür. Köroğlu dışında Sündiken Dağları, Katırlı Dağları ve Domaniç Yirce Dağları’da bölge coğrafyasının diğer faktörleridir.

Çılgın bahar

Sakarya Nehri, Köroğlu Dağları, Sündiken Dağları, Katırlı Dağları, Domaniç Yirce Dağları, Yarhisar ve Harmankaya Kanyonu, Merkez ilçe, Bozüyük, Osmaneli, Pazaryeri, Gölpazarı, Yenipazar, Söğüt ve İnhisar ilçeleri arasında fışkıran bir doğa var bu coğrafyada. Tabiat mermer ocaklarına inat Bilecik’te çılgın bir bahar yaşanıyor.

Çiçekler ve yaban yaşamı

Uzun yıllardır Anadolu florası üzerine ülkemizin her yerinde çalıştım. Memleketimiz çiçekler bahçesi adeta. Bilecik’in başka bir yerden eksiği yok. Her taraf şu günlerde çiğdemler, gelincikler, anemonlar, süsenler ve orkideler ile dolu. Kardelenler ve siklamenler Mart ayında açtı, şimdi sırada şakayıklar var.

 

Kelebekler, ceylanlar ve kınalı keklikler uçuyor, geziyor bu coğrafyada. Abartmıyorum emin olun. Bu kadar güzellikler arasında beni üzen olaylar da var elbet. ‘Dünyayı güzellik kurtaracak’ elbet onu da biliyorum.

Çok özel bir teşekkür

Bilecik coğrafyasını ekibimize emanet eden Bilecik Valisi Tahir Büyükakın’a teşekkür ederiz. Bilecik’in tüm doğal değerleri hak ettiği önemi bulacaktır, bundan herkes emin olsun…