Türkiye adeta kendini karantinaya almış durumda. Nasıl almasın, "Tom Hanks'e bile bulaşan virüs bize nasıl bulaşmaz" geyiğini gerçekçi buluyorum.
Cuma günü öğlen Anadolu yakasında herkesin bildiği meşhur kozmetik zincirlerinden olan bir markanın şubesine uğradım. Kolonyalar çoktan bitmişti. Ardından akşam üşenmedim, Caddebostan tarafına Bağdat Caddesi’ne uğradım. Ertesi günün hafta sonu olması sebebiyle sokakları gözlemledim. Sokaklar boştu ve restoranlar klasik bir cuma akşamına göre pek dolu değildi.
Türkiye adeta kendini karantinaya almış durumda. Nasıl almasın, “Tom Hanks’e bile bulaşan virüs bize nasıl bulaşmaz” geyiğini gerçekçi buluyorum. Süpermarketlere makarna stoğu yapmak için koşturan “canı çok tatlıları” saymıyorum ama Sağlık Bakanlığı tarafından topluma duyurulan tedbirlerin insanların kendi çapında uygulaması sevindirici.
KAFAMDA DELİ KOMPLOLAR
Koronavirüs daha Çin dışına çıkmadan Sağlık Bakanlığı’nın almış olduğu önlemleri ne kadar övsek az. Kanada Başkanı Justin Trudeau’nun eşinin testi pozitif çıkmışken şu an kendisi de haliyle şüpheli konumda. Juventus’lu oyunca Rugani, Avustralya İçişleri Bakanı Dutton da virüse yakalananlardan. Tom Hanks eşiyle yakalandı, Tom Hanks!
Virüsten iyileşenlerin sayısı ölüm oranına göre kat be kat fazla olsa da –ki herhangi bir ilacı ve aşısı olmamasına rağmen ayakta virüsü atlatma oranı yüzde 75, dünyada her yıl gripten daha fazla kişi hayatını kaybetse de koronavirüs paniği yeryüzünün her bir köşesine yayıldı artık.
Kobe Bryant’ın ölüm şeklini, Donald Trump’ın ABD Başkanı olacağını seneler önce bilen Simpsonlar dizisinin 2007 yılında yayınlanan bir bölümünde Tom Hanks’in, “beni canlı görüyorsanız uzak durun” sözlerini “Daily Mail Celebrity” gibi İngiltere’nin ciddi yayın organları bile konuşuyor. Virüsün etkisi bir zaman sonra geçse bile psikolojik olarak bıraktığı hasar öyle kolay geçmeyecek anlaşılan.
Komplolardan beslenen biri olsam, virüsün hangi yaş aralığında daha fazla ölüm oranı olduğuna bakarak dünyadaki yaşlı nüfusa karşı bir biyolojik silah olarak üretildiğini söylerdim. Zira, Kanada’da McMaster Üniversitesi’nin Yaşlılık ve Bağışıklık Araştırma Kurulu’ndan Dawn Bowdish’in, “Virüsün neden çocukları etkilemediği bir gizem. Bu olağandışı. Bu daha önce gördüğümüz bir şey değil ve nedenini bilmiyoruz.” açıklamasını önemli buluyorum. Sanırım bu gizemin çözülmesi bir anda olmayacak.
SENELER SONRA GLORIA GAYNOR BİZİ KURTARIR MI?
Koronavirüsle mücadele noktasında Türkiye’nin almış olduğu tüm önlemlerde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin getirmiş olduğu hızlı karar almayı tecrübe ettiğimiz kesin. Ayrıca Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın sağlık sektöründen gelmesi sebebiyle aldığı önlemlerin ne kadar yerinde olduğunu da gördük. Bu sefer “kusur” bulamasa da “olmayan kusuru” dile getirmeyi alışkanlık edinen CHP bile tarihinde ilk kez siyasal iktidarı tebrik etmek zorunda kaldı.
Günün birinde kimya mühendisliği lisans diplomamın işe yarayacağını düşünmezdim ama el yıkama konusunda bazı söyleyeceklerim var. Evet, bu virüse karşı alınacak tedbirlerin başında el hijyeni geliyor. Sabunla yıkamak en iyisi ama sabun bulamayınca uzmanlar haliyle el dezenfektanıyla, yüksel alkollü kolonyayı öneriyorlar. Fakat dezenfektanın çok kullanılması ciltte aşınma/kuruma yapabilir. Bu anlamda su bazlı nemlendiricileri günde 1-2 kez ele sürmekte fayda var diye düşünüyorum. Yine de bu konuda uzmanlara danışmak şart.
Gloria Gaynor’un ellerini yıkayarak, efsanevi şarkısı “I Will Survive (Hayatta Kalacağım)”yi söylerken çekilmiş “challenge” videosu şimdiden tüm dünyada akım olmuş durumda. Şarkı artık daha da anlamlı. Hangi şarkıyı söylerseniz söyleyin, nakaratı 20 saniyeden oluşsun ve o süre boyunca ellerinizi sık sık sabunla yıkamaktan vazgeçmeyin.