O toplantıdan bu toplantıya koşarken 26 Haziran günü İstanbul'un en popüler AVM'lerinden birinde iki eski dostla karşılaştım. Yemeklerini çoktan bitirip kahve faslının da sonuna gelen bu iki kişinin belli açılardan Türkiye teknoloji pazarına ait en güncel verilere sahip olduklarını söyleyebilirim.
İsimlerini ve çalıştıkları şirketleri söylemeyeceğim ama kısaca anlatmam gerekirse birinin Türkiye’de satışı yapılan markaların neredeyse yarısının ithalatıyla ilgilendiğini diğerininse son kullanıcıya yapılan satışların büyük çoğunluğu konusunda tek ekrana bakarak bilgi sahibi olduğunu kolayca söyleyebilirim.
Tahmin edeceğiniz gibi 26 Haziran Salı günü de Türkiye’nin gündemini seçim sonuçları işgal ediyordu. Bu iki kişiyi aynı masada bulunca bana da bir çay ikram etmeleri ricasıyla masalarına oturdum. Doğal olarak da sonucu belli olan seçimin durgun yaz aylarına nasıl etkileyeceğini sordum.
Sonradan anladım ki zaten yaklaşık bir saattir kendi aralarında da bunu konuşuyorlarmış. Türk insanı her ne kadar dolar kurunda yaşanan artışı artık kanıksasa da kurun hızlı ve dengesiz hareket ettiği dönemlerde ülkemizdeki teknoloji alışverişinin hız kaybettiğini biliyoruz. Nitekim seçim öncesi dönemde hem bilgisayar hem de cep telefonu satışlarında bir yavaşlama yaşanmıştı. Bu arada yaz başı aslında ülkemizde satışların iyi gittiği bir dönemdir. Hem karne hediyesi hem de kısmen ucuzlamaya başlayan ürünler nedeniyle adetsel anlamda satışlar herkesi memnun eder. Bu yıl bir de işin içine Ramazan Bayramı girdiği için satışların negatif anlamda etkilenmesi pek beklenmiyordu ama kurdaki yükseliş teknoloji alışverişinin bıçak gibi kesilmesine neden olmuştu.
Böyle bir ortamda bu iki kişinin vereceği bilgileri merak etmemek mümkün değildi. Seçim sonrası ilk iş günü olan 25 Haziran’da geçmiş 15 günün ortalamasına göre gayet pozitif bir değişim olduğunu söylemelerineyse şaşırmadım desem yalan olur. Daha önce 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında da neredeyse sıfırlanan toplam teknoloji alışverişinde bir anda televizyon satışlarının yükseldiğini duymuş ve şaşırmıştım. Hatta bana bu bilgiyi veren kişi, insanların başka hiçbir ürünle ilgilenmeden televizyonların olduğu reyona gelip, sadece ekran büyüklüğüne ve fiyatına bakarak karar verdiklerini söylemişti.
Hangi ürünlerin satışı arttı?
Peki ama bir günlük satış rakamından yola çıkarak Türk halkının ertelediği satın alma kararları için aksiyona geçtiğini söylemek mümkün müydü? Dostlarımdan öğrendiğim kadarıyla aradaki farkın çok büyük olması tüm teknoloji sektörünün yüzünü güldürmeye yetebilirmiş.
Özellikle bilgisayar satışlarında kayda değer bir artış yaşanmış. Oyuncu laptop’larında adetsel olarak yaşanan artış nedeniyle dostlarım bunu ertelenen karne hediyeleri ve biriktirilen bayram harçlıklarına bağladılar. Öte yandan pahalı cep telefonlarının satışında da benzer bir artış yaşandığından bahsettiler. Buradaki artışın nedeni olaraksa ertelenen ihtiyaçları gösterdiler. Geride kalan 1.5 – 2 ay içinde bu segmentteki cep telefonlarının satışı o kadar düşmüş ki bu artışın başka bir nedeni olamazmış.
Bu yazıyı yazdığım 27 Haziran Çarşamba günü de bu bilgileri aldığım dostlarımı arayarak Salı günü gerçekleşen satışları sordum ve hız kesmediği bilgisini aldım. Yani seçim sonrası teknoloji marketlerinin yüzü gülmüş. Ancak işim ithalat tarafındaki dostum halen markaların yeni siparişler geçmediği bilgisi üzerine çok fazla vurgu yaptı.
Genel olarak marketlerde ürünlerin bitmemesi üzerine plan geliştiren markaların bu davranışını ya yakın gelecekte yeni modellerin çıkacağı ya da uzunca bir süre Türkiye’de yeni ürün satılmayacağı şeklinde yorumlamak mümkün. Ben ilk seçeneğin gerçekleşeceğini düşünüyorum.