Her tatil bir bayramdır. Her bayram da tatil. Tatil dinlenmeye, bayram kutlamaya tekabül eder. Hele uzun bayramlar, tam bir tatildir. Hele uzun tatiller, onlar da tam bir bayramdır
Her tatil bir bayramdır. Her bayram da tatil. Tatil dinlenmeye, bayram kutlamaya tekabül eder. Hele uzun bayramlar, tam bir tatildir. Hele uzun tatiller, onlar da tam bir bayramdır.
Gelelim bugüne...
29 Ekim bu yıl cumartesi gününe denk geldi. Dolayısı ile resmi tatil sadece cuma gününün öğleden sonrası oldu. Halbuki eskiden öyle miydi azizim. Perşembe günü tatil olur. Cuma da izin alınır, hafta sonu ile de birleştirilir oldu mu sana dört günlük uzun bir tatil. Çarşamba akşamından tası tarağı toplayıp çıkılır. Arabayla ya da uçakla. Eskiden tatiller böyle değildi. Herkes evinde otururdu. Şimdi ise durum farklı. Tatil Cumhuriyetinde yaşıyoruz. Kimsenin dinlenmesinde gözüm yok ama tatil dediğimiz şey artık biraz eğlence zorunluluğuna doğru evriliyor. Hayatı kaçırmamak, dolu dolu yaşamak adına paldır küldür bir yerlere yetişmeye çalışıyoruz. Sanki doldurmamız gereken karneler var. Tatillerde onu tamamlamaya çalışıyoruz. Dünyanın en güzel şehirlerinden birinde yaşayan İstanbullular bile tatil dendi mi bir Bodrum, Alaçatı sevdasına kaptırıyorlar kendilerini. Kötü mü oluyor? Asla. Tatil zamanlarında şehir, pineklemek isteyenler için harika bir yere dönüşüyor.
Bir de diğer tarafından bakalım. Cumhuriyet Bayramı tatili, herkesin Cumhuriyet üzerine düşünmesi için mi ihdas olunmuştur yoksa şehir dışına kaçması için mi? Eski zamanın şartlarına bakınca çoluk çocuk bayram kutlamalarına katılsınlar, coşkulu olsun kutlamalar diye düşünmüş olsalar gerek. Şimdi ise sadece tatil. Bayram eşittir tatil anlayışı hızla yayılıyor. Bu sadece milli günler için geçerli değil. Bayram tatilleri, yani dini günler de bayramdan çok tatilin adresi oluyor. Acı ama gerçek. Aslında haksız da değiliz genel olarak, sıkışık günlerin ardından biraz rahatlamak isteyeceğimiz “kutsal günlere” ihtiyaç duyuyoruz. Kutsal gün demem şundan “holiday” yani tatilin İngilizcesi kutsal gün demek. Seküler tatiller de bir anlamda yine kutsallık kazanmış oluyor. Herhalde idrak etmek için kendimizi bu kadar hırpalamamız bundan.
Zaten bizde tatil öyle kutsal bir şey değildir diye savunalım kendimiz. Açıyoruz sözlüğü: Tatil ya da Ta'til, çalışmaya ara vermek, çalışmayı durdurmak, izine başlamak; kesmek; muattal bırakmak. Arapça’dan geçen bu sözcük sayesinde biz zaten baştan niyetimizi ortaya koymuşuz. Tatil deyip geçmeyin, herkesin üzerinde ittifak ettiği nadir değerlerimizdendir kendisi. Seküler, dini fark etmez, yeter ki biraz nefes alalım. Sadece İslam dininin kutsal günleri değil tüm dinlerin kutsal günleri resmi tatil olarak kabul edilse sanırım itiraz eden çıkmaz. Çünkü, nasıl desek, çalışmak yoruyor bünyeyi.
Tatiller güzeldir. Bayramlar da güzeldir. Ortak bir geçmişi ifade eder. Ailemizi hatırlamamıza vesile olur. Yeni şartlar yeni adetler getirir, kutlamalar değişir. Ama hepimiz tatil cumhuriyetinde mutlu insanlar oluruz. Yahut olmak isteriz. Bir ama daha kuralım: Tatil yapacağız diye kendimizi helak etmeyelim.