Urfa belediyecilik anlayışından yana, uzun zamandır hiç olmadığı kadar süt liman şimdi… Neden mi?


Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Kasım Gülpınar’ın adaylığa soyunmasının temel esasıydı; herkese eşit mesafede olunmamasına, eşit hizmet sunulmamasına, hak edilmiş kazanımların göz ardı edilmesine, önce Şanlıurfa ve Urfalılar denmemesine, tanıdıklara dolaylı ve doğrudan sağlanan kolaylıklara göz yumulmasına, kadroların şişirilmesine, belediye kaynaklarının duman misali kaybedilmesine, bire bin yazılan ödemelere, kendi derdine düşen yöneticilerin yarattığı kaos arasında şehrin tüm değerlerinin tarumar edilmesine ve nice olumsuz sebebe son vermek…
Başkan Gülpınar’ın kararlı ve samimi bu manifestosu siyasi tüm engellemelere rağmen halkta ciddi karşılık buldu çünkü Gülpınar Ailesi dünü ve bu gününde özüyle, sözüyle, işiyle hiçbir sapma sergilemedi. Urfalılarda beliren “bu adam bunları söylediyse mutlaka yapar” düşüncesi sandıktan Kasım Gülpınar’ın çıkmasına vesile oldu.
Ve şimdi Başkan Gülpınar ile gelinen noktada “Urfa süt liman” çünkü çekişmelere ve gruplaşmalara sebebiyet veren “ben ve benden yana olan” anlayışın yerini salt hizmet etmeye bıraktı. Ki başından beri olması gereken de buydu zaten.

Gelelim Şanlıurfa’nın süt liman işleyişine.
“Şehri Dünya Şehri Kainat Urfa” nasıl mı huzurun kapısını araladı?
Ciddi bir borç yükü ve depremin yarattığı sorunlar eşliğinde devir alınan Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi tüm gereksiz muslukları kıstı. Gereksiz personel-ürün-hizmet alımı ortadan kaldırıldı. Eksikler-sorunlar-çözümler üzerine tespitler yapılmaya başlandı. Tüm çalışmalar belediye kadroları tarafından gerçekleştiriliyor. Belediyeye ait mülklerin kiraları belli kesimlere “bedava olmaktan çıkarılıp hak ettiği değerler üzerinden” güncellendi. Çalışan ile çalışmayan (ve hatta hiç işe dahi gitmeyen) kadrolar güncellendi. Şehrin turizm potansiyeli hak ettiği profesyonellikte öne çıkarılmaya başlandı. Başkan Gülpınar’ın girişimleri sonucu Unesco Müzik Şehri ilan edilen Şanlıurfa’nın müzik cevherleri tek tek belirlenip işlenmeye başlandı. Bu girişim şehir adına çok önemli ve değerli oldu çünkü Şanlıurfa müziği denince çiğ köfte eşliğinde yapılan Sıra Geceleri ve oradan yansıyan bol çepikli nağmeler vardı insanların aklında. Halbuki Şanlıurfa’ya ait sesler, nağmeler, dizeler öyle geniş bir yelpazede icra ediliyor ki; bu değerlerin arasında opera başlığı bile var…
Velhasılı kelam yanlış ellerde küstürülen, kaçırılan, çekişmeye ve ayrışmaya mahkum edilen, değerlerinin üzeri tozla toprakla örtülen Urfa şimdi travmalarını tedavi etmeye ve tüm dünyaya hitap etmeye hazırlanıyor. Mevcut tabloya bakınca 2025 yılını kendi yılı ilan etmeye hazırlanan Şanlıurfa yurt içi ve yurt dışından gelecek ziyaretçiler ile tarihi bir rekora imza atacak diye düşünüyorum.
Burada kurumlarla birlikte Urfalılara da önemli sorumluluklar düşüyor elbette. Hizmette, fiyatta ,kalitede, hijyende, güler yüzlülükte, güvenilir olmakta belli bir standardı hep birlikte elde etmek zorunda şehir.

Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkan'ı Kasım Gülpınar ile gerçekleştirdiğimiz sohbette “şehre muazzam huzur çökmüş gibi ve geçmişteki negatif enerjileri almıyorum başkanım” dediğimde Başkan Gülpınar’dan tebessümü eşliğinde aldığım cevap şu oldu: “Bunu biz hissediyoruz dışardan sizlerin de bu durumu fark etmesi çok güzel”…

Başından beri Kasım Gülpınar’ın başkan olmaması için büyük rakamlarla finanse edilerek oluşturulan yerel ve ulusal spekülasyon argümanlarını çürüten “halkın sandık cevabı” Başkan Gülpınar’ın daha bir kararlılık, samimiyet, şeffaflık, azim ve inançla yol almasına vesile olmuş.

Uzun yıllar sonra süt liman iklimine yeniden kavuşmaya başlayan Urfa’da imardan, hizmetten, kültürel faaliyetlerden, spordan, gençlerden, tarımdan, üretimden, kadınlardan, turizmden, yatırımlardan yana yapılacak çok iş olsa da Urfalılar geleceğe dair umutlu çünkü Başkan Kasım Gülpınar’ı dinamo misali besleyen muazzam bir kararlılık duruşu var…