Son beş yılda müzik endüstrisinde çok ciddi bir çıkış yaptı. Müzisyen kökenli, müziği her yönü ile notasından mixine kadar bilen bir yorumcu. İlk hiti "Beni Yak", Türk popunda son yıllarda üretilen en kaliteli romantik şarkılardan biri oldu. Bu şarkı eğer yetmişlerde üretilmiş olsaydı bugün müthiş bir nostaljik klasik olarak hala dinleniyor olurdu.
Bahadır Tatlıöz’ü ilk albümünü müzik marketlere sunduğu dönemden beri tanıyorum. Kimseyi arkasına almadı. Kendi kendine mücadele etti, üretti ve başardı. Müzisyen kimliğinin dışında dramatik bir vokal tarzı olan bu genç adam üretkenliğini efendi kişiliği ile besledi ve sadece müziği ile ön plana geldi. Şimdi besteleri en çok aranan bestecilerden biri. Albümünün ikinci klibini “Yangınlar Var” adlı şarkısına çeken ve bu klipte Aydın Kurtoğlu, Gökhan Tevek gibi müzisyen dostları ile kamera karşısına geçen Tatlıöz, müzikte dostluğun da en önemli simgelerinden biri.
O, modern alt yapılarla içimize dokunan vokal tınısı ile hüzünlendiren, kaliteli şarkı sözleri ile düşündüren iyi bir müzik adamı. Bahadır Tatlıöz ile “Su Yolunu Bulur” albümü ve müziği konuştuk.
“Su Yolunu Bulur” yeni albümün. Bu albümde ne var?
“Su Yolunu Bulur” albümümde içimdeki adamı yaşattım ben. Hayatın maddi değil, manevi tarafında duran biriyim. Teslimiyet içeren, pozitif düşünce üzerinden sunduğum bir şarkı ve özellikle klibi benim için çok değerli. Batman’da Hasankeyf var. Klibi orada çektik. Hasankeyf tarihimizin çok önemli parçalarından biri. Önümüzdeki bir buçuk, iki sene içerisinde baraj suları altında kalacak. Bu video Hasankeyf’i gelecek nesillere taşıyacak. Bir kültür mirası bırakmak istedim. Bunun için klibin sonunda da Hasankeyf’i tanıtıyorum.
Hasankeyf fikri nereden geldi aklına?
Albüm kayıt aşamasındayken Batman’da konser verdim. Belediye ve valilik bizi tura çıkardı, “Mutlaka Hasankeyf’i görmelisiniz” dediler. Gittik gördük, böyle güzel bir şey olamaz. Her şey o an kafamda canlandı ve vizyon olarak çok uyacağını düşündüm. Amacım güzel bir şeye imza atmaktı. Belediye ve valiliğe “Ben burada klip çekmek istiyorum, bana destek olur musunuz?” dedim, onlar da yardımcı oldular ve klibi çektik.
Aşık Veysel’e ve onun önemli bir klasiği olan “Uzun İnce Bir Yoldayım” şarkısı seninle çok bütünleşti.
Bu şarkıyı iki nedenden dolayı çok seviyorum. Birinci nedeni Aşık Veysel. İkincisi şarkının verdiği mesaj. “İki kapılı bir handa gidiyorum gündüz gece” derken, kısa kısa kelimelerle hayatın başlangıcı ve sonuyla alakalı gereken bütün bilgiyi veriyor bize. Doğum ve ölümü anlatıyor, bu da beni çok etkiliyor. Bir insan görmeyen gözleriyle görenlerden daha çok hayatı tanıyarak, bize görenlerden daha manalı anlatması beni çok etkileyen bir unsurdur. Bu şarkıyı hep en sona bırakırım konserlerimde ve hep duygu seli yaşanır o anda. Aşık Veysel’i dinleyenler bence bir edebiyatta da kurcalasınlar ne mesajlar veriyor diye.
Engelliler için sanat okulu projen nasıl gidiyor?
Bu sanat okulunda, resim, fotoğraf, müzik, heykeltıraş gibi başarabileceğimiz her şeyi içine koyacağız. Engellilerin ücretsiz ders aldığı, toplumun içinde daha aktif olacakları ve onları daha çok mutlu edecek bir okul olacak. Vatandaşlarımızın ücretini ödeyerek ders alacağı, benim de müzik dersi vereceğim, engelli vatandaşlarımızın da tamamen ücretsiz ders alacağı bir okul projesi olacak.
Ajda Pekkan’la yaptığın düet çok ses getirdi
Ben “Düşman mısın Aşık mı?” şarkımı kendime yapıyordum ve şarkıyı Samsun Demir’e yolladım “Patron ben bu şarkıyla çıkmak istiyorum, bir dinler misin?” diye. O da şarkıyı çok beğeniyor ve bir yemek esnasında Ajda Pekkan’a dinletiyor; “Böyle bir şarkı var, ne dersiniz, düet düşünür müsünüz?” diyor. Ajda Hanım’da “Çok güzelmiş olur” diyor. Samsun Bey’de beni arıyor “Böyle bir durum var, ne dersin?” diye soruyor. Ne denir, tabii ki çok mutlu oldum, gurur duydum ve projeye girdik. Beraber seslendirdik şarkıyı.
Bugün bir şarkının klipsiz olması yüzde 50 tanıtım kaybı demek. Urfa’da klip çekilmesi kararlaştırılmıştı, ama bir türlü hayata geçiremedik. Ajda Hanım’ın sahneleri vardı, yoğunluk oldu, kimsenin planı birbirine uymadı ve zaman aşımı da olunca klibi çekemedik.
En son Sibel Can’ın yeni albümünde bir düet yaptın
Sibel Can’ın albümüne katkıda bulundum sadece. Bir şarkı verdim ve o şarkımın klip yönetmenliğini yaptım. Sibel Can’a şarkıyı dinlemesi için attığım demoda benim sesim vardı. O da “Burası kalsın” dedi çok beğendi benim söylememi. Orası kalınca klipteki diğer adam da ben oldum. Sibel Can’ın da çıkış şarkısı oldu ve güzel yorumlar aldık.
Günümüz Pop müziğinde müzik eğitiminin yeri yok deniyor. Sen ne düşünüyorsun?
Bugün pop müziğinde artık her şey solist odaklı gitmeye başladı. Enstrümanların değerine pek hâkim değiliz. Çok çabuk tüketiliyor her şey. Hepimiz popüler müzik yapıyoruz, ama ben işin sanatsal kısmından geldiğim için ikisinin arasındaki dengeyi tutturmaya çalışıyorum, ama hiç tutturmayanlar var. Bilinçsizce şarkılar yapıp, bir de tutup o şarkıdan para da kazanan insanlar piyasaya çıktığı için, o insan da ‘Demek ki müzik bilmeye gerek yokmuş’ diye düşünüyor. Keşke böyle olmasa.
Bizim halkımız güzel müzikleri hak ediyor. Bu ülkeden çok değerli sanatçılar geçti. Bir de artık kendilerine çok kolay sanatçıyım diyebiliyorlar. Ben kendime sanatçı diyemiyorum. Sanatçı olabilmek için önce gerçekten eserler yaratacaksın, sonra öleceksin ve bir sonraki nesiller seni o eserlerle anmaya başlayacak, ancak öyle sanatçı olursun. Mesela Barış Manço ve Mozart sanatçıdır, hala anıyoruz. Şimdi bu isimlere sanatçı diyorken, günümüz kişilerin kendine sanatçı demesi trajikomik bir olay.
Geçtiğimiz ay, aralarında senin de yer aldığın 57 ünlünün sosyal medya hesaplarını hackleyen bir şebeke yakalandı. Senin de sosyal medya hesabın gerçekten de çalındı mı?
Evet. Oltalama yöntemi deniyormuş. Kişisel gmailinize mail gönderiliyor; “zararlı hareketler tespit ettik, şifrenizi doğru girin” diye. Maili instagramdan gelmiş gibi görüyorsun. Şifremi girdim, “onayladınız” dedi. Yarım saat sonra bana mesajlar gelmeye başladı; “Abi profil resmin değişmiş, profilinde acayip bir tip var, saçma sapan paylaşımlar yapıyor” diye. Pornografik iletiler atmışlar hesabımdan. Hesabı 3-5 gün sonra geri aldık, ama 4 yıllık paylaşımlarım dahil bütün her şeyimi sildiler.
Öncesinde menajerimle iletişime geçip para istedi bu şebeke. 5 binden kapıyı açıp 2 bin liraya kadar indiler. Ben de “hayatta vermem” dedim, verince cesaretlendiriyorsun çünkü. Hayatta papuç bırakmam. “Silecekse silsin” dedim. Mavi tikli onaylı hesaptı. İnstagrama başvurduk ve onaylı hesap olduğu için onlardan alıp bize geri verdiler. Bu şebekenin asıl amacı insanların sosyal medyadaki özel mesajlarını yakalayıp onlara şantaj yapmak. Bende öyle bir şey olmadığı için hesabımı bana geri satmaya kalktılar. Bir de “Biz Bahadır Bey’i seviyoruz onun için 2 bin olur” demişler. “Ben onların bana teslim etmesini bile istemiyorum, ben onlardan zorla alacağım” dedim.
Kadıköy Plak Günleri başladı
Kadıköy Belediyesinin gerçekleştirdiği “Kadıköy Plak Günleri”nin üçüncüsü başladı. Nostaljiye ve plak dinlemeye meraklılar için iki gün sürecek bu güzel etkinlik tüm belediyelere örnek olsun isterim. Müziğe yatırım yapmak, müziği desteklemek ve müziği sevenlere yönelik özel etkinlikler yapmak her kamu kuruluşunun baş görevlerinden biri olmalı.
Bugün ve yarın Kadıköy Anadolu Lisesi’nin bahçesinde düzenlenen bu etkinlikte plak stantlarının yanı sıra, söyleşiler ve mini konserler de olacak. İlki 2016 yılında düzenlenen plak günlerinde Zeki Müren ve Neşet Ertaç, 2017 yılında Fikret Kızılok anılmıştı. Bu yıl yapılan etkinlikte ise Müzeyyen Senar anılacak. Bugün ve yarın saat 12:00’den 22:00’ye kadar devam edecek etkinlikte özellikle buğum saat 19:00’da yapılacak “Müzeyyen Senar ‘100 Yaşında’ / Türk Sanat Müziği Etkinliği ve yarın saat 12:00’deki Chanson, Jazz/Blues müzik etkinliğini kaçırmayın derim.
Ağustos ayında medyada en çok Beşiktaş konuşuldu
Medya Takip Merkezinin gerçekleştirdiği Ağustos ayı spor raporuna göre geçtiğimiz ay medyada en çok konuşulan futbol takımı Beşiktaş oldu. Fatih Terim ise, aldığı transfer kararlarıyla Ağustos ayının en çok konuşulan teknik adamı oldu. Özelikle Bafetimbi Gomis’in El-Hilal takımına transferi sürecinde yaptığı açıklamalarla dikkatleri üzerine çeken Terim, 29 bin 731 haberle ayın en çok konuşulan teknik direktörü oldu.
Burak Kut’un Hoppası
“Benimle Oynama” adlı ilk albümü ile doksanlı yılların fenomen yorumcusu olmayı başaran Burak Kut, “Hoppa” adlı yeni şarkısını müzikseverle paylaştı. Sözü ve müziği Burak Kut’a ait olan enerjik şarkısı ile yorumcu listelerde üst sıraları zorlamaya aday.
Bora Duran dünyayı dansa davet ediyor
Bora Duran yeni şarkısı “Sana Doğru” da sosyal medya aracılığı ile farklı ülkelerden topladığı dansçılarla dünyayı dansa davet etti. Sosyal medya üzerinden, dünyanın farklı ülkelerinden seçilmiş dansçılarına, yeni şarkısı ‘Sana Doğru'yu yollayan Bora Duran: ‘Dansın ve müziğin ortak bir dili olduğunu, sanatın dünya üzerindeki sınırları kaldırarak hepimizi birleştirdiğini düşünüyorum. Şarkıma kendi tarzında, istediğin gibi dans eder misin?’ diye sordu ve yüzlerce kişiye ulaştı.
İspanya, İtalya, ABD, İran, İsviçre, Hindistan ve Azerbaycan gibi ülkelerden dansçıların yanı sıra, Türkiye’den de Karadeniz Horon ekibi, Zeybekler ve modern dansçıların katılımı klip çekerek bir ilke imza attı.
Yunan Müziğinin Kraliçesi Klarnet Festivalinde
Karşı kıyının en sevilen seslerinden Despina Vandi, 17 Eylül’de 7. Uluslararası Klarnet Festivali kapsamında İstanbul’da sahne alacak.
Albümleriyle en yüksek satış rakamlarına ulaşan, dünya müzik listelerinde zirveye yerleşen, 20 yılı aşan kariyerinde birçok saygın ödüle layık görülerek ününü Yunanistan sınırları ötesine taşıyan Despina Vandi, en sevilen şarkılarını Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Sahnesi’nde seslendirecek.
Şarkıları pek çok sanatçı tarafından coverlanan Despina Vandi’nin, ‘Anaveis Foties’ şarkısını Mustafa Sandal ‘Aşka Yürek Gerek’, ‘Apapa’ şarkısını Ziynet Sali ‘Ba-Ba’, ‘Thelo Na Se Do’ şarkısını Yaşar ve Yıldız Usmonova ‘Seni Severdim’ ismiyle seslendirmişti.
Çalıntı şarkı kavgası büyüyor
Aleyna Tilki'nin "Dipsiz Kuyum" adlı şarkısının kendisine ait olduğunu iddia eden bestekar Cengiz Tekin, CRI TÜRK'ten Tülin Tonkuş'a konuyla ilgili yaptığı açıklamada bu konu yüzünden tehdit aldığını söyledi.
Yıllar önce sanatçı Bergen'in seslendirdiği "Yıllar Affetmez" adlı eserinin çalındığından Ankara'daki öğrencilerinin uyarısıyla haberdar olduğunu söyleyen Tekin, "Çalıntı değil, yüzde yüz benim şarkım. Adeta evime girip teybimi çalmışlar" diye konuştu.
51 yıllık sanat hayatı ve 1600'den fazla eserin sahibi olan ve aynı zamanda Ferdi Tayfur, İbrahim Tatlıses, Müslüm Gürses, Hüseyin Altın, Adnan Şenses, Gökhan Güney, Bergen, Mine Koşan, Esen Gül, Kamuran Akkor, Vahdet Vural gibi sanatçıların eserlerini seslendirdiği bestekar Cengiz Tekin, konuyla ilgili hukuki girişimlere başladığını, üyesi olduğu MESAM'a konuyla ilgili bir dilekçe yazdığını ve alacağı raporla da mahkemeye başvuracağını ifade etti.
"Tehdit almaya başladım"
Şu anki telefonunu sanatçı İbrahim Tatlıses'in hediye ettiğini, sosyal medya kullanmayı bilmediğini ifade eden Cengiz Tekin, internetten mesaj yoluyla tehdit aldığını da açıklayarak, "İşe bakın ki benim oğlum cumhuriyet savcısı, ben de hukukçuyum, iki üniversite bitirdim. Bu arkadaşlar zibidi besteciler" diyerek, Emrah Karaduman ve Aleyna Tilki cephesinden kendisine henüz bir geri dönüş olmadığını da söyledi