Cuma gecesi ağırlıklı olarak estetik alanında faaliyet gösteren bir hastane adına basın bülteni geldi.

Bültenin başlığını görünce hiç kullanmadan, bilgisiyarımın çöp sepetine attım. Başlıkta ne mi yazıyordu?

“Göğüs estetiği ile orantılı bir vücuda kavuşun!”

Oysa, doğrusu "meme estetiği"olmalı. Göğüs; akciğerleri de içine alan bölgeye deniyor. Meme ise; kalp, beyin gibi bir organ. Yapılan iş; meme büyütme, meme küçültme ya da meme dikleştirme ameliyatları. Göğüs esteği dediğinizde göğüs kafesini mi büyütüyorsunuz? Yoksa akciğerleri mi?

Bir de “göğüs kanseri’’ diyenler; böyle başlık atıp, haber yapan medya kuruluşları var. Neden şunun doğrusunu yazmıyorsunuz? Bir gazetenin, televizyon kanalının bedenimiz, organlarımız, hastalıklar ve tedavileri konusunda topluma yanlış bilgi vermesi kabul edilemez. “Meme” yerine, “göğüs” yazan editör, haber müdürü, sayfa sekreteri, yazı işleri müdürü arkadaşım; aslında ne kadar büyük bir hataya imza attığınızın farkında mısın bilmem!

DERSİMİZ: VÜCUDUMUZU VE ORGANLARIMIZI TANIYALIM!

Şimdi gelelim sağlık PR’ı yapan iletişimcilere ve medyanın yöneticilerine sağlık derslerine. Dersimizin konusu “Vücudumuzu ve organlarımızı tanıyalım.

* Söylediğim gibi meme; kalp, beyin, mide, mesane gibi bir organ. Meme, bebeklerin sağlıklı yaşam sürmelerinde mucizevi anne sütünün kaynağı. Süt üretme ve emzirme ise memenin en önemli fonksiyonu.

* Yanlış bildiğiniz ya da utanıp söylemediğiniz meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanser. Türkiye’de her 12 kadından birinin meme kanserine yakalandığını biliyor musunuz?

* Bir de bu işin cerrahisi var; meme cerrahisi ve göğüs cerrahisi. Eğer siz, “göğüs cerrahisi” diye başlık atarsanız başka bir uzmanlıktan bahsetmiş olursunuz. Meme kanseri ve estetiği ameliyatlarını meme hastalıkları konusunda uzmanlaşmış genel cerrahlar yapıyorlar. Göğüs cerrahları ise akciğer, yemek ve soluk borusu hastalıkları başta olmak üzere göğüs ve göğüs kafesindeki organların ameliyatlarını

gerçekleştiriyorlar.

* Yıllık meme kontrolleriniz için veya memenizde ele gelen bir kitle farkettiğinizde göğüs hastalıkları uzmanına başvurmuyorsunuz. Bir göğüs hastalıkları uzmanına KOAH, astım, alerji gibi hastalıklarınız için gidiyorsunuz. Öyleyse, memeye ısrarla göğüs demek, basın bültenlerinde göğüs yazıp, böyle başlıklar atmak neden?

* Hadi, meme hastalıkları derneklerini bilmiyorsanız diyelim. Peki ya, Sağlık Bakanlığı’nın meme kanseriyle ilgili topluma yönelik yaptığı çalışmaları, tarama programlarını, bastırdığı broşürleri de mi dikkate almıyorsunuz? Yoksa, yoksa... Cinselliği de çağrıştırdığı için meme demeye utanıyor musunuz?

ERKEK EGEMEN VE SAĞLIK EDİTÖRSÜZ MEDYANIN HALİ BUDUR!

Medyadaki uzman sağlık muhabirlerinin sayısı giderek azalıyor. Sağlık editörü dersen, ara ki bulasın! Ve, ne yazık ki medyanın yöneticilerinin neredeyse tamama yakını erkek! Sağlıkla ilgili uzman gazeteci istihdam etmeyen, erkek egemen yönetimlerin tekelindeki medyanın durumu bu! Beyler, meme demeye utanmayın!

Gelelim sağlık PR’cılarına! Tam tersine bu alanda çalışanların çoğu kadın. Önceki gün “göğüs estetiği” diye başlık atıp, metinde “meme” kelimesini kullanmayan PR’cı da üstelik bir kadın. Amaç, bazı kesimlere sempatik görünerek medyada haberinizin yer alması mı? Sizin cebinizin dolması mı? Yoksa halkın sağlık konusunda doğru bilgilendirilmesi mi?

Son söz: Sağlığın ayıbı olmaz!