Heyecanla haber portalında gezinirken MÜYAP'ın hazırladığı Türkiye'nin müzik endüstrisi hakkında özet bilgiler içeren raporlara rastladım.
Teknolojik gelişmeler hepimizin hayatına etki ediyor. Bu etki özellikle son yirmi yılda eskisinden daha da büyük oldu. Medyada da müzikte de eğitimde de akla gelen her alanda geçmişe göre çok farklı bir hayat yaşıyoruz. Bunda başrolü oynayan en büyük etken dijitalleşme oldu. Dijitalleşme öylesine hayatımıza girmiş ki, korona karantilarında, sokağa çıkma yasaklarında kısaca hayatın her aşamasında başrolü oynayan bir araç oldu. Bir başka deyişle dijital teknolojiler sayesinde biz oturduğumuz yerden yaşamaya başladık. Geçtiğimiz hafta MÜYAP’ın açtığı profesyonel müzik sektörü haber partalı Müzikanaliz’e (muzikanaliz.com) baktım. İlk önce MÜYAP’ın bu hizmetinin çok yararlı bir hizmet olduğunu söylemek istiyorum. Müzik adına merak edilen her şey, özellikle müzik endüstrisi adına bulamayacağımız pek çok yararlı bilgi ve rapora bu haber portalında ulaşmak mümkün. Heyecanla haber portalında gezinirken MÜYAP’ın hazırladığı Türkiye’nin müzik endüstrisi hakkında özet bilgiler içeren raporlara rastladım. O siteyi incelerken dijital dönüşümün bir kez daha müzik endüstrisini kökünden değiştirdiğine şahit oldum.
Müzik endüstrisi dört yılda iki kat büyüdü
İlk önce müzik endüstrisi adına olumlu bir gelişmeden bahsetmek istiyorum. Müzik endüstrisi Türkiye’de her yıl bir büyüme gösteriyor. 2014 yılında sektörün hacmi 22,7 milyon dolarken 2018 yılında 42,4 milyon dolara yükselmiş. Nereden baksanız yüzde doksana yakın bir sektörel büyüme bu.
CD’ler artık tarih oluyor
Hepimizin yaşadığı ve bildiği bir konuyu olan CD satışların düşmesi ve insanların müziği dijital platformlardan dinlemeyi tercih etmesi konusu bir kez daha gündeme geldi. Bu ekonomik olarak güzel bir şey, ama müzik marketlerin kapanması, cd satışların ciddi anlamda düşüşe geçmesi müziği benim gibi elinde bir materyal tutarak dinlemek isteyen gelenekçiler için üzücü. Ben şahsen müzik dinlerken elimde o dinlediğim müziğe ait bilgilerin yer aldığı bir kaset, CD ya da kitapçık, özetle fiziki bir materyale dokunmaktan zevk alan biriyim. Ancak bu materyaller artık yok olma sürecine girdi. Rapordaki veriler de bunu destekliyor. 2014 yılında 11,8 milyon dolar olan fiziki albüm satış değeri 2018 yılında 8,2 milyon dolara düştü. Bu fiziki satışların tabii ki en büyük örneği CD satışları. 2008 yılında 12 milyon 310 bin adet CD satılırken bu rakam 2018 yılında 3 milyon 523 bine kadar geriledi. Yani on yılda Türkiye’deki CD satışları jet gibi yer çakıldı. Bu düşüş devam edecektir çünkü 2019 yılında pek çok müzik şirketi artık albümlerini CD olarak yayınlamamaya başladı, D&R başta olmak üzere pek çok perakendeci müzik reyonlarını ya küçülttü ya da kaldırdı. Eskiden bir mağazaya gider reyonunu vitrininden kaset, CD , plak bakar hatta yeni bir şey var mı diye gözlemlerde bulunurken başka bir şey bulup satın alırdık. Artık bu imkan bitti. 2019 yılında fiziki müzik satışı yapan yerlerde ümidi iyice kesmiş olacak ki müzik reyonlarını kaldırdı.
Olayı en dramatik yaşayan müzik araçları arasında VCD ve DVD’ler de var. Eskiden DVD alır o DVD’den film yada konser izlerdik. Ondan önce ise doksanlı yıllarda VCD furyası vardı. Bu materyaller de artık çöp oldu. USB flash bellekler artık VCD ve DVD’lerin yerini aldı. Netflix DVD’leri bitirdi. Artık filmleri DVD’den izlemek yerine Netflix’ten izlemeye başladı insanlar. Müzik etkinlikleri, konserler gibi görsel işleri de VCD ve DVD yerine Youtube’dan izlemeye başladı. Öyle olunca VCD ve DVD’ler de artık yavaş yavaş tarih olmaya başladı. 2008 yılında Türkiye’de 251 bin VCD satılırken, bu 2018 yılında 8 bin beşyüze düştü. Yine 2008 yılında 121 bin DVD satılırken 2018 yılında 8 bin 920 DVD satıldı.
Plak nostaljisi geri döndü
VCD, DVD, ve CD’ler yavaş yavaş tarih olurken son yıllarda bir sürprize imza atan ve tüm dünyada tekrar gündeme gelen plaklar ya da eski adıyla Long Playler (LP) yükselişine devam ediyor. Şu an tüm fiziki müzik satışları düşüşte iken plakların yükselişte olması hem ilginç hem de güzel. Güzel diyorum, çünkü bir albümün plağının olması benim gibi müziği dinlerken fiziki bir şeylere dokunmak, o dinlediği müzik hakkında bilgi almak isteyenler için bu bir fırsat. Bugün insanlar CD’leri bırakırken onlardan önceki kuşakların en önemli müzik dinleme geleneği olan plaklara geri dönmesi ilginç bir nostalji. Plaklar bir dönem bugünkü kasetler gibiydi. Artık adları bile anılmıyordu. Ama kuşakllar değiştikçe plaklar bir anda tüm dünyada trend hale geldi. Bugün fiziki müzik satışı yapan pek çok dükkanın stoklarında CD’den çok plak var desem abartı olmaz. Bunun nedeni ise tabii ki talep artışı. 2008 yılında 3 bin 661 adet plak satılırken 2018 yılında 347 bin 459 adet plak satılmış. Bu çok ciddi bir büyüme. Plak satışları on yılda yüz kat artmış neredeyse. Dilerim bu artış devam eder, böylece hem fiziki müzik satışı da ayakta kalır hem de kaliteli ve entellektüel bir görüntüye sahip plaklar eski popülerliğini yakalar.
Aslan payı dijital müzikte
Her şey azalıyor bir tek plak satışları artıyor, peki müzik endüstrisi nasıl büyüyor diyeceksiniz? Müzik endüstrisi dijitalleşme ile beraber büyümesini sürdürüyor. Yani müzik piyasasında aslan payı artık dijital müzik dinleyicisinde. İnternet hızları arttıkça, laptopların kalitesi arttırkça, akıllı telefonlar akıllandıkça müzik de artık bu küçük çiplerin içinde çalışan dijital platformlardan dinleniyor. Spotify, Apple Music, fizy, Youtube ve aklınıza gelecek tüm müzik içeren dijital platformlar bunun içinde. Ne güzel ki ülkemizde artık tüketici de bilinçlendi ve özellikle yeni kuşak bu müzik servislerine para ile abone oluyorlar ve resmi müzik dinliyorlar. Mesela benim Apple Music, Spotify, Youtube Music Premium aboneliğim var. Müziği dinlerken resmi dinliyorum, hem müzik endüstisinin büyümesine katkıda bulunuyorum hem de müzik hırsızlarına “hayır” diyorum. Bu alışkanlık artık gençlerde de var, öğrencilerimden de takipçilerimden de görüyorum. Hepsinin büyük bir bölümünün resmi bir ödemeli dijital müzik dinleme platformu aboneliği var. Dilerim bu toplumun yüzde yüzünde olsun ve müzik endüstrisi daha da büyüsün. 2014 yılında 6 milyon dolar olan dijital müzik pazarı 2018 yılında 26 milyon 300 bine çıkmış. Yaklaşık dört kat artmış. Eminim 2019 yılında bu artış hızı bir tık daha üstte olacak.
Apple Music tüm dünyaya yayılıyor
Dijital müzik endüstrisinde yaşanan bu büyüme uluslararası dijital müzik platformlarının da yatırımlarının büyümesine neden oluyor. Bunlardan biri Apple Music, Spotify ile dünya şampiyonluğunda kapışan Apple Music tüm dünyaya hizmet vermek üzere gerçekleştirdiği çalışmalarına 2020 yılında ivme verdi. 2020 yılının ilk çeyreğinde 53 ülkede daha hizmet vermeye başlayan Appla Music böylece toplamda 167 ülkede hizmete veren dev bir dijital müzik platformu oldu.
Apple Music, Libya, Fas, Kamerun, Kongo,Zambiya gibi Afrika kıtasında olan ülkelerin yanı sıra Kuvveyt, Katar, Jamika, İzlanda gibi ülkelerde de hizmet vermeye başladı. Apple Music yeni girdiği elli üç ülkenin müzik dinleyisine bir de kıyak yaptı ve altı aylık bedava abonelik hizmeti sundu. Apple Music’in bu atılımı hem dijital müzik pazarının dünyada büyümesi adına hem de Spotify ile arasındaki dünya şampiyonluğu kapışması adına büyük bir avantaj oldu.
Pek çok sektör ekonomik sıkıntı yaşarken, müzik endüstrisinin Türkiye’deki büyüme trendi oldukça güzel. Bunda tabii ki en büyük etken setkörün dijital odaklı büyüme yaşaması. Mesela 2020 yılında yaşanan bu korona pandemisinden eminim en az etkilenecek olan sektörleden biri dijital müzik endüstrisi olacak. Çünkü insanlar evlerine hapsolduğu sırada müziği dinlemeye devam etti ama yeni müziğe sadece dijital müzik platformlarından ulaşabildi.