1961 Anayasası halkın önüne sunulmuş ilk referandum tecrübemizdi.
Anayasa uzun yıllar dayanıklılık göstermesi beklenen bir metindir. Bu nedenle, dayanıklı olabilmesi için pastörizasyon işlemlerinden geçer. Bunu yapmanın iki şekli vardır. Askeri veya sivil. Daha önce askeri anayasaları denedik ve pastörize edilmiş şekli pek demokrasiye benzemiyordu. Ama başka seçenek olmadığı için ekşimiş de olsa içtik. Pastörizasyon dememizin sebebi Lui Pastör tarafından icat edilmiş bir yöntem olması. Pastör’ün diğer bir icadı da kuduz aşısıdır ama bunun konumuzla ilgisi yok. Başka yerlere çekilir şimdi, siz en iyisi bunu yazmamışım kabul edin.
Pastörize demokrasinin yakın tarihine bir göz atalım.
1961 Anayasası halkın önüne sunulmuş ilk referandum tecrübemizdi. Aman canım askeri darbenin anayasa yapma yetkisi mi olur demeyin. Askeri yönetimin emrinde hukukçulardan oluşan bir ordu vardı. Askerler tarif etti onlar da yaptı. Tıpkı 15 Temmuz başarıya ulaşsa yapacakları gibi. Asker yapar halk oylar. Darbeden bir yıl sonra yapılan halk oylamasında yüzde 38.3’lük kesim hayır demiş, yüzde 61.7 evet. Kabul edilmiş anayasa. İlginç bir detay: Darbe anayasasına hayır diyenlerin fazla olduğu illerden biri de İzmir. Pastörizasyon işleminde mesele yok da içindeki süt değildi. Dolayısı ile uzun süre dayanamadı.
Sonra 12 Eylül geliyor. Askerin yaptığı anayasayı diğer bir askeri yönetim kabul etmiyor. Sonra yeni anayasa yapılıyor. 1982 Anayasası olarak bildiğimiz mevcut anayasa yüzde 8,63 hayıra karşı yüzde 90’ın üzerinde evetle kabul ediliyor. Askerin yaptığı bu anayasa kimsenin içine sinmiyor ama yapacak bir şey yok. Yine içinde süt olmayan bir pastörizasyon işlemi.
Referandum sadece yeni anayasa için yapılmıyor. Bazen de onun eksiklerini gidermek için. 82 Anayasası’nın geçici 4. Maddesinin getirdiği siyasi yasakların kaldırılıp kaldırılmaması için yapılan halk oylamasında iktidar partisi hayır cephesini güçlendirmeye çalışıyor ama yüzde ellinin çok az üstündeki bir oranla yasaklar kalkıyor. Yine evet.
Arada bir defa hayır çıkıyor halk oylamalarında gerisi evet. Yani halkımız bu pastörizasyon işlemini seviyor. Ah bir de içinde gerçekten süt olsa, sağlığa faydalı olacak.
Askeri yönetimin yaptığı iki anayasa halkın önüne sunuldu. Son anayasayı yapanların kapısına kilit vurduğu bir parti o anayasayı savunuyor. Değişmesini istemiyor. Tuhaf doğrusu. Ekşimiş tadı kanıksayanlar da var demek ki.
Şimdi yeni bir referandum sürecindeyiz. Uzlaşma deniyorsa iktidar yanına muhalefet partilerinden birini alarak halkın önüne gidiyor. Söz hakkı deniliyorsa terör örgütleri bile hayır cenahına destek atıyor, açıktan teşvik ediyor. Kutuplaşma deniliyorsa iktidar partisi ile aynı köklerden gelen bir siyasi parti kalkıp hayır kampanyası yürütebiliyor.
Süpermarket gibi bir referandum kampanyası. Evet çıkar hayır çıkar orası ayrı konu ama çeşitlilik yok derseniz işte o zaman bozuşuruz.
Şimdi yeni anayasa sürecinde demokrasimiz bir defa daha pastörizasyon sürecinden geçiyor. Meclis ve sandıktaki bu işlem bu sefer iyi gidiyor. Midemiz ekşitmeyen uzun süre dayanacak pastörize bir anayasamız olacak.