Sürekli kötülerin kötülüklerini konuşmak, insanı bir noktadan sonra karamsarlığa itiyor.
Sürekli kötülerin kötülüklerini konuşmak, insanı bir noktadan sonra karamsarlığa itiyor. Güven duygusu kaybolup herkese şüphe ile yaklaşmaya başlıyorsunuz. Bu öylesine sıkıntılı bir durum ki bir iyilikle karşılaştığınızda acaba bunun altından başka bir şey çıkacak mı, düşüncesi yakanızı bırakmıyor. Modern insanın çıkmazı gün geçtikçe artıyor. Dünyevileşmenin acı sonucu olarak hayatının merkezine belli değerleri koyan insanlar bile artık bu eksen kaymasının kurbanı durumunda.
Peki bu açmazdan çıkmanın hiç mi yolu yok? Elbette var. Her zorluktan sonra kolaylık olduğu gibi, bu karamsar ortamdan kurtulmak elimizde. Öncelikle negatif enerji yayan ortamlardan, içimizin ısınmadığı insanlardan uzak duracağız. Gökkubbenin altında iyileri hiçbir zaman eksik etmeyen Rabbimizin adını anarak yola çıkıp iyileri arayacağız, iyileri bulacağız, iyilerden olacağız. Omzunuzu yasladığınızda omzunuza ihlal de bulunmayacak, gönlüne gönlünüzü yasladığınızda ihmalde bulunmayacak güzel insanlar aslında hiç de az değil. Nice evliyanın nazarını almış bu topraklarda insan kıtlığının yaşanması mümkün değil. Bu sebeple ümidimizi kıracaklardan uzak durup ümidimizi diri tutacaklara yaklaşmakta fayda var.
Konuşması rahmet, sükûtu hikmet, sohbeti ibret olan iyi adamlar öyle sanıldığı gibi çok da uzaklarda, erişilmez yerlerde değiller. Onlar kendi yaralarını unutup insanlığın acılarına şifa bulmak için gayret ederler. Kendileri için ikbal kaygısını aşıp bu ülkenin evlatlarının istikbal derdine düşerler. Yazmaları, okumaları, koşmaları ve koşturmaları hep insanlık içindir.
İşte bu hayatı anlamlı kılan güzidelerden birisi de uzun yıllardan beri tanımakla müşerref olduğum Eğitimci Yazar Ahmet Maraşlı hocamız. Hesap adamı olmadan kitap olmayı başaran bu naif insan, ömrünü eğitime, kültüre adamış, yazdığı her harfin vebali olduğu bilinciyle yaratıcıya ak bir surette çıkmak için her konuda kılı kırk yarmıştır. Bu dünyanın sadece haramlarından değil bazı helallerinden de geçerek hayatını sevaplar gibi güzelleştirmesini bilmiştir. Ağarmış saçlarındaki her beyazlıkta mazlum ümmetin, masum milletin derdinin karşılığı vardır. Dualarının başında evinden evladından önce insanlığın yetimleri, yeryüzünün öksüzleri vardır.
Bir yolunu bulup büyümeye değil istikametini bozmadan doğru yolda daima yürümeye odaklanmıştır. O yüzden onu hep yollarda görürüm. Ağır ve büyük çantasında kitap taslakları ve milletin evlatlarını zirveye çıkarak projeleriyle etkili ve yetkili, ama her şeyden önce güveneceği, kalbinin ısınacağı birilerini aramaktadır. Bulduğunda çantasını açıp ömrünü verdiği çalışmalarını paylaşıp insanlığa ışık taşıma vazifesine ortak olacaktır. Eğitimdeki sıkıntılardan bahsettiğimiz şu günlerde, gönül ister ki devletlilerimiz ona gelsin, onu dinlesin ve projelerine yol açsınlar. Yol açamıyorlarsa da meşhur tabirle yoldan kaçsınlar. Yol evladı olan bu nazik insanları kırmasınlar. Geleceğin dâhilerini yetiştirecek yarının Türkiye’sini kuracak karoların sağlıklı yetiştirilmesinin şifresi Ahmet Maraşlı gibi dava adamlarının kalbinde ve zihninde saklı. O şifreyi girmesini bilecek bürokratlar olduğu zaman bütün ülke kazançlı çıkacak. Yanlış girilen şifrelerden dolayı bütün sistem bloke olmuş durumda.
Ahmet Hoca çok yönlü bir büyüğümüz. Bu sınırlı köşe yazısına sığmayacak çalışmaları ve başarıları var. Ben özellikle Okumayı Sevdirme Projesi ve Yolları adıyla yayımlanan eserinin Türkiye’de nasıl bir heyecan dalgası yaydığının eserin uyandırdığı tesirin farkında olan birisi olarak fazlasıyla ödüllere layık bir yazar olarak görüyorum kendisini. Yakın zamanda yeni bir yayınevinden bu eserlerinin çıkacak olması beni ziyadesiyle sevindirdi.
Yürek coğrafyamızın maalesef en büyük problemi okumamak. Sadece Türk milleti olarak değil diğer kardeş milletlerimiz de kitabın çok çok uzağında yaşıyorlar. Biz okumadığımız için birileri gelip bizim canımıza okuyor maalesef. Medeniyet metinlerle kurulur, gelecek kitaplarla şekillenir. Sizi evrensele uzanacak, insanlığı sarsacak okumalarınız yoksa hepimize geçmiş olsun.
Okumak, Kur’an’ımızın ilk emri, kendimizi bulabilmemizin mühim şartı. Kendimizi, kâinatı, hayatı ve yaratıcı aklı okumak, anlamak ve uygulamak… Okuma fiilinin ruh sağlığımız üzerinde bariz olumlayıcı ve olgunlaştırıcı bir etkisi var. “Sakın okumayayım deme!” azim tembihine mazharız. Okumayarak, düşünmüyorsak, başkalarını düşünmeyi ve anlamayı denemiyorsak benlik putlarımızı kırabilmemiz zorlaşıyor. Bu da hayat denilen ilahî senaryonun anlaşılmasına ve rolümüzü hakkıyla oynamamıza engel oluyor. Anne babasının ışıl ışıl sevgi ve güven saçan gözlerine bakarak bir masal eşliğinde uykuya dalan bir çocuktan, okumayan bir genç çıkma ihtimali düşüktür her zaman için.
Bu noktada eğitimcilerimizi de eğitim sistemimizi de yakından ilgilendiren bir tıkanıklıktan söz etmemiz gerekiyor. Ufuk açıcı yol açıcı atılımlara açılımlara ihtiyacımız var. Ahmet Maraşlı usta bir eğitimci olarak bu tıkanıklığın açılması için özgün fikirler sunuyor. Kaleme aldığı bütün kitaplarda sıra dışı düşünceler kendisini gösteriyor. Bilinenin tekrarından ziyade hiç dile getirilmemiş alanlara temas ediyor.
Eğitime dair beyin teri döken Maraşlı’nın Türkiye’nin aydınlık yarınları için ürettiği projelere kulak vermeli, istikbalimiz için gece gündüz demeden çalışan bu kıymetli şahsiyetin değerini bilmeliyiz. İnsanlığın istifadesine sunduğu eserlerini öğrencilere ve öğrencilerin önünde yürüyen eğitimcilerimize ısrarla tavsiye ediyorum.
Her yönden sevimli-faydalı ve etkileyici şaheserlere imza atan yazarımızın kitapları hakkıyla okunduğunda, farkındalık oranı yüksek, alışkanlıklarının esaretini kırmayı başarmış ve devamlı kuvvetlendirdiği coşkusu heyecanı ile kendisini ve çevresini verimliğe sevk edebilen bir nesil doğal bir şekilde yetişecektir.
“İnsanlığın efendisi insanlara hizmet edendir.” Sırrında, fani olmanın idrakinde bir gençliğin yetişmesi için bu ülkenin yıldız eğitimcilerinden Ahmet Maraşlı’yı mutlaka tanıyalım, okuyalım diyorum. Okumayı sevdiren sevgili hocama bereketli bir ömür diliyorum.