Muhalefetin yapması gereken Deniz Baykal'a kulak vermesi…

Eski CHP lideri Deniz Baykal, “Libya’yla yapılan askeri anlaşmamız çok önemli” diyerek siyasal iktidara tam destek verdi.

Muhalefetin salt iktidardan gelen her şeye karşı çıkma stratejisini yürüttüğü bir ortamda Baykal’ın bu çıkışını önemli buluyorum.

Evet, beğenelim beğenmeyelim, ki Deniz Baykal’ın birçok konudaki fikirlerini totaliter bulan biri olarak bu konuda Türkiye’nin çıkarlarının yanında yer alması asıl muhalefetin nasıl olması gerektiğini de gösterir.

Kaldı ki CHP’nin Doğu Akdeniz politikasını bilmiyoruz, bildiğimiz tek şey Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de kendisine yöneltilen kuşatmayı kırmak için Libya’yla yaptığı anlaşmaya karşı çıkmaları.

Buna alternatif olarak nasıl bir politikaları var, kimse bilmiyor, yeter ki “Erdoğan’ın dediğine karşı çıkalım” anlayışından yola çıkarak bence Kılıçdaroğlu’nun da Doğu Akdeniz’le ilgili bir düşüncesi yok.

***

ABD’nin Suriye’deki askerlerini Irak’a taşıması, Kasım Süleymani’nin Bağdat’ta öldürülmesi ve İran’ın Irak’ta bulunan ABD üslerini vurması gösteriyor ki küreseller yeni çatışma sahasını Irak olarak belirlemek istiyorlar.

Sınırımızda yaşanan bu olaylara kayıtsız kalmamız düşünülemez, işte bakın Suriye sınırında kurulması planlanan terör devletini Barış Pınarı Harekâtı’yla bir nebze engelledik, ABD ile İran birbirleri arasındaki gerilimi bölgedeki varlıkları için “meşruiyet” kabul ettiğine göre sınırımız olan Irak’ta bizi yakından ilgilendirir.

Bu anlamda Türkiye’nin bu iki devlet arasındaki gerilime karışmadan, itidal çağrısı yapması ve Irak’a dikkat çekmesi yapılabilecek en mantıklı dış politika hamlesi olarak önümüzde duruyor.

Dolayısıyla Türkiye, Irak sınırından Doğu Akdeniz’e kadar kuşatılmak isteniyor, bunu görmek için vasat bir zekâya sahip olmak bile yeterli.

Durum böyleyken Libya’yla anlaşmamız, Doğu Akdeniz’de nefes almamızı sağladığı gibi hareket alanımızı da kolaylaştırıyor.

Kaldı ki muhalefetin “diplomasi” dediği her şeyi siyasal iktidar yapıyor zaten.

Libya’yla anlaşma uluslararası hukuka uygun olduğu gibi meşru olan hükümetle gerçekleştiriliyor.

Bu noktada karşı çıkılacak ne var diye sorduğumuzda da “niye asker gönderiyoruz” tarzında eleştiri bile sayılmayacak derecede saçma cümleler kuruyorlar.

Bir kere bizim Libya’nın iç işleriyle bir ilgimiz yok, meşru hükümetin kontrol ettiği alanlardan biri Trablus, bizi de yakından ilgilendiren bu.

Trablus’un meşru hükümetin elinde kalması bizim anlaşmamız için yeterli.

Ayrıca muhalefetin “İhvan alerjisine” karşı sundukları “Hafter’i savunma” argümanı da saçma.

Hafter için savaşanların yarısının Selefilerden oluşması bir kenarda dursun Türkiye’ye karşı “cihat” çağrısı yapan Hafter’in seküler olduğunu mu düşünüyorlar gerçekten?

Yoksa bu cahilce bir şaka mı!

***

Muhalefetin yapması gereken Deniz Baykal’a kulak vermesi…

Sırf Erdoğan’ın yaptığının aksine bir politika yürütmekle CHP iktidar olamayacağını yaklaşık son 20 senede hala anlamadıysa bu saatten sonra anlaması düşünülemez.

O zaman geriye sadece CHP’nin Türkiye’nin çıkarlarına aykırı bir politika amaçladığı kalıyor.

Böyle bir durum da Türkiye’de iktidar değil, gerçek bir muhalefet eksikliği olduğuyla açıklanabilir.

En hafif tabirle…