Küçükçekmece'de, 5 yaşındaki kıza cinsel istismarda bulunan iğrenç yaratık, Allah senin belanı versin..

İnanılmaz.

Midem bulanıyor, beynim karıncalanıyor.

Küçükçekmece’de, 5 yaşındaki kıza cinsel istismarda bulunan iğrenç yaratık, Allah senin belanı versin..

O çocuk hayat ile böyle mi tanışacak, bu travmayı nasıl atlatacak?

Sosyal medya paylaşımları inanılmaz herkes tepkili.. Hazır yazılmış formatlar var, hashtag var, paylaşımda ben de eksik kalmayayım..

Aman eksik kalmayalım.

Kalmayalım da gerçekten kimin umuru çok emin değilim.

Öyle bir samimiyetsizlik, öyle bir ikiyüzlülük iklimi var ki.

Şaşkınım.

Mesela Funda hanım mesela diyorsunuz değil mi?

Öyle ise mesela.

Kars'ta bir yardımsever, bir İYİLİK hareketi başlatıyor, 400 köy dolaşıyor, köylere, çocuklara oyuncak, kitap, kalem dağıtıyor, #biroyuncakdasenver diyor.

Oradaki çocukları videolar çekmişler, içler açısı, ayaklarının tekinde ayakkabı var, diğerinde yok, öyle çocuklar var. Ömründe ilk defa oyuncak görmüş çocuklar, kaçıncı sınıfta okuduklarını bilmeyen çocuklar var.

Zeytin gözlü, yoksun ve yoksul çocuklar.

Instagram’da paylaşım yapıyorum 1200 like, 12 yorum.

Tamam bunda ne var demeyin, var var var, sosyal medya paylaşımları yorumları ilgi alaka yönünden önemli ya. Anlatıyorum işte.

Kimse ilgilenmiyor anlayacağınız..

DM bir kişi yazmıyor, bir kişi sormuyor, nasıl ulaşacağız, nasıl kitap oyuncak yollayalım, bu çocuklara bizim de küçücük bir iyiliğimiz olsun.

O küçücük kalpleri belki avuçlarız...

Çocukları mutlu edersek bu ülke mutlu olur, sana bir çikolata vereceğim, sana para vereceğim diyen sapıkların peşinden gitmezler.

Gönüllüler esası ya, gönüllü olan yok.

Ama çocuklar şu anda en önemli gündem, çocuk tacize uğrayınca kıyamet kopartmakla, hangi derde deva olamayız ki.

Yok biz sadece kıyamet koparırız, palavradan paylaşırız diyorsanız, devam.

İyiliğe ortak olamaz mıyız?

Yok olamayız.

Ama.

Mesela.

Erkan Petekkaya'nın uçakta kadını taciz ve tartışma görüntülerini paylaştım. 20 bine yakın like, yüzü geçmiş yorum. Ama Funda hanım alkollü idi, ama Funda hanım hep içiyor hep böyle yapıyor o, yok kadın haklıydı, yok adam haklıydı.

Magazine gelince ilgi alaka büyük, herkesin bir diyeceği var.

Hani geleceğimiz çocuklarımızdı.

Mesela.

Alişan, bir hayvanat bahçesinin açılışına gitmiş, kucağına bir ayı yavrusu almış, biberonla süt vermiş.

Sen misin giden, sen misin bu paylaşımı yapan, kıyamet kopmuş, adamı linç etmişler...

İnanılmaz, neler yazmışlar neler.

Neymiş, hayvanat bahçesine karşılarmış.

Sanki ömürlerinde ilk defa hayvanat bahçesi ve hayvanları görüyorlar.

Ne kadar utanmaz insanlarsınız, dünyanın her yerinde hayvanat bahçesi var, çocuklarınızı koşa koşa Frankfurt'taki, Newyork’taki hayvanat bahçelerine götürüp, fotoğraflar çekip, sosyal medyanızda paylaşıyorsunuz.

Size ne, adam nereye isterse gider, hakaret etmek, küfür etmek neyin kafası.

Mesele hayvan sevgisi, onları kafese hapsetmek falan değil..

Mesele linç etmek, üzerine atlayacağınız insan aramak, linç etmek, parçalamak, doğramak.

Bakın ne diyeceğim.

Öncelikleriniz bozuk.

İkiyüzlülük gırla.

Çocuklar konusu, hayvanlar konusu, cinsel taciz konusu, paylaşalım, dostlar alışverişte görsün.

Ama el uzatalım, yardım edelim.

Yokuz.

Benim bu anlamda hiç kimse ile ortak derdim yoktur, bundan böyle biline.

Kamu vicdanı, seyahate gitmiş yok.

Bundan böyle ben ve vicdanım baş başayız.

Artık yalnızız.

Selam vicdanım, selam merhametim.

Funda'nın aklındakiler…

... Gurme Vedat Milor, sosyal medyadan takipçisine, "sana ne hödük demiş".

Takipçi densiz, Vedat Milor’un yurt dışında gittiği bir mekandan, yemek tanıtımı üzerine, el alemin ülkesinde yiyip içeceğine, gel de bizim Anadolu yemeklerimizi tanıt demiş.

İnsanın sana ne ulan, beğenmiyorsan neden takip ediyorsun diyesi geliyor.

Sana ne diyesi geliyor.

Ama konum bu değil.

Kelebek yazarı Savaş bey, Vedat beye "hödük "dedirtmek için ne yapmak gerekir demiş.

Vedat beyi tanıyormuş, çok kibarmış, imkansızmış.

Savaş bey, eğilin kulağınıza bir şey diyeceğim.

Adam gittiği lokanta ve restoranlarda bile sinirli, aşçılara ayar çekiyor, azarlıyor, atarlı biri o.

Karşısında cümle kuramazsınız, snob ve kendini çok beğenen biri o.

Ben de Vedat bey ile ilgili çok şey biliyorum, mesela yemeğe çok meraklı, bu nedenle gerçekten çok biliyor.

Ama Ferit Şahenk'in çok yakın arkadaşı, yıllarca beraber gezmişler, yemisler ve o nedenle, çok uzun süre NTV’de program yaptı.

Ve aslında galiba beraber çalıştığı arkadaşlarına sormak lazım, nasıl biri, diye.

Ya da "hödük" der mi diye.

Bence der.

… Ankara, Aydınevler'de 5 Mart günü bir ortaokulda seyyar sinema aracı getiriliyor.

İkisi 11, diğeri 12 yaşında 3 kız öğrenci, sinema aracına binerken, 38 yaşındaki görevli adamın kendilerini, elle taciz etiğini söylüyorlar.

Bu sapık adam hakkında soruşturma başlatılıyor, adam tutuklanıyor, sarkıntılık yapmak suretiyle, çocuğun cinsel istismarı, suçundan 3 yıldan 8 yıla kadar, hapis talebiyle, Ankara 46.Asliye Ceza Mahkemesinde dava açıldı.

Hakim sanığa, nerede iyi halini gördüğü bilinmez, iyi hal indirimi uyguluyor.

Mağdur çocukların avukatı, Ayşe hanım, davanın hakimini Adalet Bakanlığına ve CİMER’e şikayet ediyor.

Duruşma hakimi, sanığa “Yavrum seni azad edeceğiz var mı söylemek istediğin başka şey”, “Ah yavrum keşke cezayı erteleyebilsek, ancak kanun izin vermiyor” dedi diyor.

Avukat hanım, sanığın yalnızca 40 gün hapiste kalıp sonra tahliye olması, çocuk sahibi ailelerin korku ve tedirginliğini artırıyor diyor.

Bravo avukat hanım.

Hakim bey, yavrum falan, hiç olmamış, hayırdır.

Sizi derhal görevden almalılar..