Ohhh..
Çok şükür avınıza biri daha düştü.
Ne mutlu size, ne kadar şanslısınız, hiç aç kalmak yok.
Buna rağmen salyalar hep akar halde.
Sizin de işiniz zor, 24 saat salyan akacak, sil dur.
Ona buna sataş dur, küfür et, ağza alınmayacak hakaretler et.
Eskiden, benim çocukluğumda, kudurmuş köpek birini ısırdığı zaman, köpek yakalanıp karantinaya alınırdı. Isırdığı talihsiz de, ha babam de babam kuduz aşısı olurdu.
Bunlar çok şanslı, hep av var, doğru yanlış neyse, işin doğrusunu anla anlama neyse ne, saldır, avını bekle, ısır dur.
Son av.
Gizem Özdilli.
Kızın instagram hesabına, DM yani özelden, Fenerbahçeli futbolcu Şener, " Naber nasılsın" diye mesaj yazıyor.
Gizem, tanışıyor muyuz, kırk yıllık arkadaş gibi, noluyooo diye cevap yazıyor..
Ve bu yazışmayı sayfasından ifşa ediyor.
Bana göre gereksiz.
Ben olsam, ne cevap verirdim, ne ifşa ederdim.
Ama hayat ben olsam ya da olmasamdan ibaret değil ki.
Kızcağız.
Gizem, demek ki gerekli görmüş, belki de bıkmış.
O kadar çok, hiç tanımadığın erkekler kadınlara, slm, nbr yazıyor ki.
Orayı avlanma yeri zannediyor.
Orada kadını bir yokluyor, bakalım ne gelecek..
Ya tutarsa.
Ne münasebet ki.
Kadının kafası atmış, ifşa etmiş.
Konu futbolcu oluşu.
Konu insanların futbolculara pek meraklı oluşu.
Ne münasebetle, 28 yaşında gepgenç bir adam, 48 yaşında bir kadına, durup dururken, kadını gerçekten hiç tanımazken, naber nasılsın diye yazardı ve ne anlamı vardı ki.
Vay arkadaş sen misin bunu ifşa eden.
Yaklaşık 30 bin tweet atılmış.
Kadına neler yazmışlar inanamazsınız.
Özellikle kadınlar ana avrat küfür, hakaret, demediklerini bırakmamışlar.
Yaşlı kadın, menapozlu kadın, eski telekız, ucuz reklamcı.
Bir ayağı çukurdaymış, 48 yaşında, inanılmaz fit kadının.
Üstelik tanırım çok iyi kalpli, yumuşacık bir kadındır.
Capsler yapmışlar, film repliklerinden alıntılar yapmışlar.
Herkesin anasında olan, anasının uzvu üzerinden küfür eden utanmaz erkeklere, utanmaz kadınlar ortak olmuş, eşlik etmişler.
Adama bir şey diyen yok.
Madem öyle, sen anan yaşında kadına, durup dururken niye yazarsın.
Herhangi bir gider, gel gel, kadına yazma, beklenti olmadığını düşünelim.
Ne mana.
Neyse, futbolcu açıklama yapmış, hesabım hacklendi, o ben değilim.
20 yaşında genç bir çocuk, bir gece yarısı saat 03.35’de bana, ne kadar güzelsiniz, arkadaş olabilir miyiz yazmıştı..
Sabah gördüğümde kafamdan aşağı kaynar su inmişti.
Kendime, ne kadar büyük hakaret edildiği hissini anlatamam.
Utanmaza bak.
Edepsize bak.
Anası yaşında kadına yazdığına bak.
Dikkat et, senin gibi edepsizler senin annene neler yazarlar bak, diyecektim, dememiştim.
Belki Gizem de, böylesine alındı ve bozuldu.
Ya salyalı siz linçseverler.
Salyalarınızı silmeye vaktiniz yok, bilirim de.
Yazdıklarınızı ananız okusa gerçekten, sizi doğurduğuna çok pişman, çok utanırdı.
Funda'ya takılanlar..
... Koskoca emekli Orgeneral Tolon Paşa, telefon dolandırıcılığı çetesinin kurbanı olmuş.
Tolon Paşayı biz polisiz diyen birileri aramış.
FETÖ, sizin sabit telefon hattınızı ele geçirdi, yurt dışına para transfer etmiş..
Bu nedenle, bankadaki paranız bloke edildi. Blokeyi en kısa zamanda kaldıracağız, güven timinden bir arkadaş gelecek, parayı çekip ona verin, arkasından operasyon başlayacak demişler.
Paşa, bankadan 12 bin 600 doları çekip adamlara vermiş.
İnanılır gibi bir hikaye değil, değil mi?
Hani bizi dolandırsalar, Tolon Paşa bizi kurtarır diyeceğimiz adam, bu hikayeye inanıp adamlara para veriyor.
Valla ne diyeyim.
Batsın bu dünya.
.... Hürriyet gazetesi köşesinde Ertuğrul Özkök yazmış.
Diriliş Ertuğrul’un kızı da, Amerika'da doğuyorsa..
Kızıma, torunuma ve damadıma yaptıklarımdan pişmanım demiş.
Niye?
Diriliş Ertuğrul'un başrol oyuncusu Engin Altan'nın karısı, Amerika'ya doğum yapmaya gitmiş.
Niye giderler?
Çocukları Amerikan vatandaşı olsun diye.
Bu istek ve arzu kesin.
Niyelerini, nedenlerini, sizler, bizler, onlar hepimiz biliyoruz.
Herkes, canı nerede nasıl isterse doğurur.
Orada sorun yok.
Sorun.
Ama, hani bir durum tespiti vardır ya.
Senin durumun.
Hani tarihi dizi falan var ya!
Ülkenin vatandaşlarının durumu falan.
Bazen söylemezsin, bazen söylememek lazımdır, bazen kimse bilmesin istersin.
Ertuğrul Özkök bey, haklı, o zaman ki durumunu düşünmüş, kızına, damadına, olmaz demiş.
Hayat, o kadar da rahat ve konforlu değil.
İyi düşünmek lazım.