Kıymetli arkadaşım Gökhan Yücel geçen günlerde uydu takip cihazı takılan bir kartalın Asya içleri, Arap yarımadası ve Afrika'ya uzanan tekrarlı rotasını paylaştı. İlginçti. Kartalın rotası aynı zamanda dünyanın kadim göç yollarıyla kesişiyordu.

Geçen sene 23 Nisan’da Somali’nin başkenti Mogadişu’daydım. Amacımız Kızılay’ın yardım faaliyetlerini belgelemek ve yapılan çalışmaları kayıt altına almaktı. Somali’ye indiğimizde yorgun bir şehirle karşılaştık. Yaşanan zor günlerin ardından yeniden ayağa kalkmak isteyen bir ülkeydi. Şartlar zorlu gelse de görece olarak yaşanan iyileşmeler umutları beslemeye yetiyordu. Bardağın dolu tarafına bakmak daha bakın geliyordu. Türkçe konuşan Somalililer bize Türkiye’de eğitimlerini tamamlayan gençlerin ikili ilişkilerde nasıl fayda sağlayacağını açıkça gösteriyordu. Bayramı ve Kızılay yardımlarını sembolize eden tekerlekli sandalye dağıtımını gerçekleştirdikten sonra ikramların başına geçtik. Büyükelçilik bünyesindeki yerel ve Türk aşçılar hünerlerini konuşturmuş ve misafirler için güzel bir ikram menüsü hazırlamışlardı. Hamur işlerinden birini gördüğümde ne olduğunu sordum Kızılaycı arkadaşlarımıza. Yerel bir börek çeşidi olan samosaymış. İçi kıymalı ve sanırım biraz da ceviz vardı. Damak tadımızla uyumu tamdı. Bir tane, sonra bir tane daha ve bir baktım ki herkes benimle aynı fikirde. Samosalar bitmiş. Bu güzel lezzeti aklıma kaydedip Somali’den Türkiye’ye döndüm. Sonra Hint alt kıtasıyla ilgili araştırma yaparken samosanın bir Hint böreği olduğunu öğrendim. Demek ki aradaki okyanus lezzetin taşınması için köprü olmuş. Hint okyanusuna ait bir lezzetmiş. Yeni öğrendiğim bu bilgiyi arkadaşlarımla paylaşınca samosanın bir Türk böreği olduğunu ve adının da samsa olduğu gerçeğiyle karşılaştım. Yağda kızartılan kıymalı böreğin ne uzun bir hikayesi varmış meğer.

Sonrasında Pakistan yolculuğum başlayacağından samosa yapan esnaf videoları izledim bir süre. Kültürel etkileşim gerçekten sınır tanımıyor. Aklıma kartalın yaptığı yolculuk geldi. Lafı dönüp dolaştırıp getireceğim yer kültürlerin birbirine üstünlüğünü dile getirmenin ne kadar çiğ bir davranış olduğu. İnsandan akılca geride duran bir kartal sınırları tanımadan özgürce yolculuk yaparken insanların içine düştüğü boş gurur gerçekten komik.

Samosanın hikayesi bize bir börek tarifiyle farklı görünen birçok coğrafyayla nasıl yakın olduğumuzu gösteriyor. Hepimizin birbirimizden öğrenecekleri var. Bir Türk böreğinin hikayesini öğrenmek için ta Mogadişu’ya gitmem gerekiyormuş. Bundan şikayetçi olduğum sanılmasın. Aksine iyi açılmış bir hamurla lezzet bulur börek. Kültür de tıpkı öyle. Ne kadar geniş bir havzada demlenirse lezzeti o kadar vazgeçilmez oluyor.

Yemek yapmayı birbirimizden öğrendiğimiz aşikar, aynı şekilde insanlığı da birbirimizden öğrenmemiz için herhangi bir engel yok. Kabil, Habil’i öldürdüğünde nasıl gömeceğini bir kargadan öğrenmişti. Biz de sınırlarımızı kaldırmayı bir kartaldan öğrenebiliriz. Yeter ki kibir taşlarını kanadımıza takmaktan vazgeçelim. Yoksa değil dağlar denizler aşmak havalanmamız bile mümkün olmaz.

Bu arada samosa yapacak olursanız lütfen haber verin, bayılıyorum.