Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Güney Kore gezisini eski dostlukların üzerine yeni dostluklar katarak bitirdi ve bu satırları sizler okurken ülkemize geri dönmüş olacak.

Cumhurbaşkanımız iki Kore liderlerinin savaş baltalarını gömdükleri tarihi zirve toplantısından sonra Güney Kore’yi ziyaret eden ilk dünya lideri oldu ve bu hemen Seul’de olumlu bir şekilde not edildi. İki ülke stratejik ilişkilerini bilhassa teknoloji, ticaret, eğitim ve savunma sanayi alanlarında derinleştirmeye karar verdiler.

Burada kilit olan Güney Kore sanayi devlerinin Türkiye ile üst derecede işbirliği yapma iştahları. Bu iştah Korelilerde var ama o iştahı kabartma ve doğru kanallara sevk etmek ise Türkiye’ye düşüyor…

Seul’de kurulan Türk-Kore Dostluk Derneği üyeleri ile yaptığımız toplantıda ülkenin üst düzey diplomatları, akademisyenleri, siyasetçileri, sanatçıları, lüks restoran sahipleri ve iş adamlarının Türkiye’ye ne kadar sevgi dolu baktıklarını gördük ve büyük mutluluk duyduk. Şimdi aynı derneği Türkiye’de kurmak lazım…

Kore de Türkiye gibi dünyanın en hassas bölgesinde bulunuyor. Kuzey Kore başlı başına bir sorun odağı. Çin ise uyanmış ve doludizgin giden bir dev. Çin kimseyi tehdit etmiyor ama ekonomisinin boyutları, Dünya’ya açılma politikası istemez bölge insanlarını tedirgin ediyor.

Kuzey Kore ile tam bir sinir savaşına giren ABD Başkanı Donald Trump bölgede tansiyonun ciddi bir şekilde artmasına yol açtı. Daha sonra bu gerilimli havayı kullanıp hem Güney Kore’ye hem de Japonya’ya şantaj yapmaya başladı… Trump onlara işi “bak ben sizi koruyorum bana daha fazla para verin” demeye getirdi. Güney Kore ise ABD’nin beklemediği bir şey yaptı ve Kuzey Kore ile zirve toplayıp Trump’ı ters köşeye yatırdı…

İşte böyle zamanlarda insanların dosta ihtiyacı oluyor ve Türkiye de Güney Kore’ye dostluğunu gösteriyor.